Kapadokya’ya açılan kapı olan Aksaray’da Kapadokya'nın saklı hazinelerinden biri olan Kızıl Kilise, Güzelyurt ilçesine bağlı Sivrihisar köyünde dağların arasındaki ovada yer bulunuyor. Ortodoks Mezhebi kurucularından Aziz Gregorius adına yaptırılan Kızıl Kilise, inşa edilirken kullanılan kızıl taşlardan ismini alıyor. Aziz Gregorius İstanbul'dan Güzelyurt'a döndükten sonra hayatının son günlerini burada geçirmiş ve ölümünden sonra da bu topraklara gömülmüş. Dünya Anıtlar Fonu tarafından 2008 yılında "Dünya'nın En Fazla Tehlike Altında Bulunan 100 Tarihi Eseri Listesi"ne alınan Kızıl Kilise'nin 2011 yılında restorasyonuna başlanırken, restorasyon çalışmalarına devam ediliyor. Hristiyanlığın Roma'da yasaklanmasından sonra hem Aziz Gregorius Aksaray'da, Basil'in ise Kapadokya bölgesine gelerek faaliyetlerini devam ettirdiğini bilinirken, Ortodokslar için özel bir anlam ifade ediyor. Kesme kızıl taşlardan yapıldığı için de Kızıl Kilise adıyla bilinen Kızıl Kilise Hristiyanlığın en önemli 3 azizinden biri olan ve ölümünden sonra da bu topraklara gömülen Gregorius için yaptırılmış. Günümüzde halen ziyaretçilerini ağırlayan Kızıl Kilise zaman zaman definecilerinde hedefi oluyor. Geçmiş yıllarda defineciler tarafından kazılan Kızıl Kilise şimdilerde de harabe haliyle dikkat çekiyor. Ovanın tam ortasında kalan tek yapı olan kilisenin duvarları her türlü olumsuz koşula rağmen yıkılmadan sapasağlam durmasıyla dikkat çekiyor. Duvarları sprey boya ve delici aletlerle tahrip edilen kilisenin etrafının açık olması da definecilere davetiye çıkarıyor.
Kızıl Kilise’nin tarihinden bahseden bölge halkından Kürşat Balcan, “Burası Kızı Kilise, 5. ve 6. yüzyıllarda Ortodoks Mezhebi kurucularından Aziz Gregorius adına yaptırılan ve Kapadokya’nın gizli hazinesi. Aziz Gregorius, İstanbul’dan Güzelyurt’a döndükten sonra hayatının son günlerini burada geçirmiş ve ölümünden sonra bu topraklara gömüldüğü söyleniyor. Adının Kızıl Kilise oluşu ise kırmızı taşlardan yapılmış olmasıdır” dedi.