Yakın tarihimizde ki padişahları överek veya söverek hatta iftira ederek özelikle siyasette hiç kimse büyümedi ve insanların gönlünde asla kalıcı olamadı. Son 150 senemiz, şu veya bu ad altında hizipçiliği bile aratacak açık veya kapalı düşmanlık ve kavgalarla geçti.

 Ne yazik ki siyasetin ve fikir hürriyetinin arkasına sığınarak halen yapılan kavgalardan Devletimiz ve Milletimiz çok şeyler kayıp etmeye devam ediyor. Tanzimatçılarla başlayan kavgalar,2019 yılı biterken de devam ediyor, bu gidişle bu kavga en az 50 yıl daha devam eder.

Bize göre kavganın sebebi asla hizmet ve doğruluk yarışı olmadı olamazda. Çünkü millete hizmet, kavgasız daha iyi olur, öyleyse neden kavga ediliyor? Rakibini ve muhalifini barış ortamında yenemeyeceğini anlayanların seçtiği usul kavgadır da ondan.

Yakın tarih dediğimiz 150 yıl içerisinde, Tanzimatçılar, ittihatçılar ve karşıtlar, cumhuriyetçiler ve muhalifler, nihayet 1950 çok partili sisteme geçildiğinde de özelikle Demokrat, Adalet, Doğruyol, Ak parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasındaki, siyasi nezaketin ötesine geçen kavga ve iftiralar milletimizi bıktırdı.

Bu gün, cumhurbaşkanı sayesinde, siyasi kavga kazanı devamlı kaynatılmaktadır. Güya Erdoğan bu kavga ile taraftarlarını sağlam tuttuğunu sanıyor? Hiç sanmıyorum, insanlar, kavganın kendilerine zarar verdiğini gördüklerinde kavgacıları bırakırlar. O kadar kör olmadıkların da özellikle İstanbul belediye seçimler gösterdi.

 Partiler arası kavgalar kendi partilerinin içine döndü. Ak partinin 81 il içinde kavgasız bir tane ili yok. Aksaray’a gelince maşallah içten yanan yanardağ gibi, devamlı duman tütüyor ilk genel seçimde yanardağın patlaması kaçınılmazdır. İç kavga neticesinde seçimlerde ummadığı neticeyi alması kaçınılmazdır. Zaten parti, 4 ve 3 vekil den 2 ye indi. Bir vekile düşmesi de muhtemeldir.

En acı örnek, 56 yıl İL olmak için mücadele eden Aksaray, Turgut Özal ve Mehmet Altınsoy’un çalışmalarıyla 1989 yılında İL oluyor.  1991 de yapılan genel seçimlerinde, partileri barajı aşamayarak milletvekili çıkaramıyor. Nedeni, parti içi kavgalardır. İkinci siyasi acı ise Anavatan partisi, il yaptığı Aksaray’dan belediye başkanlığını kazanma bir tarafa ikinci bile olamadı.

Atatürk’ün, başbakan yaptığı Celal Bayar’ı milletvekili yaptığı Adnan Menderes’i, İsmet İnönü küçümsedi, Bayar ve Menderes İsmet Paşayı yendi, yine İsmet Paşa, Bülent Ecevit’i hafife aldı ve Ecevit’e yenildi. Süleyman Demirel, Turgut Özal’ı önemsemedi ve yenildi. Demirel, kininden, Özal’a cumhurbaşkanlığı yaptırmadı. Dolaysıyla Ülke çok şey kaybetti, kendileri de öbür dünyaya gittiler, orada hesabı nasıl verilecekler bilemem.

Siyaset adına yapılan Kavgalar neticesinde sadece 1970-1980 yılları arasında 4.500 genç öldürüldü. İşkence ve zulümlerin hesabı kitabı yok, bu acı olayların hesabını veren de yok. Anladık ki gençliği kavga ettirenlerin, sadece şahsi hesapları var vicdanları hiç yok.

Sadede gelirsek 17 yıldır, ülkeyi idare eden Erdoğan ve atadıkları ekipleri küçük tepeler bir yana, dağları hatta Everest tepesini bile, iç ve dış kavga neticesinde göremeyecek duruma geldi. Ak Partisini yönetenler, Aksaray’da kavgayı bırakıp birlik ve huzur getirebilirler mi? Umudum yokta yine de İNŞALLAH.

    Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.

 


5.12.2019 10:15:00

Rasim Gül

Parti İçi ve Partiler Arası Kavgalar