Aksaray’ın tanınmış şahıslarından, Av. Yaşar Ünsal, Diş Dr. Gündüz Güven, Ekspres gazetesinin sahibi gazeteci Ahmet Erbaş, Müteahhit Yusuf Köse ve Rasim Gül 0larak oluşturduğumuz, Aksaray heyeti Devlet Başkanı Kenan Evren’i Çankaya Köşkünde ziyaret etme hikayemiz. 1980 İhtilalinden sonra ‘’Devlet Başkanı’’ olan Kenan Evren’i, 43 yıl evvel 1981 yılında ziyaretimiz hakkında o zaman, müspet ve menfi birçok şey söylendi ve yazıldı. Aradan KIRK ÜÇ yıl geçti, olayın aslını yazarak tarihe not düşmek ve aramızdan ayrılan Av. Yaşar Ünsal, Göz Dr. Gündüz Güven ve gazeteci Ahmet Erbaş’ı (Üstat) anıyor, üçüne de Tanrıdan rahmet diliyorum.

43 yıl sonra bu yazı nereden çıktı diye bizi kınayanlar çıkacaktır. O günlerde de kınayanlar ve kızanlar olmuştu. Hatta hakaret edenler de olmuştu. Hizmet yapmak isteyenler tenkit ve kınanmaya, hakarete hazır olmalıdır. İhtilalin en büyük yanlışı, fikir sahibi olanların, asılması ve ağır işkence yapılmasıdır. Elbette kanunsuzluğa, idama ve işkenceye bizlerde karşı olduk. Ama bizim meselemiz, devletimizden hizmetimizi almaktı vede aldık.

Kenan Evren Devlet başkanı olarak Aksaray’ı ziyaretinde, belediye binasının balkonundan halka hitap ederken, halkın ilk sırada isteği Aksaray’ın VİLAYET olması idi. İÇME SUYU ve Küçük Sanayi Sitesine TELEFON ’la yollarının asfaltlanması ve bazı hizmetler istendi. Paşa vilayet isteğine, gündemimizde yok dedi. İçme Suyu ile telefon ve asfalta bakarız dedi. Ticaret Odası adına teşekkür telgrafı çektim, ziyaret için randevu talep ettim. İl olma, Sağlık, İçme Suyu, Telefon, asfalt ve benzeri isteklerimizi tekrarlamak düşüncesiyle.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Orgeneral Necdet Üruğ, iş telefonumdan beni aradı. Devlet Başkanının çok yoğun olduğunu ve neden görüşmek istediğimizi ve kim olduğumu sordu. Kendilerinin Edirne 11. Mekanize Alayını teftişe geldiğinde, subay ve astsubay toplantısında asteğmen olarak katıldığımı, Ülke hakkında ki konuşmalarını dikkatle dinlediğimi ve ticaretle uğraştığımı arz ettim. Orhan Ağaçlı büyüğümüzün dediği gibi yumuşadı. Kimlerle geleceğimizi sordu. Bende 9 kişilik heyetle der demez katiyen olmaz, devlet heyetleri bile 9 kişi değil, siz ancak üç kişi olursunuz dedi. Bende ısrar edince 5 kişilik heyeti kabul etti ve randevu verdi.

Randevuyu aldık ama işin en zor kısmı, Aksaray’ı temsil edecek 5 kişilik heyet nasıl ve hangi ölçüyle tespit edilmeliydi? Gidiş-gelişte, Devlet Başkanı ile görüşmede, istekleri anlatma da ve Aksaray’a döndükten sonra yanlış anlaşılmaya yol açmayacak heyet teşkili idi.

Aksaray’ın tanınmış avukatlarından, Sosyal Demokrat Yaşar Ünsal, Aksaray Devlet Hastanesi Baş Hekimi Dr. Gündüz Güven, Basında ve Aksaray’da büyük ağırlığı olan gazeteci Ahmet Erbaş (Üstat) ve inşaat sektöründe ve iş aleminde ciddi ağırlığı olan İnşaat Müteahhidi Yusuf Köse ve ben olmak üzere 5 kişilik heyeti tespit ettik.

