Aksaray’da, iktidar, muhalefet, Halk güç birliği, il olma isteğinde oldu ve 59 yılda başarıldı. İkinci birlik 15 Temmuz 2016’da Fetö kalkışmasına karşı olundu ama devam ettirilemedi. Bunların dışında hiçbir konuda birlik olunduğu görülmedi. Protokol gereği bir araya gelmeyi önemli bulmuyor ve saymıyoruz. Çünkü çok samimiyetsiz ve yapmacık.

1950’de Kayseri’de Osman Kavuncu ve 1963’de Konya’da Ahmet Hilmi Nalçacı’yla başlayan, belediye ve iktidar işbirliği bütün partiler döneminde devam etti. İktidar ve muhalefet hizmette birbirini kıskanmadı.  Her iki şehrin bütün yöneticileri halka hizmet konusunda BİRLİK içinde çalıştılar. Kayseri ve Konya kalkınma ve büyümede Türkiye’nin kalbi oldu. Aksaray’a örnek olacak iki şehir. Örnek alırsa.

Aksaray, Konya ve Kayseri’yle ciddi miktarda ticaret yapmasına rağmen, siyasi ve ekonomik işbirliğinin sırrını alamadı diye düşünüyorum. Siyasi ve ticari her konuda birlik olmayı becerip, kalkınma ve büyümeyi daha fazla ilerletemedi. Nedenleri belediye, Üniversite, Ticaret Odası ve Borsa tarafından incelenmeli ve nedenleri yok edilmelidir.
 
Aksaray’da siyasi, ticari ve sosyal bütün kuruluşların temsilcileri, üç kişilik divan heyeti başkanlığında düzenlenecek toplantıya, davet edilerek ‘’BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ AKSARAY’’ olmanın yolları tartışılmalıdır. Bütün konuşmalar ve sunulan tebliğler ciddiyetle incelenmeli, sonuçlar bir dosya halinde valiliğe ve hükümete sunulmalıdır. 
Bu öneriyi beğenen olur, beğenmeyen olur, toplantıya davet edilenlerden katılmayan da olabilir. Ne olursa olsun bu yoldan asla dönülmemelidir. Güç birliğinin, temelleri böyle atılır. Dünya’nın her yerinde bütün yeniliklerin başlangıcında sorunlar çıkmıştır. Elbette Aksaray’da da çıkacaktır. Bu toplantıya, Ticaret Odası ve Borsa finansör olmalıdır.

Aksaray’da, bir adet, bir inat var, iktidar olan partiyi ve milletvekilini, beğenmeme, küçümseme gibi. İktidarın ne olduğunu anlamadığından değil inadından ve çekemediğinden. İktidar yani hükumet halk adına DEVLETİ yöneten ve PARAYI harcayan güçtür. Bu gücünen kavga etmek, kendine gelecek hizmeti engellemekten başka bir işe yaramaz. Tabi muhalefeti beğenmemek ve görüşlerine önem vermemekte, demokrasiye inanmamak ve ciddi saygısızlıktır.

Aksaray, Demokrat, Adalet, Doğruyol, Anavatan, Refahyol ve Ak Parti iktidarlarında, Konya ve Kayseri gibi olamamıştır. Biz burada asla muhalefet yapılmasın iktidarlar başarısız demiyoruz, diyemeyiz de. Sadece ilimizin ana konularında iktidar, muhalefet oturup konuları müzakere etsin başarılar dahada artsın istiyoruz. Hem iktidar ve muhalefet mensupları aslı astarı olmayan şeyler söyleyip birbirlerini incitmesini dolaysıyla halkı yanlış yönlendirmesini istemiyoruz. 

Valinin, belediye başkanının gayret ve samimiyetleri gözle görülüyor ama bu yetmez. Milletvekilleri, Üniversite Rektörü, partilerin il başkanları, yarı kamu kuruluşu Sivil Toplum örgütü başkanları eşit şartlarda ve çekincesiz ilin konularını müzakere etmelidirler. Bunun ne zararı olabilir? İktidar ve muhalefet ne kaybeder? Bir araya geldiniz diye partileri kendilerini ihraç mı ederler?

