YÖK; üniversiteleri kuruyor, yönetiyor ve denetliyor. Oh ne güzel; Dünyanın neresinde görülmüş böyle bir imtiyaz ve yöntem.

 

Tabi ki böyle bir yapı otoriter bir yapı olacaktır. Rektör yetkilerine bir bakınız Cumhurbaşkanında bile yok. Bu yetkiyi kaldıramayan ve yoldan çıkan çok rektörlerimiz oldu. Hatta ben hata yaptım diye not bırakarak intihar eden onurlu rektörümüz bile oldu.

 

Daha neler mi oldu?

 

Neler olmadı ki; sahte doktora tezi ile doçent olundu; ihbar edildiğinde ya emekliye sevk edildi ya da yeri değiştirildi. Dahası; soruşturma açılıp ceza alan bölüm başkanı bir profesör; başka bir üniversiteye terfi ettirilerek adeta ödüllendirildi. Bu da gösteriyor ki; sınırsız olan yetkiler kurum içi korumaya olanak sağlamaktadır.

 

Ayrıca; döner sermayeli üniversitelerdeki dönen fırıldaklar kimi zaman örtbas edildi kimi zaman da kendi içerisindeki paylaşım anlaşmazlığı nedeniyle davalık oldu. Oldu da ne oldu musluğun başındaki üst düzeydekilere hiçbir şey olmazken olan; birkaç alt seviyede gariban memura oldu.

 

Muhalefette iken YÖK’ü kaldıracağını ve/veya ıslah edeceğini vadeden siyasiler iktidar olunca yararlanma yoluna gittiler. Merak etmeyin bu 12 Eylül darbe yasasının getirdiği YÖK değişmedikçe; gelecekte de nice iktidarlar bundan yararlanacaklardır.

 

Üniversitelerde rektörlük seçimleri de tam bir fiyasko; sözüm ona üniversitelerde seçimler oluyor en çok oy alan aday yerine en az oy alan aday önce YÖK’ün ve sonra da Cumhurbaşkanının tercihiyle rektör olabiliyor. Yazıklar olsun; koca, koca Öğretim Üyeleri muhtarlarını seçebiliyor da rektörünü seçemiyor. Seçim bunun neresinde? Demokrasi bunun neresinde?

 

Tüm bunların yanında günümüzde mantar türer gibi çoğalan üniversitelerimizin pek çoğunda bilimsellikten ziyade filmsellik öne çıkmaktadır. Nasıl çıkmasın; yıllarca eğitimin kalitesi ve öğrencilerin sorunları sorgulanmazken; kadro savaşları yapıldı. Hak etmedikleri halde birçoğuna akademik unvanlar sağlandı. Bugün onlarca defolu profesör varsa bunun tek nedeni hak etmediklerindendir.

 

 

Çözüm Önerilerim:

 

Öncelikle YÖK hem kuran, hem yöneten, hem de denetleyen bir kurum olmamalı,

 

*Yeni üniversitelerin açılmaları yörenin siyasilerinin seçmenlerine karşı kullandığı bir siyasi rüşvet olmamalı. Kimse inkâr gelmesin ülkemizde son yirmi yılda üniversitelerin çoğu siyasilerin seçim meydanlarındaki verdikleri üniversite sözü ile açılmıştır. Bunlar sadece afili tabelaları ile boy gösterdi. Hoca yokmuş, yurt yokmuş, laboratuar yokmuş kimin umurunda,

 

*Fakülteler açılırken ülkede hangi meslek dalında ihtiyaç var; hangi meslek dalındaki mezunların milyonlarca işsizi var hiç kimsenin umurunda bile değil,

 

Devlet Rektörleri Vali atadığı gibi atamalı. Dışarı pek yansımaz ama üniversitelerde rektörlük seçimleri; demokratik olmadığı gibi hayli yıkıcı ve kırıcıdır. Ayrıca bir bilim adamını kırtasiye, yurt, kafeterya ve bir yığın bürokrasi işleri ile neden uğraştırıyorsunuz? Varsın kendi uzmanlık alanında yararlı olsun.

 

 

*Burada öğrencilere de önemli görevler düşmektedir:

 

-Maalesef günümüz öğrencileri verdikleri öğrenim harçlarının kendilerine ne kadarının hizmet olarak döndüğünü sorgulamak yerine; kendilerine ileride iş verecek olan bir iş kadını konuşmacıyı konferansta yumurta yağmuruna tutuyor.

 

-Öğrencilerin pek çoğu araştırmak yerine internetten kes, kopyala ve yapıştır tekniğinin esiri olmuşlar.

 

-Üniversite tercihlerinde bazıları şehirlerindeki üniversite yerine aileden kaçmak adına diğer illerdeki üniversiteleri tercih etmekteler bu da aile ekonomisine artı yükler getirmektedir.

 

Ülkemde maalesef bazı aklı evveller; üniversite sayılarının çokluğuyla öğünme gafletinde bulunuyorlar. Hal bu ki; Üniversiteler sayılarıyla değil kaliteleriyle var olmalıdır.

 

Buradan yetkililere sesleniyorum; üniversitelerimizin içinde bulunduğu sorunlarda samimilerse bu 12 Eylül yasasının YÖK’ünü çöpe atıp yeni anayasa ile daha çağdaş ve demokratik bir düzen getirmelidirler.

 

Aksi halde bizler mevcut YÖK’ün marifetlerini daha çok yazar, çizeriz ve konuşuruz.

 

 

Not:

 

“Yukarıda yazdığım olayların tüm orijinal belgeleri elimde mevcuttur. Ülkemin cesur savcılarına duyurulur”


17.01.2013 00:00:00

Doç.Dr.İbrahim Baykan

YÖK; YOK olmadıkça!!

YÖK; YOK olmadıkça!!