Dün SGK Aksaray İl Müdürü Saffet Çalışkan’la sohbetimizi ve Aksaray ile ilgili SGK durumunu sizlerle paylaşmıştım. Bugünde ilaç ve katılım payları gibi konuları ele almak istiyorum. Bu kurum benim uzmanlık konum değil ama sürekli bu kurum Müdürü ile program yapmam ve konular hakkında bilgi almam nedeni ile belli bir bilgiye sahip oldum. Dolayısı ile, “ sağlıkta devrim gibi değişiklik oldu ama devlette elini cebimizden çekmiyor” diyenlerinde haksızlık yaptığını anladım.

        Öncelikle bana bugün ve dünkü yazılarımdan dolayı, “ iyi güzel yazmışınızda, bu hizmetlerde güzel. Neden devlet cebimizden muayene katkısı ilaç farkı gibi belli bir ücret alarak bizi soyuyor, buna neden değinmemişin” diye yazanlar olmuş. Evet devlet bizi soymuyor, asıl biz devleti soyuyorduk ve haksız yere devleti zarara uğratıyorduk. Hatta buna doktorların bir kısmı da çanak tutuyordu. Bildiği halde başkasının sağlık karnesine ilaç yazıyorlardı.

       Önce bunu anlatayım, yaptığım araştırmada ve bir eczacımızla yaptığım bir görüşmeyi anlatayım. Bir vatandaşımız bir yıl hiç hastaneye gitmemiş. Ama has bel kader hastalanmış, doktora gitmiş, sonra ilaç almaya gittiğinde kendisine 200 TL. İlaç ve katılım payı çıkmış. Ben doktora gitmedim hiç hastalanmadım diye itiraz etmiş. Ama nafile itirazı faydasız parayı ödemiş, ödemiş ödemeye de adam bir yıl içinde defalarca doktora gitmiş ve bin bir türlü hastalıktan ilaç almış ve birde ameliyat olmuş.

       Buyurun buradan yakın, devlete maliyeti 40 bin lira civarında. Şikâyette bulunan vatandaşımızın durumunu Sosyal Güvenlik Kurumu incelemeye alarak soruşturma açmış.

        Kimlikle giriş yap bir karne üzerinden bir aile geçinip tedavi olduğunu bilmeyen var mı? Bir başkasının karnesi ile ameliyat olanları kimler bilmiyor, hepimiz biliyoruz. Şu karneni bir ver de ilaç alayım diye başkasının karnesine ilaç alanlar az mı?

       Hadi bunu geçin, SGK Müdürü Saffet beyle programda konuşuyorum, adamın canı sıkılıyor akşam acile gidiyor. Ufak bir sıkıntısı oluyor acile kopuyor, film falan filan. Ha bide gündüz çok kalabalık oluyor akşam gidip bir tahlil yaptırıp film çektirenlerin sayısı az değil.

         Sonra ilaç alıyoruz, bir bakıyorsunuz aynı ilaçtan birkaç kutu evinizde var. Kimse evdeki ilaçların içine bakmıyor, ya kapılarının arkasında, ya çekmecesinde yâda ecza dolabında birçok ilaç boşuna duruyor. Bunların nasıl kullanıldığını ve hangi hastalık için olduğunu bilmiyoruz, hemen aynı hastalığa bir başka ilaç yazdırıyoruz. Sonra çok bekledi diye poşetle çöpe atmıyormuyuz?

       Devletimiz şimdi şunu yapıyor, ağrı kesici ilaçlardan on tane çeşit var. Bunların tesiri ve faydası aynı ise en ucuz olanını ödüyor. Ama biz ona kanaat etmeyip ille de ben şu ilacı kullanacağım diyorsak, o ilaçta diğer ilaçtan pahalı ise onun farkını ver al diyor.

       Bazen de doktor diyor ki, şu ilaçları kullan diye bize yüksek fiyatlı ilaç yazıyorsa onunda farkını istiyor devlet bizden. Hemen bir parantez açayım, bazı ilaç pazarlama firmalarının çok doktorları tatile ve geziye gönderdiğini bilmeyen yok. İlaç firması bazı kimselere de hediye adı altında lüks hediyeler veriyor. Onun için bazı doktorlar bazen aynı hastalığa aynı ilacı durmadan yazıyor, kim o ilacı daha çok yazdı ise mükâfatını alıyor. Efendim bunun takibi de bize değil yetkili kurumlara düşüyor.

       İlaç farkı diye bir şey yok, ilaç farkı aynı ilacın pahalısını alırsan ödüyorsun olay bu şekilde. Bir diğer husus ise muayene için katılım payı ise, sürekli muayeneye gidenlerin sayısını azaltmak için yapılan bir uygulama. Sağlık bakanlığı da bu uygulamadan iyi sonuç almış durumdadır. Hani bizde bir tabir var ya adamın parasını alma canını al diye, üç lira bile bize çok geldiği için gereksiz zamanda muayeneye gitmiyoruz. Özel hastanelerin katılım payı yüksek, bu hastanelerin durumu, eğer hasta gidişi az olsa elbette fiyatı aşağıya çekecekler. Demek ki devlet hastanelerimizden çok özel hastaneye gidiliyorsak hastada hastane yetkilileri de bundan memnun demek.

      Bugün devlet hastanelerimiz özel hastaneleri aratmayacak durumdadır. Şimdi avuç içi okuma sistemi geldi, artık kimse kimsenin sağlık karnesini kullanamayacak. Devletimiz lüzumsuz harcamaların önüne geçmek için bir dizi tedbir almış durumdadır. Aile hekimliğini hala kullanmayanlar var, önce bu hekimlerimiz kullanılmalı, bu hekimlerimiz gerek görürse bizi diğer hastanelere yönlendirmeli. Ama hala eski alışkanlıklarımızı bir taraf bırakmış değiliz. Demek ki, devletimiz insanları mağdur etmeye değil bizim haksız yere devleti zarara uğratmamamızı önlemek için tedbir almıştır.