Birkaç gün önce engelliler haftası başladı. Tabi bu hastalarımıza önce sakat dedik, sonra özürlü dedik ve nihayet onları onure etmek için engelli dedik. Aslında hepmiz bir engelli adayıyız. Rabbım kaderde ne yazmışsa o takdir eder, bu tür rahatsızlıkları olanlara farklı gözle bakarak aşağılamak aslında bir aşağılıktır. Kader öyle tecelli etmiş ve bu insanlarımız hayatlarını bu şekilde devam ettiriyor. Dolayısı ile onları aşağılamak ve küçümsemek yerine onlara şefkatle yaklaşıp bakmalıyız.

     Onların engelli olması bize başka bir bakış açısı getirmemeli. Her sağlıklıyım diyende bir engelli adayı olduğunu unutmamalı. Onların yerinde bizde olabilirdik, bizde orada onlara arkadaş olabilirdik. Kimse onları toplumdan dışlamamalı aksine onlara sevmeli,  hatta mümkünü varsa hayattan ders almamız için zaman zaman ziyaretlere gitmeliyiz.

      Çocukluktan engelli kalanları bir tarafta tutarsak, birde sonradan hafızasını kaybeden kişiler vardır. Bazen ben bunlarla konuşuyorum konuştukça kesinlikle hasta diyemezsiniz. Mutlaka yaşadıkları bir acı hatıraları vardır.

      Ben bazen Ilısu Bakım merkezini ziyaret ederim. orada bir bayan hasta ile bir ara sohbet etme imkânı buldum. Kendisine neden burada olduğunu sorduğumda ardında acı bir hikâyesi olduğunu anlatınca anladım. İnanın çok üzülüp onun hayat hikâyesini dinleyince kim kafayı yemez ki demeden edemedim.

       Babası annesinden ayrılmış, babası annesi ikinci evliliğini yapmış. İster istemez küçük yaşta evlendirilmiş, çocukları dünyaya gelmiş. Ama evlendiği aile anlayışsız olunca kadıncağızın aile yaşantısı sürekli onun başına vurulmuş.

    Neticede evliliklerinde bir geçimsizlik meydana gelerek ayrılmak durumunda kalmış. Baba yanına dönmüş, analık kabul etmemiş, anne yanına dönmüş babalık kabul etmemiş. Birde buna çocuklarının acısı eklenince kadıncağız kafayı yemiş.

     Neticede kimse onu yanına almamış, çocuklarının acısıyla kafadan olmuş. Sonuçta Trakya´da bir bakım merkezine göndermişler. Ancak kadıncağız buradan sık sık kaçarak çocuklarını görmek istemiş. Bu sefer uzaklara gitsin diye buralara kadar gönderilmiş ve Aksaray´a gelmiş.

     Hafızası yerinde mi derseniz nasıl olsun kadıncağızın çocukları ciğerlerini yakıyor. Kim olsa bu acıya dayanabilir ki, bunun gibi belli yaşlarda hastalanan birçok insan var. Biraz hafızaları düzeldiğinde konuşsanız hepsinin hayatında yaşadığı bir dram ve acı var.

      Ben bundan 8 yıl önce Gençosman köyünde program çekerken bir aileyi ziyaret etmiştim. Orada yine çocukları hasta bir kadıncağız vardı, hasta çocuğuna bakmakta hayli zorlanıyordu. Kapıyı pencereyi kırdığını ve baş gelemediğini söylüyordu. Aynı köyde ikinci bir hastayı biliyorum annede babada bakım konusunda çok rahatsızlardı.

      Devletimiz gerçekten bu Rehabilitasyon Merkezlerini açarak yüzlerce aileyi sıkıntıdan kurtarmıştır. İnsan kendi evladından usanıp bıkar mı evet bıkıp usanabiliyorlar,çünkü bu tür hastalara bakmak ve onları yaşatmak çok zor.

       Ama bugün devletimizin hem kendisi hem de şahıslar vasıtasıyla açtığı bakım merkezleri vasıtası ile engelli kişileri koruma altına almıştır.

      Sadece bunlarla sınırlı değil, aynı zamanda bakıma muhtaç yaşlılara huzur evi dışında evde bakacaklara da bakım parası yardımı yaparak kanatlarının altına almıştır. Orada evinden daha güzel ve şefkatle bakılmaktadır.

      Hiçbirimiz engellilerimize ve bakıma muhtaçlara farklı gözle bakmasın. Yarın bizimde bir gün bakıma muhtaç olabileceğimizi unutmamalı. Devletimize ve buralarda bu insanlara bakan herkese teşekkür ediyorum. Allah devletimize zeval vermesin.


17.05.2017 12:07:29

Erdogan Kaya

Sağlamım deme engellilerden ders al

Sağlamım deme engellilerden ders al