Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi
1980 öncesi ülkücü ve devrimcileri doğal olarak bugün 65-75 yaş arasındalar. Davaya bağlılık bakımından geçen 41 yılda yerleri doldurulamadı. Ölenlerine rahmet, yaşayanlarına da sağlıklı ömürler ve mutluluklar diliyorum. 45-50 yıl sonra, ülkenin ve üniversitelerin haline bakarken duygularım kabardı, harcanan müthiş gençliği hatırladım, gözlerim doldu.
1980 öncesinde ülkücü ve devrimci gençlerin çoğunluğunun eylemlere karışsa da, karışmasa da üzerlerinden yüzlerce tonluk silindir geçirilerek ezildiler. İşkencelere tabi tutuldular, devlet hizmetinden tecrit edildiler. Binlercesinin dosyasına sadece ‘’SAKINCALI’’ kelimesi yazılarak ömür boyu işkenceye tabi tutuldular. Şu an yaşayanların birçoğunun dosyasında SAKINCALI kelimesi halen mevcut.
1980 den bu yana iktidarlar geldi ve gitti, hiç biri dosyalardan SAKINCALI kelimesinin kaldırılması için kılını kıpırdatmadı. Öldürülen 4.500 gencin neden ve kimler tarafından öldürüldüğü bile araştırılmadı. 2002 den 2022 ye kadar iktidar olan Ak Parti mensuplarına bir şey demiyor ve kahretmiyorum.
Çünkü Milli Görüş mensupları o gün ülkücü ve devrimcilere karşıydı halen de karşılar. Çünkü biri ırkı ve turanı diğeri özgürlük ve bağımsızlığı bayrak edinmişti. Her ikiside hukukun üstünlüğüyle, Cumhuriyet ve demokrasiye bağlı, kanunsuzluğa, hırsızlığa, haksızlığa canlarını verecek kadar karşıydılar. Bu günün gençliğinin böyle bir meselesi ve davası yok.
Milli görüş felsefesinde, devleti ele geçirmenin dışında hiçbir şey önemli olmadı. Buda iktidar olmaktan geçiyor. Evet, milli görüş iktidar oldu. Daha da güçlenerek muktedir de oldu. Dolaysıyla her dediğini de yapıyor. Sonuç olarak, muktedirliğin neler getirdiğini ve götürdüğünü 2023 yılında yapılacak genel seçimler ortaya koyacak.
Seçimi, ister Cumhur Birliği, ister Millet Birliği kazansın Türkiye’ kesinlikle, bugünkü Türkiye olmayacak, başka Türkiye olacaktır. Durumun, nasıl olacağını göreceğiz. Biz elbette ülkenin karışmamasını iyi olmasını diliyor ve temenni ediyoruz.
1980 öncesinde düşman gibi gösterilen ve düşman da edilen idealist gençlik faşist ve komünist olarak damgalandı ve ihtilalle saf dışı edildi. Dolaysıyla etliye sütlüye karışmayan tiplerin önü açıldı, İktidar olan Ak Parti sayesinde hayal bile etmedikleri yerlere geldiler.
İhtilal öncesi dış güçlere direk ve dolaylı olarak hizmet edenler, ülkücü ve devrimci gençliğin altını oyanlar, gölgede yatanlar, pusuda bekleyenler, bir sürü kişiliksizler hak etmedikleri halde devletin, kilit noktalarında görev aldılar, makam ve mal-mülk sahibi oldular.
Sonuç olarak 1980 öncesi idealist, ülkücü ve devrimci gençlik gibi ama aralarında çatışmayan, tahriklere gelmeyen kuru ve boş particiliğe pirim vermeden, milli konularda birleşerek millet ve devlet için destan yazacak gençliğe şiddetle ihtiyaç var. Partici genç, hiç bir zaman hür ve bağımsız olamayacağı için ülke bu gençlerle istediği başarıya ulaşamaz.
Siyasi alanda benim ağrıma giden, aslada onaylamadığım ve onaylamayacağım, Türk Milliyetçiliğinin yükselme ve halk tarafından kabul edilmeye başlayınca; parçalanarak
Milliyetçi Hareket Partisi, İyi Parti, Büyük Birlik Partisi, Zafer Partisi, Yurt Partisi olarak siyasi arenada yer almalarıdır. Bu durum kesinlikle yanlıştır. Hani milliyetçiğin hedefi TURAN’dı ardından TÜRK BİRLİĞİ idi? Ülkede birlik kuramayanlar, Türk Birliğini nasıl kuracak?
Milliyetçilerin, iktidar partilerinde yer almaları değil birliklerini sağlayarak iktidara yürümeleridir. Milliyetçiler yıllarca, Demokrat Parti, Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi, Anavatan Partisi ve son olarakta Ak Parti içinde yer aldılarda ne oldu? Türk Birliği mi kuruldu, Turan ilkesi mi benimsendi hiç biri olmadı. Sadece birileri milletvekili, genel müdür vs. oldu
HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.
NOT: Tarihe yanlış not düşülmesini ve halkımızın yanlış bilgilendirilmesini önlemek için iki hizmetin Aksaray’a nasıl geldiğini açıklamak zorunda kaldık.
