Paranoya nedir, endişe ve korkuyla karakterize edilen mantıksız kuruntularla bilinen rahatsızlık. Veya abartı, kuşku, güvensizlik ve bencillik ile ilgili olan bir ruh hastalığı da denilebilir.

 Endişe, şüphe ve korku, PARANOYANIN başlamasına neden oluyor. İnsanların fikir ve düşüncelerinin baskı altına alınması ruh hallerinin bozulmasına ve korkularının artmasına dolaysıyla paranoyak olmalarına yol açıyor.

Ülkemizdeki, Cumhur ve Millet ittifakı mensuplarının, sevgi, saygı ve gerçeklerden uzaklaşması düşünce alanının önünü kapatmakta. İktidar yasak koyma ve hapishanelerin kapılarını açmaktadır.

Uzun süre sağ kesimin iktidarı elinde tutması nedeniyle hiç çekinmeden düşünce sahasının önünü kapatmada devlet gücünü kullanmaktan geri kalmamıştır. Dolaysıyla iktidar olanların, iktidar gücünü kaybetme korkusu ile muhalefetin iktidar olamama endişesi, halkı bölerek çaresizliğe, mutsuzluğa, geleceğini görememe endişesine iterek PARANOYA’yı tetiklemektedir.  

 Cumhur ve Millet İttifakı arasında yerli yersiz, gerekli- gereksiz, aslı olan ve olmayan sözde fikirlerle adeta harp ediyorlar. Her kesim, kendi fikrinin yüzde yüz doğru olduğuna inanıyor. Hâlbuki hiçbir görüşün mutlak doğru olması bilimce asla mümkün değildir.

 Bilime aykırı görüşlerini kabul ettirme baskısının paranoyaya yol açtığını her iki gurup bal gibi bildikleri halde, kardeşçe yaşamak isteyen asil Türk Halkını hasta etmekten çekinmiyorlar. Nedeni ise sandıktan galip çıkarak mevcut konumlarını korumaktan başka hiçbir şey değil.

 Fillerin çarpışıp ta çimlerin ve güllerin ezildiği gibi iki cephenin kavgası yüzünden toplumun gerilmesi, psikolojisinin bozularak, paranoyak olması kimsenin umurunda olmuyor.  İşin daha kötüsü, Paranoyanın ileri safhalara ulaşması insanları şizofren yapmaktadır.

Türkiye’de eline gücü geçirenler düşüncelere daima yasak getirmişlerdir. Baskı yapmışlardır, oda yetmezse cezaevine göndermeden kendilerini alamamışlardır. Türkiye’de savunulan İnançların, İçi boş olduğu için sorgulatılmıyor.

Gücü ellerinde bulunduranlar; düşünmeyi, tenkidi, karşı görüşü daima zararlı görerek ezilmesi için ellerinden geleni yapmışlar ve yapmaya devam ediyorlar.

Netice olarak akılcı, araştırıcı, eleştirici, sorgulayıcı düşünmeyi hep zararlı görerek, önünü kapatmayı insanları köleleştirmeyi marifet bilmişlerdir. Düşünceyi engellemek için en çok; DİN, MİLLİYET, BEKA, MİLLİ BİRLİK, VATAN ve BAYRAK kullanılmaktadır.

Kapitalizm, sömürü düzeni demektir. Ülkemizde bu nalet kapitalizm kemiklerimize işlemiş, ruhumuzu esir almıştır. Çekirdek ailede bile bütün gücüyle hüküm sürmektedir. Doğan çocuk hiçbir zaman hür fikirli olsun diye yetiştirilmiyor. Nasıl para kazanılır veya yüksek makamlar nasıl ele geçirilir, fikriyle çocukların ve gençlerin temiz ruhu zehirleniyor.

Çocuklarını bile sömüren ailelerden meydana gelen bu toplum nasıl hür fikirli olup her türlü düşünceye saygılı olacak? Dünyada düşünce olmadan hiçbir toplum değişim ve gelişimi yakalayamamıştır.

Ülkemizde toplum hür düşünceye kapalı olunca, siyaset yapanlarda din, milliyet, vatan, bayrak ve beka sorunundan beslenerek yeni ufuklar açılmasını ve toplumun çağdaşlaşmasını engelliyorlar.

Hâlbuki siyasetçinin işi ekonomi ve teknoloji alanında neyi uygulayacağını bilmek ve toplumu inandırmak zorundadır. Düşündürülmeyen ve düşünmeyen toplumumuz sorgulamayı dahi akıl edememektedir. Öz ülkesinde çağdaşlığı ve hür düşünceyi yakalamayan toplumda bilim ve medeniyet nasıl gelişecek?

Toplumu paranoyak eden siyasetçiler olduğu sürece, toplum doğruları asla bulamaz. Tek çare, ‘’İlmi Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür’’ nesillerin yetiştirilmesidir.

30 Ağustos Zafer Bayramınızı Tebrik Ediyorum 

   Hayrola, muvaffak Ola, Muzaffer Ola.

 

 

 


31.08.2020 09:39:00

Rasim Gül

İktidarın Kendi İçinde Ve Muhalefetle Kavgasından, Halk Paranoyaya Sürüklendi

İktidarın Kendi İçinde Ve Muhalefetle Kavgasından, Halk Paranoyaya Sürüklendi