Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. H. Şenol Atakan yaptığı açıklamada şunlara yer verdi.
AKAHED olarak 19 Ekim 2024’te Ankara Anıtpark’ta düzenlenen BÜYÜK AİLE HEKİMLİĞİ ANKARA MİTİNGİ’ndeydik.
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan AİLE HEKİMLİĞİ SÖZLEŞME VE ÖDEME YÖNETMELİĞİ TASLAĞI’na tepki göstermek amacıyla düzenlenen mitinge, Aksaray’ı ve Aksaray’daki aile hekimi meslektaşlarımızı temsilen katıldık.
Aile Hekimleri Derneklerinin çatı örgütü olan AHEF tarafından organize edilen mitinge; ülkemizin kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına bütün illerden yoğun bir katılım gerçekleşmiştir. Sağlıkta şiddete, mobbinge, hak kayıplarına ve karşılaştığımız tüm adaletsizliklere dur demek için bir araya geldik.
Bizler işini layığıyla yapan, meslek onurunu ve meslek ahlakını koruyan hekimleriz. Masa başında hazırlanan yönetmelik taslakları sahadaki gerçeklerle örtüşmemektedir. En temel hakkımız olan can güvenliğimizin sağlandığı, mesleğimize yaraşır çalışma şartları istiyoruz.
Artık; birinci basamak ve aile hekimliklerine reva görülen ve gittikçe dozu artırılarak zulüm yönetmelikleri haline getirilen tasarı ve uygulamalar; hepimizin canına tak etmiştir.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği taslağının; bilimsel temellerden uzak, halkın sağlığını ve sağlık hizmetinin kalitesini önemsenmeden, sadece sayı ve istatistiksel değerleri baz alan bir anlayışın sonucu olduğu aşikardır. Muayene sayısına dayalı teşvik ödemesinde ısrar edilmesi de bunun bir göstergesi olup, bu durum koruyucu sağlık hizmetlerinin amacına aykırıdır.
Bilinmesini isteriz ki; o gün o meydanda toplanmamızın sebebi yalnızca mesleki haklarımızı savunmak değil, aynı zamanda sağlık sistemimizin onurunu korumak ve halkımızın hak ettiği nitelikli sağlık hizmetine kavuşmasını sağlamaktır.
Hekimlerin hastaya ne kadar vakit ayırıp ayıramadığı, hastanın iyileşip iyileşemediği çok ta önem arz etmediğinden olsa gerektir ki; Bakanlığımızın sağlıktaki övünç kaynağı, her sene bir önceki yıldan daha çok yapılan poliklinik ve ameliyat sayıları olmaktadır. Halbuki bu iyiye değil, kötüye gidişin bir göstergesi olarak, nerede hata yapıyoruz diye üzerinde durup düşünülmesi gereken bir mevzu değil midir ??
Mesleki onurumuzu zedeleyen, haklarımızı gasp eden ve geleceğimizi belirsizliğe sürükleyen maddelerle donatılmış performansa dayalı bir kölelik sistemiyle tehdit edildiğimiz bu zulüm yönetmeliği yalnızca bizleri değil, halkımızın sağlığını da tehlikeye atacaktır. Bizler hastalarımıza bilimsel temellere dayalı özgürce sağlık hizmeti sunmak istiyoruz, sayılarla formüllerle değil!
Bizim mücadelemiz; Özlük haklarımızda giderek sistematik olarak artan kayıplara karşı değildir sadece. Artık sağlık sisteminin bu kötü gidişatına dur demek gerektiğini, gelinen noktada; sadece hekimler ve sağlık çalışanlarının değil, tüm TOPLUMUN GELECEĞİNİN VE SAĞLIĞININ RİSK ALTINDA OLACAĞINI HERKESİN ANLAMASINI İSTİYOR VE ÜMİT EDİYORUZ.
Kamuoyuna duyurulur..