Ülkemizin zaman kaybına tahammülü yok!

     Bu nedenle yeni anayasamızı yapacak olanların deneme yanılmalarla zaman geçirmemeleri gerekir.!!!

       Çünkü Türkiye’nin muasır milletlere yetişebilmesi için zaman kaybı lüksü yok.!!!.....

   KILI KIRKA YARMALI FAKAT İPEDE UN SERİLMEMELİ

      Zaman kaybının önlenmesi için geçmiş tüm tecrübelerden ve bu tecrübelerin sağladığı avantajlardan Anayasamızı yapacak olanlarca en verimli şekilde yararlanmaları çerçevesinde milletimizin merhum demokrasi şehidi Adnan Menderes’ten sonraki ikinci adamı olan 8.Cumhurbaşkanımız merhum Özal dönemide en iyi şekilde incelenmeli.

     Bilindiği gibi milletimiz tarafından çok partili sisteme geçildikten sonra bağrına basılan demokrasi şehidi Adnan menderes milletimizin bu sevgisine karşı ömrünün sonuna kadar onu seven milletimizin makus talihini yenebilmek ve bununla maddi ve manevi imkanlarının birinin bin olması için ömrünün sonuna kadar çalışmıştı.

ÖZAL KİMSENİN KALDIRMAYA CESARET EDEMEDİĞİ TCK’NIN 141,142 VE 163. MADDELERİNİ KALDIRARAK FİKİR VE İNANÇ HÜRRİYETİNE VURULAN PRANGAYI KALDIRAN İLK LİDERİDİR !!!

    Çeşitli tarihi kaynaklarda verilen bilgilerde kafatasçı azılı bir Türk ırkçısı olduğu belirtilen bu konudaki suçlamayı ise  "Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir.(!)

      Saf Türk soyundan olmayanların(Bin yıldır İslam kardeşliğiyle kız alıp verenlerin bu evlilikler nedeniyle tamamının bir biriyle akraba olmasına rağmen Türkiye’de diğer Müslüman etnik kökenlilerle birlikte saf Türk kalmadığı,kendiside üçüncü dedesi  bilmeyecek halde olan sap ve saman misali Türkiye’de saf Türk varmış gibi) bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı.(!)

     Köle olma hakkı.(!) dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler(!)" şeklinde gösterilen dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un bakanlığında bu şoven bu Kafatasçı zihniyetle hazırlattığı TCK’nin 141,142 ve 163. Maddeleri halka kan kusturacağı daha ilk günden belli olmuştu.

 TCK’NIN141.ve 142. MADDELERİ FAŞİT İTALYADAN İKTİBAS EDİLDİ

    1936 yılında faşist İtalya'dan alınan meşhur 141 ve 142 nolu maddeler sosyal bir sınıfın diğer bir sosyal sınıf üzerinde tahakküm kurmasını yasaklıyordu.

     Bu maddeler sosyal sınıfların varlığını kabul ediyor, ancak aralarındaki ilişkinin değiştirilmesini yasaklıyordu.

 TCK’NIN 141. VE 142. MADDELERİ SİLAHLI VE SİULAHSIZ BÜROKRASİYİ MİLLETİN EFENDİSİ MİLLETİ İSE KÖLE YAPIYORDU!

     Başka bir ifadeyle, sivil-askeri bürokrasinin iktidarına dokunmaya cüret edenlerin ağır şekilde cezalandırılacağını söylüyorlardı.

      Türk Ceza Kanunu bu tarihten sonra 53 kere değiştirildi.

      Kominizim başta olmak üzere beşeri birçok fikri yasaklayan 141.yle 142.maddelerle ve din esasına dayanmayı yasaklayan 163 nolu maddelerin 31 Ocak 1991'de Bakanlar Kurulu'nda "cebir şartlarına bağlanarak 12 Nisan 1991'de de TBMM'de Terörle Mücadele Kanunu kabul edilerek TCK’nin 141, 142 ve 163. maddeleri kaldırıldı.!

     Yasanın kabul edilmesinden sonra cezaevlerinde bu maddelerden yatmakta olanlara koşullu af getirildi.

ANADİLDE KONUŞMA GAZETE ÇIKARTMA, PLAK VE KASET DOLDURMA VE DİNLEME YASAĞININ KALDIRILMASIYLA BÖLÜCELERİN ELLERİNDEKİ KOZLAR ALINDI

    Merhum Özal’dan önce Türkiye’nin en ileri uçtaki ülkücü Kürdünden,Dindar Kürdüne ve Solcu Kürdüne kadar herkesin elinin altında gizli,saklı olarak elde edilmiş bir Kürtçe teyp kaseti veya plak bulunuyordu.!!!

  Çünkü bu vatanı Türk kardeşleriyle birlikte kurtaran,Sevr antlaşmasının 62. ve 64. Maddelerindeki bağımsızlık hakkı kendilerine verilmesine rağmen bunu uygulamayan Kürtlerin Türk kardeşleriyle omuz omuza  mücadele ederek Türkiye’den birlikte kovdukları İngiliz, Fıransız ve Yunanlıların dillerini konuşmak.

      Onların diliyle kaset çıkartmak ve dinlemek serbestken bu vatanı kurtaran iki büyük ortaktan biri olan Kürtlerinki ise akla izana uymayan bir saçmalıkla yasaktı.!!!

    Bin yıllık kardeşliği bozmak için bunu kullanan bölücülerin bu konudaki kozlarını ellerinden almak için ana dilde konuşma, ana dilde plak, kaset doldurma ile dinleme ve ana dilde gazete çıkartma üstündeki yasakları Özal kaldırdı.!!!

   Bu yasakları kaldırırken ülkemizin bölüneceği korkusunu yayanların bu hevesleri uygulamadan sonra kursaklarında kaldı. !!!!

    Şu anda yayın yapan TRT 6(TRT Şeş)kanalının işlevinin o zaman Gap TV aracılığıyla yapmak isteme sininde aynı gerekçelerle engellenmesine rağmen TRT 6 ‘nın yayını öncesi kopartılan gürültüyü çıkartanlarında Rabbime Sonsuz şükür ve hamdü senalar olsun ki hevesleri kursaklarında kaldı.

     Allah(C.C.)’ın kullarına verdiği haklarını ellerinden alan çağ dışı, kafatasçı zihniyetlerin heveslerinin kursaklarında kaldığı gibi Ana dilde savunma ve  ülkemizde bin yıl kendi dillerini,kültürlerini yasaksız kullanarak bir arada duran.

      Bin yıl bir evi gibi birlikte yaşayan,kederde,kıvançta tasada birlikte olan kardeşlerimizin doğuştan sahip olduğu alınan diğer haklarının verilmesiyle de bu kardeşlik kopmayacak aksine kıyamete kadar kalacağından yaygaracıların hevesleri yine kursaklarında kalacak.

  MENDERES’İN RANTINI YİYENLERİN YAPAMADIĞINI YAPARAK İTİBARLARINI İADE ETTİRİP CENAZELERİNİ İSTANBULA

                           NAKLETTİRDİ

   Türkiye’yi  kırtasiyecilikten ve bürokratik engellerden kurtarmak için verdiği mücadelede büyük başarılar elde edilmesini sağlayan, ayrıca da demokratikleşmede de kendisinden önceki dönemlerle kıyaslandığında çok,çok yüksek standartları getiren çalışmaları başaran Merhum Özal’ın bir diğer başarısı ise Menderes’in fikirlerini savunduğunu iddia edenlerin 1965’dan 80’e kadarki onun rantını yemelerine rağmen itibarını iade ettiremeyenlerin yapamadığını başarıp Demokrasi Şehidi Menderes’in itibarın iade ettirip,naşını  İstanbul’da yaptırılan anıt mezara naklettirmesidir.!!!  

     Merhum Özal döneminde onun talimatıyla 11 Nisan 1990'da TBMM tarafından kabul edilen 3623 sayılı kanunla Demokrasi Şehidi Milletin Adamı Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen demokrasi şehidi arkadaşlarının itibarları iade edildi.

      Meclisteki oylamada ANAP ve DYP milletvekilleri evet oyu kullanırken SHP'lilerin büyük çoğunluğu "çekimser", bir kısmı da "ret" oyu kullandı.

      Bu kanunun emri yerine getirilerek Merhum Menderes’in Naşı 29. vefat yıldönümü olan 17 Eylül 1990 tarihinde İmralı'dan Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve yüz binlerce vatandaşın katıldığı bir törenle İstanbul’a getirilerek daha önce kendisinin açtırdığı Vatan Caddesinde yapılan anıt mezara taşındı.

   RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANLIĞINDA VATAN CADDESİNİN İSMİ ADNAN MENDERES BULVARI OLARAK DEĞİŞTİRİLDİ

      Menderes'in 1958 yılında hizmete açtığı bu caddenin adı 1994 yılında dönemin Belediye Başkanı günümüzün efsane Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teklifiyle “Adnan Menderes Bulvarı” olarak değiştirildi.

      Bu yasanın getirdiği serbestlikle daha sonra Menderes'in adı, İzmir'deki Milletler Arası Hava limanına, Aydın Üniversitesine, Adana Seyhan’da yapılan baraja ve ülkemiz genelindeki birçok bulvarla, cadde ve sokakla eselere ismi verildi.

     Merhum Özal’ın bu başarılarının yeni Anayasamızı yazacaklar tarafından hem ekonomik yönü,hemde demokratik yönüyle en iyi şekilde değerlendirilmesi ve ülkemiz in en demokratik Anayasaya sahip olabilmesinin yanında dünyanın en güçlü ekonomisine de sahip ülkesi olabilmesi içinde merhumun ekonomik başarıları ve demokratik başarıları için kendisinden faydalanılması dileğiyle.

      Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.


4.03.2013 00:00:00

Ali Genç

Yeni Anayasa İçin Turgut Özal`ın Demokratikleşm Çalışmalarıyle Ekonomik Başarılarıda İncelenmeli!

Yeni Anayasa İçin Turgut Özal?ın Demokratikleşm Çalışmalarıyle Ekonomik Başarılarıda İncelenmeli!