Bize göre Aksaray 71 senedir, BİRLİK ruhunun neler getireceğini neler kaybettirdiğini anlamadı, anlamamakta da ısrar ediyor. Yanlıştır, yazıktır, günahtır ne iktidar nede muhalefet ve STK lar bunun vebalini ödeyemezler. Halkın sessiz çığlığını da anlayamazlar.

Aksaray’ı vilayet yaptırmış Mustafa Vehbi Çorakçı ve Mehmet Altınsoy bile gelip geçtiler. Mercedes fabrikasını, Üniversiteyi ve benzeri hizmetlerin getirilmesini sağlayanları da bugün pek az kişi biliyor. Yaratan bilmesi ve rızası yetmez mi? 

Halka, süslü nutuk bir etki yapmıyor. Halk birlik, beraberlik, hizmet, insanlık, sevgi ve saygı istiyor. Kendini güvende hissetmek istiyor, Devletinin yanında olduğunu bilmek istiyor. İster muhalefeti ister iktidari temsilen olsun, halkın hissiyatlarıyla oynanmasını istemiyor. Siyaset yapanlar ve STK ları yönetenler halkın kalbine girmek istiyorlarsa, bölmeyi bırakıp, birleştirme tarafı olmalıdırlar. 

Türkiye’de, partiler dini bayramlarda birbiriyle bayramlaşıyor. Bu nezaket Aksaray’da neden uygulanmıyor? Aksaraylı olarak inancına, tarihine, örf ve âdetine bağlılığımızla övünüyoruz. Partilerin, iki bayram da bayramlaşma bile yapmamasını, nasıl izah edeceğiz ve vebalini kime yükleyeceğiz? İdare edenler, bayramlaşmıyorsa, idare edilen neden bayramlaşsın? Korona bahane edilmemeli, elbette koronaya dikkat edilerek hareket edilmelidir.

Ramazan ve kurban bayramlarında bayramlaşmayı, partilerimiz gelenek haline getirerek, çocuklara, gençlere ve halka bayramın önemi gösterilmelidir. Aksi durumu, nasıl anlatacaklarını merak ediyorum. Bayramlaşmayı, programlama milletvekillerimiz içinde en yaşlı olan, Cengiz Aydoğdu Valiye düşer. 

Belediye başkanı, Evren Dinçer’de birlik hareketini, üstlenmelidir. İster bayram için ister daha uygun bir zamanda olsun, başkan Dinçer; bakan, milletvekili, müsteşar, general ve profesör olmuş hemşerilerimizin tamamını da davet ederek bir ilk sağlayabilir. İşte Aksaray bu deyip gençlerimize ve halkımıza örnek olabilir.

İli yönetenlerin, asli görevleri önce birliği sağlamak değil mi? İlde birlik sağlayamayanlar ülkede nasıl sağlayacaklar? Esas olan halkın birliği, kardeşliği ve mutluluğu değil mi? Bu sorulara herkes, gür sesle evet diyor ama ortada birlik yok.  

32 senelik ilde başta vali, belediye başkanı ve rektör olmak üzere, bütün parti başkanlarının, Sivil Toplum Örgüt başkanlarının, diğer dernek ve vakıfların ve iş adamlarımızın benlik taslamadan, kimseyi dışlamadan birliğin kurulması medeniyeti ve çağı yakalamayı kolaylaştırmaz mı?

Partili olma değil, ‘’Partizanlığın olduğu yerde fikir olmaz…’’ Prof. Erol Güngör. Demek ki, ‘’Birlikte Daha Güçlü Aksaray’da buluşmak için partizanlık yapılmayacak.
   
        Hayrola, Muvaffak Ola, Muzaffer Ola.


28.04.2021 00:19:00

Rasim Gül

AKSARAY İÇİN: İKTİDAR, MUHALEFET, ÜNİVERSİTE ve HALK, GÜÇ BİRLİĞİ YAPMALI

AKSARAY İÇİN: İKTİDAR, MUHALEFET, ÜNİVERSİTE ve HALK, GÜÇ BİRLİĞİ YAPMALI