Çankaya’da Cumhurbaşkanına hitap etme ve konuşma metnini, Av. Sinan Kalyon, Av. Mehmet Zeki Müftüoğlu ve İş adamı Orhan Ağaçlı ile görüştükten sonra hazırladım. Gitmeden üç gün önce heyetimizle yazıhanede toplanıp, Cumhurbaşkanlığına, girme -çıkma ve hazırladığım konuşmayı müzakere ettik.

Tabi olarak en çok Üstat konuştu, eleştiri getirdi, yol gösterdi, girişte ve görüşmede ki tavrın nasıl olması gerektiği ile konuşma metnine son şeklini verdik. Çünkü beşimizde ilk defa Çankaya Köşküne çıkacak Cumhurbaşkanıyla görüşecektik. Rahmetli Ahmet Erbaş ve Dr. Gündüz Güven hikâye, fıkra, anlatarak birbirine hayli takıldı. Yaşar abide hiç duymadığım fıkralarıyla katkıda bulundu. Yusuf’la, ben iyi dinleyici olduk.  

Ankara ve Çankaya Köşküne, Yusuf Köse’nin arabasıyla gittik. Köşkün giriş kapısında sadece nüfus cüzdanlarımıza bakarak köşke aldılar. Zaten daha evvel 5 kişilik heyetin bilgilerini, Genel Sekreterlik istediği için faksla göndermiştim. Köşkte Özel Kalem Müdürü, süremizin 15 dakika olduğunu söyledi.  Lütfen unutmayın diye de tembih etti. Özel kalemde dışişleri ve içişleri bakanı ile bizim tanımadığımız 3 kişi daha bekliyordu.

Makamda Devlet Başkanı, biz ayakta karşıladı, elini sıkarak yerlerimiz oturduk. Karşımızda sanki ihtilal yapmamış, setlikten uzak gayet kibar adamı görünce şahsen ben çok rahatladım. Bizlere hoş geldiniz dedikten sonra ne içeceğimizi sordu tabii olarak bizde çay dedik. Çok güzel çay bardak ve tabaklarıyla çaylarımız geldi. Daha evvel konuştuğumuz gibi çayları höpürdetmeden içmeyi gerçekten başardık. Kenan Evren heyetimize şunları söyledi: Türkiye’yi kısaca özetledikten sonra, ‘’Biz geldik ama kalıcı değiliz. Silahla hiçbir kalıcı sonuç alınamaz. Bu memleketin asıl kurtuluşu saf, temiz Anadolu insanıyla olur. Bunu sakın unutmayın ve üzerinize düşeni yapın.’’ Denesi hiçbir zaman aklımdan çıkmadı.

İzin alarak hazırladığımız metinden bende şunları söyledim. Önce Aksaray’ı ziyaret ettiği için mutlu olduğumuzu söyledikten sonra, Vilayet olmak için elli yıldır uğraştığımızı, İçme suyumuzla Küçük Sanayi Sitemizin telefonu olmadığını, yollarının da asfalt olmasını, hastanemizin de yetersiz olduğunu ifade ettim. Vilayet isteğimize Aksaray’da verdiği cevabı tekrarladı. İçme suyuna, Sanayi sitesinin telefon ve asfaltına emir vereceğini söyledi.

Bu arada aniden ‘’Yahu sizin orada çokça biriket gördüm, o kadarını ne yapıyorsunuz?’’ diye sorunca, Dr. Gündüz Güven, ihraç ediyoruz Cumhurbaşkanım demesin mi. ‘’Hangi ülkelere ihraç ediyorsunuz?’’ Deyince bizi ter bastı ama ben hemen atıldım, efendim iller arası ihraç dedim. ‘’ Ha oldu o zaman dedi’’ bizde sıkıntıdan kurtulduk. Görüşmemiz tam 35 dakika sürdü. Pazartesi günkü yazımızda Bedrettin Demirel Paşayı ziyaretimizi yazacağım.

   HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA

 


9.02.2024 07:08:00

Rasim Gül

43 YIL EVVEL DEVLET BAŞKANI, KENAN EVRENİ ZİYARET (1)

43 YIL EVVEL DEVLET BAŞKANI, KENAN EVRENİ ZİYARET (1)