Daha evvelki yazılarımızda Aksaray’ımıza değer katan, iş adamlarından bahsetmiştik. Nedeni birbirimize karşı sevgi-saygı ve takdiri esirgediğimizi, anlatmaya çalışmaktı. Haklarını söke söke alan, güçlü bir Aksaray inşasının tek yolu birbirimiz yürekten sevme- sayma ve takdir etme ve birlikten geçtiğine inanmaktan başka yol olmadığını anlatmaktı.
İş adamlarımızın dahada başarılı olması ve yatırımlarını artırması dolaysıyla iş sahaları açması için hiç ayırım gözetmeden destek olmamızın görevimiz olduğunu anlatmaktı. Konya ve Kayseri’yi örnek alarak devlet ve hükümet imkânlarını, hatta yurt dış kaynaklarını, ihtiyacı olan iş adamlarımıza sağlamaktı. Ekonomik yönden güçlenen ve birliğini sağlayan Aksaray’ı inşa etmek 7 den 80-90’ kadar hepimizin 1. Görevi olduğunu, anlamak ve anlatmaktı.
Aksaray’ımızda; Ciddi eksiğimiz, 1. Sırada ilimizi yeteri kadar tanımamak, 2. Sırada çok cimri davranarak Aksaray’ımıza değer katanlardan takdiri, sevgi ve saygımızı esirgemek, 3. Sırada eğitim-öğretimle ilgilenmeyişimiz gelmektedir. Sıraya bile giremeyen turizmle ilgisizliğimizi ve neme lazımcılığımızı anlatabilmek asla mümkün değil.
Köroğlu tebdili kıyafet gezerken gözleri çok az gören bastonla yürüyen ihtiyar kadına rastlar. Kadın devamlı, ‘’Köroğlu gözün kör olsun’’ diyerek yürüyor. Köroğlu kadına yaklaşır, ‘’Ana, Köroğlu sana ne yaptı da böyle diyorsun diye sorunca, kadıncağız bana bir şey yapmadı der. O zaman ne diye devamlı Köroğlu gözün kör olsun diyorsun deyince kadıncağız, oğlum el diyor bende diyorum der.’’ Aksaraylımız, Köroğlu örneğinde olduğu gibi siyasette ve iş alanında boş lafla zamanını boşa harcamaya devam ediyor.
Fikrin, inanç anlayışının, siyasi görüşün farklı olması bizi insan olmaktan, hak hukuk, adaleti tanımaktan alıkoymamalıdır. Bizler güzel Aksaray’ın halkı olarak, Aksaray’a değer katanları baş tacı ederek haklarını teslim etmek insanlık borcumuz olmalıdır.
Aksaray’ımıza değer katanlardan biride mütevazılığı ve çalışkanlığıyla tanınmış, kimsenin hakkına tecavüz etmeden, kendini bildi bileli gece gündüz çalışarak başarı kazanmış, yatırımlar yapmış, birçok hemşerimize iş sahası açmış iş adamı ZAFER Uçkun’dur.
Zafer uçkunu anlatmamızın nedeni, dik durarak, çok çalışarak, bilim ve aklı kullanarak başarılamayacak hiçbir konu olamayacağını ve gençlerin örnek almasını ve Aksaray’a değer katanları artmasını sağlamaktır. Başarılı iş adamı, Zafer Uçkun kendini şöyle tanıtıyor.‘’1928’den beri aynı adı taşıyan, 1957 yılında kasaba olan, E-90 Karayolu üzerinde, Aksaray İl merkezine 27 kilometre mesafede, 1.500 yıllarında Azerbaycan’dan gelen bir Türk kavmi tarafından kurulan Taşpınar’da 1960 yılında doğdu.
İlk ve Ortaokul Kasabada bitirdim. Çocukluğum Taşpınar’da geçti. Ortaokul bitince Aksaray Lisesine başladım. Liseyi bitirdikten sonra Hollanda’ya turist olarak gittim, üç yıl çalıştım. Tekrar Türkiye’ye döndüm.
Aksaray Taşpınar arası taksicilik yaptım, sonra askere gittim, askerlik bittikten sonra yine Aksaray’a gelerek minibüsçülük yaptım. 1985 yılında Mersin’e taşındık, ağabeyim nakliyatçılık yapıyor, ben PTT ve Karayollarının değişik yıllarda servislerini yapıyordum. İşimiz ağabeyimle ortaktı. 10 yıla yakın Mersin’de kaldıktan sonra, Aksaray’a tekrar döndük.
Nakliyat şirketi kurarak, nakliyatçılığa başladım. Her yıl yaz aylarında arabaların üzerinde üç ay kömür ve odun satışı yapıyorduk. Depomuz yoktu, toptan ve perakende satıyorduk. Aksaray pancar bölgesi olduğundan dolayı, her yıl pancar ihalesine girdik.
Aldığımız ihaleler gücümüzün çok üstünde olduğunda, başka kamyonlarıda çalıştırıyorduk. Bundan dolayı pancar nakliye işi çok riskli oluyordu. Her an iflas etme durumu söz konusu olabiliyordu. Belli tonajı, belli gün gün ve aylarda kaldırma şartı vardı. Kaldıramazsan, ya ceza yazarlardı ya da son hattına gelirse müdahale hakları vardı.
2004 yılında nakliyatçılığı bırakarak mağaza açma kararı verdik. MAVİ ÇARŞI’YI kurarak, beyaz eşya, mobilya, halı işine girdik. Ağabeyimle 10 yıl beraber çalıştıktan sonra mağazayı ağabeyime bırakarak ben petrol ve otelcilik yapmaya başladım.
Aksaray- Konya yolu üzerinde Aratol sınırları içerisinde ve Mercedes karşısında, Petrol otel işletmeciliği yaparak işimizin başındayız. Opet Bayisi olup 10-15 arkadaş olarak çalışıyoruz. MAVİ OTEL olarak adıyla işlettiğimiz otelimiz ÜÇ YILDIZLI olup 43 oda mevcuttur. Otelimiz 100 yataklı, restoran, kahvaltı salonu, toplantı salonu, mescit ve kafeterya salonundan oluşmaktadır.
Otelimizde çalışan sayısı 10-15 arasında değişmektedir. Petrol istasyonu ve otelimizde kullandığımız elektriği GÜNEŞ panelinden elde ediyoruz. Toplam personel sayımız mevsim ve iş durumuna göre değişmektedir. ZAFER UÇKUN’u yürekten tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Benden duymuş olmayın, Zafer Ağa yoldan geçene çay, kahve ikramında bulunuyormuş, haberiniz ola.
HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA