Rasim Gül

Tarih: 27.11.2022 10:22

BİR DEVLETİN TEMELİ, KÜLTÜRDÜR

Facebook Twitter Linked-in

       Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kültür değerleri yaşatıldıkça yaşar, güçlendirildikçe güçlenir, aksi halde zayıflar ve kaybolur. Türk Milletinin bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak kılma, bölünmez bir bütün halinde Milli Bilinç ve Ülkü etrafına toplamak gerekir. Devlet kültür değerlerinden asla kopartılmamalı, Kültür değerleri hafife alınmamalı özellikle siyaset yaşama nedenimiz olan kültür değerlerini istismar etmemelidir.

      Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk kültür değerleri üzerine kuruldu. 100 yıldır Fars, Arap ve Batı kültür emperyalizminden kurtulmaya çalıştı ama beceremedi. Ne yazikki Türk Halkı tam bir kargaşa ve karmaşa içine düştü bir türlü çıkamıyor. Öz benliğine dönmedikçe yani Türk Halkı, Türk Kültür değerleriyle buluşup geliştirmeyi ve yaşamaya başlamadıkça asla sükûnet bulamadığı gibi başından tehlikeler hiç gitmez.   

       Türk kültürü Cumhuriyetle birlikte dirilişe ve yaşama geçmeye başladı. Ne yazikki bu diriliş 1946’da çok partili döneme geçince durakladı ve kısmen geriye gitti. Çok partili dönemde geçilince değerleri siyasete malzeme olarak kullanılmaya başlandı. Kara bulutlar devletin başından hiç gitmedi. Kültür değerleri üzerinden siyasi kavgalar başladı. Başta inanç, dil, tarih ve Kültür değerleri acımasızca kullanıldı, halende devam ediyor.

        Ülkemizde kültür tahribatı halen devam etmektedir. Çünkü devlet, istismar ettiği gibi kültüre yeteri kadar değer vermemektedir. Türk Kültürünün koruyucusu ve kollayıcısı olmadığından, rahatça tecavüz edilerek tahrip edilmektedir. Kültür; iktidar ve muhalefet arasında siyasi çıkar sağlamak için kullanılmaktadır. Devlet kurumunun demirinden, çimentosundan, harcından, işçiliğinden çalınmaktadır. 

          Kültür, bir Milletin Konuştuğu Dilidir, Dini İnanışlarıdır, Tarih Şuurudur, Gelenek ve Görenekleridir, Güzel Sanatlarıdır, Devletine, Milletine, Vatanına, Ordusuna, Bayrağına Bakış Tarzıdır. Bugün Ülkemizde bu değerleri araştırmakla, işlemekle, yaşatmakla, özellikle yaymakla görevli mükemmel hiçbir kurum yoktur. Devlette, kültür kurum levhaları çok ama yaptığı bir görev yok. Ülkede kültürsüz yüzlerce kültür müdürü olması bir felakettir. 

        Dolayısıyla Milletin konuştuğu dil istismar edilebiliniyor, küçük düşürülebiliniyor. Dil’den Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler sorumlu ama sorumluluk kâğıt üzerinde kalıyor. Basit bir örnek güzel Türkçe kelimelerin yerini argo kelime ve deyimler almış durumda. Ehliyet ve liyakat sahibi olmayanlarla çalışılınıyor. 

        Bu durumdaki devlet kurumlarıyla, kültürü meydana getiren değerler asla gelişemez ve yaşayamaz. Dolaysıyla zamanla devletin kütür damarları kurumaya başlar. Korunmadığı için her yıl kültürümüz belli oranda erozyona uğruyor. Kültürümüzün bağrına ciddiyetsizlik, cahillik, siyaset ve ihmalkârlık dayamış hançerini, yok mu kurtaracak bahtı kara kültürümüzü? Diyerek bağırsak aceba bir duyan olur mu? 

       Anaokullarından, üniversite son sınıflara kadar, kültür değerleri öğretim ve eğitim kesinlikle çok çok yetersizdir. Daha beteri yanlış öğretilme meselesidir. Yetersizlik zamanla belki telafi edilebiliniyor ama yanlış öğretilenin düzeltilmesi hemen, hemen imkânsızdır. Bilim adamlarımızın belirttiklerine göre kültür değerleri, anaokulundan lise son sınıfa kadar öğretilebiliniyor. Ülkede başka bir acı Türk Kültürünü öğretme konusunda öğretmen ve akademisyenlerin yeterliliği tartışılır olması. Ailenin yüzde doksanı yetersiz veya yanlış öğretiyor.

        Türk Devletinin temeli olan, Türk Kültürü her türlü tecavüze, sarsıntılara dayanıklı olacaksa, 100 yıldır ki uygulamanın bir kısmı yanlış, bir kısmı yetersiz, geriye kalanın ise ne idüğü belirsiz. Bunların düzeltilip gerçekler kültür değerleri öğretilmelidir ki gençliği hoyratça kullanılarak harcanmasın. 

        İçteki ve dıştaki şer güçler, yetersiz görevliler ve Türk Kültürünü siyasi çıkar için kullanan siyasetçiler ellerini kültürümüzden çekmedikçe emin olun Türk Devleti kendi temelleri üzerine oturamaz, Türk Halkı güvenli, huzurlu ortam bulamaz ve geleceğine güvenle bakamaz.

          Türk Halkına: dilinde, dini inancında, tarih şuurunda, gelenek ve göreneklerinde, güzel sanatlarında gerçekler öğretilmedikçe, Devletine, milletine, vatanına, ordusuna, bayrağına bağlılığında önemi anlatılmadıkça, hiçbir şey düzene girmez. Hiçbir konuda topyekûn kalkına ve büyüme geçekleşemez. 

        HAYROLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —