Akla ziyan umursamazlığa geçmeden önce velinimetlerimizin  kendi çoluk çocuklarının boğazından kesme pahasına ülkemize şimdiye kadar 600 Milyar dolara yakın döviz girdisi sağladıklarının, ve her birinin en az üç paralı turist kadar her yıl ülkemize maddi katkıda bulunduklarının ve ayrıca her yıl milyarlarca Euro ve Dolar karşılığında eş dost akrabalarına harçlık gönderdiklerinin ve yine  menkul ile gayri menkul alımı içinde yine bu orandan daha fazla parayı ülkemiz ekonomisine kazandırdıklarının bilinmesi.

1953 YILINDA AKSARAY’IN NÜFUSU NEVŞEHİR,NİĞDE  VE HATTA BOR’DANDA AZDI!!!

   Yine bu çerçevede konuyu ilimizle ilgili özele indirecek olur isek Velinimetlerimizin Aksaray’ımıza yaptıkları katkılarının özetinin özetin ide arz etmek istiyorum.!!!

   Aksaray İl Halk Kütüphanesinde bulunan1953 tarihli bir genel gazetenin verdiği iller ekinde o tarihten 2 yıl sonra vilayet olan komşumuz Nevşehir’in şehir nüfusunun Niğde şehri nüfusundan, Niğde şehri nüfusunun Bor ilçesinden, Bor ilçesinin nüfusunun ise Aksaray şehir nüfusundan fazla olduğu görülüyor.

AKSARAY GURBETÇİLERİMİZİN GÖÇ VE YATIRIMLARIYLA VE KARAYOLLARININ KAVŞAĞINA GELMESİYLE YETMİŞLİ YILLARIN ORTASINDA  NİĞDE VE ÇEVRE İLLERİN NÜFUSUNU GERİDE BIRAKTI!  1953 de Nevşehir, Niğde hatta ve hatta Bor ilçesi merkez nüfusundan bile az nüfusa sahip olan Aksaray evvel Allah(C.C.) ın izniyle önce şu anki haline toplam nüfusları il nüfusumuzu ikiye katlayan gurbetçilerinin akla gelen her konudaki samimi çabalarıyla.

  Ardından ise Şehit Başbakan Adnan Menderes’in 10 yıllık demokrasi, inanç ve fikir hürriyetiyle birlikte dünyaya parmak ısırtan kalkınma hamleleriyle ülkemizin karayolları ağlarıyla örülmesiyle Aksaray’ın en önemli yolların kavşağına gelmesiyle 70’mişli yılların ortasından itibaren bölgemiz illerini her yönüyle geride bırakan bir seviyeye ulaştı.

AKSARAY’I MODEREN ŞEHİR HALİNE GETİREN ,AKRABALARINI MERDE VENAMERDEDE MUHTAÇ ETTİRMEYEN GURBETÇİLER YAKINLARIYLA BİRLİKTE ESNAFINDA YARIM ASIRDIR ARTAN CAN SUYU!

  Suç kişisel olmasına rağmen il nüfusumuzun iki misli olan gurbetçilerimizin atmışlı yıllardan itibaren ülkemizin her türlü maddi ve manevi sıkıntısında yanında olan bu çerçevede ilimiz merkez ilçesinin nüfusu ve kalkınmışlığıyla çevre illeri geride bırakmasını sağlayan modernleştirdiği köylerinin ölülerini de dirilerinde koruyan, Camii, Sosyal tesis, köprüler, çeşmelerle donatmalarının  yanında başta anne, baba, kardeşleri olmak üzere tüm akrabalarını merde de, namerde de muhtaç ettirmeyen gurbetçilerimiz  yarım asırdır her yıl artan oranda da esnafımıza can suyu olmayı sürdürüyorlar.

GURBETÇİLERİMİZİN YATIRIMLARIYLA AKSARAY İLÇE İKEN KENDİ İMAR PLANINI YAPMA HAKKINA KAVUŞURKEN BAĞLI OLDUĞU NİĞDE’NİN NÜFUSUNUN AZ OLMASIYLA BU HAKKI ELDE EDEMEDİ!

  Gurbetçilerimizin Aksaray’a kattıkları binlerce artısından biriside hiç kuşkusuzu göçlerle hızla büyümesine ve  modern binalarıyla bölgesinin gelişen şehri olmasının katkısıyla merhum Özal döneminde nüfusu 50 bini aşan Belediyelerin kendi imar planlarını yapma yetkisi verildiğinde Aksaray’ın bu hakkı almasına karşılık bu nüfusa ulaşamayan Niğde Belediyesi bu hakka kavuşamamıştı.

GURBETÇİLERİMİZİN MADDİ VE MANEVİ DESTEĞİYLE 70’Lİ YILLARDAN İTİBAREN NÜFUSU VE MODEREN YAPILARIYLA NİĞDE VE ÇEVRE İLLERİ GERİDE BIRAKMASI İL OLMA YOLUNU AÇTI!

  Aksaray’ın 1845’deki 1. ilçe yapılma gerekçesini elimde bu konuda bir doküman olmaması nedeniyle bilmiyorum fakat 56 yıl süren  1 Haziran 1933 günü yürürlüğe giren 2. İlçelik esaretine çarptıran 2197 sayılı kanun tam metni arşivimde.

  Burada ilçe yapılma gerekçesi bu kanun kabul edilmesinden 20 sene sonraki bir genel gazetenin ekinde verilen bilgileri teyit eden bu gereçlerde küçük olmamız nedeniyle gelişmemizin mümkün olmayacağı belirtilerek Aksaray’ın ilçe yapıldığını belirtiyor.

   Eğer ki 1. Derecede gurbetçilerimizin katkısıyla Aksaray Yetmişli yılların ortasından itibaren başta bağlı olduğu Niğde ili olmak üzere İç Anadolu’daki Konya, Kayseri, Sivas ve başkent Ankara  dan sonraki bölgesinin en kalabalık nüfusu ile modern şehir haline ulaşması il olması kanunun çıkartan merhum Özal ve Altınsoy’un bu konuda ellerini  güçlendiren en önemli etken oldu.

     Yani Vilayet olmamızda gurbetçilerimizin Atmışlı yıllardan itibaren ilimize sağladıkları maddi ve manevi katkılarıyla sağlandı!!!

 GURBETÇİLERİMİZİN MODERENLEŞTİRDİĞİ AĞAÇLI, SARIYAHŞİ VE AĞAÇÖREN İLÇE OLDU!

   Veli nimetimiz gurbetçilerimiz köylerine sağladıkları maddi imkanların yanında muhtarlıklar ile Belde belediyelerine sağladıkları iş makinaları, ambulans, kamyon, cenaze yıkama ve ölenin akrabalarının gelişine kadar bekletilmesini sağlayan morg aracı veya  sabit morg binası gibi sayısız imkanların sağlanmasıyla modernleşen  Sarıyahşi ve Ağaçören beldeleri Aksaray’ın il olma kanunuyla, Ağaçlı beldesi ise 1 yıl sonra ilçe oldu.

  VELİNİMETİMİZ GURBETÇİLER BU AĞIR HAKARETLERİ HAK EDİYORLARMI?!!!

  50 yılı aşkın zamandır genel olarak ülkemize özel olarak ilimize sayısız maddi ve manevi imkanlar sağlayan her yönüyle velinimetimiz olan gurbetçilerimizin hiç hak etmedikleri hakarete bulunulan  Ağustos ayının başında ilimizdeki bir yayın organında yayınlanan yazıyı samimiyetine  şahit olduğum bir gurbetçi derneği başkanımızın haber vermesiyle öğrendim.

   Dernek tarafından bana atılan aşağıda yazılan hakaretleri gurbetçilerimiz hak ediyorlar mı?!!!

   Lütfen elinizi vicdanınıza koyarak eksi ve artılarını iyice göz önüne alarak iyice okuyarak Hakkın rızası için hem yapılan hakareti velinimetlerimizin hak edip etmediklerine ve yapılan bu hakarete duyarsız olanların haklılığı ile haksızlığına karar verin!!!

  ” Aksaray’da YABANCI TERÖRÜ yaşıyoruz”! başlığıyla yayınlanan yazıda;

Başlığı okuyunca ilk aklınıza gelen; Afganlılar, Iraklılar, Suriyeliler, velhasıl bilumum cümle yabancılar oldu değil mi?
Yazıyı yazan değil de okuyan olsaydım ben de sizin gibi düşünürdüm.
Ama Aksaray’ın asıl yabancıları onlar değil…
Aksaray’da yabancı terörü var!
Afganlılar başta olmak üzere Suriyeliler ve bilmem kimlerin ülkemizde yerleşik düzene geçmeye başladıklarından bu yana bu olaylardan tabii ki Aksaray’da nasibini aldı.
Ama onlara alıştığımız için onların yarattıkları olaylar bize artık çok şaşırtıcı gelmiyor.
Bize şaşırtıcı gelen, bizi yaralayan, bizi asıl korkutan aslen Aksaraylı olup ta yurt dışında işçi olarak çalışan, yılda 1 kez izne gelen GURBETÇİ diye nitelediğimiz yabancıların bu 1 aylık sürede estirdikleri TERÖR.
Evet değerli okuyucular:
Adamlar, pardon adam olmayanlar, adamlıktan nasibini almamış olanlar (Bunların da büyük çoğunluğunu gençler oluşturuyor) şehirde resmen terör estiriyor.
Her gün bir tartışma, her gün bir kavga, her gün karakolluk olmalar.
Neredeyse hepsinin sebebi de onlar.
Ceplerine 3 kuruş koyarak 1 aylığına Aksaray’a gelince kendilerini bu şehrin DESPOT u sanıyorlar.
Geldikleri yerde yola tüküremeyen bu zavallılar Aksaray’a gelince neredeyse insanların üzerine işemeye kalkacaklar.
Şehrin en işlek caddelerinde kuralları hiçe sayarak Trafik Terörü yaratıyorlar.
Bu şehrin yerleşik insanlarına her türlü saygısızlığı yaparak terör yaratıyorlar.
Biraz zoru görünce çevre illerde görevli polis ya da etkili akrabaları, dostları ile işyeri ya da konut basmaya kalkarak terör yaratıyorlar.
Geldikleri ülkede tuvalet temizleyen, sabahtan akşama kadar aralıksız çalışan, her türlü ağır işlerde köle gibi çalıştırılmalarına hiç sesleri çıkmayanlar Aksaray’a gelince zincirden boşanmış gibi resmen terör estiriyorlar.
Sokakta adam dövüyorlar, araçları sıkıştırıyorlar, insanlara hakaret ediyorlar.
Yani bu şehrin başına bela oluyorlar.
Bütün yaptıkları da Aksaray’da 3-5 kuruş para harcamak.
Gelmeyin kardeşim gelmeyin.
Bu şehrin huzurunu kaçırmayın.
Üstelik bu şehirde 1 yılda yaşanmadık kadar olayı 1 aya sığdırıp ta sonra bir şey olmamış gibi elinizi kolunuzu sallayıp gitmeyin.
Bu şehrin güvenliğini sağlamakla görevli arkadaşlar.
Siz de bunlara göz yummayın!
Koruyup kollamaya kalkışmayın!
Siz gerekeni yapın, terör estirenler haklarındaki soruşturmalar nedeniyle zamanında dönemesinler de bakın bakalım bir daha böyle olaylar yaşanıyor mu?
Şuna bakın ya:
Adamlar dükkan basıyor, ben polisim diyor ve böylesine ağır bir suç işleyenlerin ismi şikayetçi olunduğu halde dosyaya bile girmiyor.
Aksaray’da resmen YABANCI TERÖRÜ yaşıyoruz! Sanki birileri de buna destek veriyor.” Diye tamamlanıyor. 

KAMU KURUMLARI VE MESLEK ODALARIYLA STK’LAR BU YAZIYA NEDEN TEPKİ GÖSTERMEDİLER?
  Memleketimizin öz evladı olan ve her an kalpleri vatan hasretiyle yanan ilimiz nüfusunun iki misli olan öz evlatlarının içinden kendini bilmez birkaç kişinin yaptığını tüm gurbetçilere mal ederek tamamını ite, teröristlere benzeten hatta onlardan da aşağılık olduğunu ima eden bu yazıyı benim tüm yazılanları  takip etme imkanım olmadığından zamanında okuyamadım.

   Çok değer verdiğim gurbetçi derneği başkanın haberdar etmesiyle öğrendikten sonra velinimetlerimiz olan ülkemiz ile ilimize yarım asrı aşan zaman içinde sayısız maddi ve manevi imkanlar sağlayan ve sağlamaya devam edenleri bilebilmesi için kendileriyle ilgili yazdığım gerçeklerin bir kısmını okuyabilmesi ve nedamet getirerek kendilerinden ,yakınlarından ve kamuoyumuzdan bir değil onlarca yazıyla özür dilemesi için sosyal medyada etiketledim.

   Her gün ilimiz genelinde yayınlanan tüm gazeteleri ve internet gazetelerini inceleyen kamu kurumları ile Meslek Odaları ve STK lar neden 2 aya yakın zaman geçmesine rağmen velinimetimiz gurbetçilerimizin hiç hak etmedikleri hakaretlerle ilgili olarak  gerekli tepkiyi göstermediler?

    Lafa gelince bu konuda ve diğer bir çok konuda mangalda kül bırakmayanların yapılan bu hakarete gerekli tepkiyi göstermemelerinin akli vicdani  bir  gerekçesi olamaz.

    Zaman geçirilmeden gereken tepkinin gösterilmesiyle bu ve benzeri akla ziyan hakaretlerin önüne geçilmesinin sağlanmasıyla gönülleri kırılan velinimetlerimizin yeniden kazanılabilmesi için gerekenlerin zaman geçirilmeden yapılması, bir kibritle koca ormanı yakanı veya bu ormanın artılarını görmeyenin ise nedamet getirerek kendilerinden kamuoyu önünde defalarca özür dilemesi dileğiyle.

    Cuma’mız Mübarek olsun.

    Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.


Tarih: 20.09.2019 09:46

Ali Genç

Velinimet’e Hakarete Kamu Ve Meslek Odalarıyla STK’ların Umursamazlığı!