Yazımın Başlığı yeni Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan?a ait bir cümle. Bu cümlenin amacı Sayın Ahmet Davutoğlu?nun Genel Başkan ve Başbakan adayı olarak açıklandığında söylenen bir sözdür. Evet, ilk başta Genel kongreye kadar mevcut Başbakan yardımcılarından birisi ile devam edilmesi ve ardından da Sayın Gül?ün Genel Başkan olarak Ak Partinin başına geçmesi düşünülüyordu. Ancak Sayın Başbakanın paralel yapı ile mücadelede yalnız bırakılması ve yeterli desteği görememesi Sayın Davutoğlu üzerinde yoğunlaşmaya neden olmuştur.

      Sayın Başbakana en çok destek verenlerden birisi olan Davutoğlu son dönemlerde ön plana çıkmıştır. Allah kalbimi biliyor başından bu yana ben Sayın Davutoğlu?nun Genel Başkan olmasını istedim.  Nedeni ise bende bu yapı ile mücadele edecek bir isim olduğu için.

      Son dönemlerde her gün yeni hadiselerin ve olayların gün yüzüne çıkması inanı tüylerimi diken diken ediyor. Ülkemizde yaşananlar nereye geldiği ve din adına neler yapıldığı görülmektedir. Ben dün bunları yazarken bana parti ile cemaat arasını açıyor diye beni tefe koyup çalanlar şimdi utanmıyorlar mı? Kimin hükümetle cemaat arasını açtığı her geçen gün ortaya çıkıyor.

      2009 yılında paralel yapı tarafından ortaya atılan dinler arası diyaloğa karşı çıkan bir gurup Risale-i Nur cemaatinin nasıl içeriye atılıp sindirilmeye çalışıldığını unuttuk mu?  Hükümeti bile örgüt diye inandırıp ikna eden zihniyetin neler yaptığı ortaya çıkmaktadır. İşte 2010 yılında ilimizi de kapsayan ve ilimizden 23 hemşerimizi El Kaide örgütü diye içeriye aldırmışlardı.

      Emniyette ve Savcılıkta sorgu esnasında bu hemşerilerimize, ? neden Fetullah Hoca aleyhinde konuşuyorsunuz? sorusu sorulduğunu bu hemşerilerimizden bir sorun bakalım. Bunu o zaman ben yazdığımda çok kişi iftira atıyorsun demişler ve cemaati kötüleme demişlerdi. Evet, o dönem içeri alınan bu hemşerilerimizden Sayın Erdoğan 17 Aralık sonrası olayın vahametini öğrenince kendilerinden helallik istemiştir.

       Dün kendilerine neden falanın hakkında konuşuyorsunuz diye sorgulayan Emniyetçi ve Savcılar hakkında şimdi ne yapıldığını merak ediyorum.  17 ay cezaevlerinde keyfi yatan bu hemşerilerimizin mağduriyetleri ne olacak? Bakın o dönem mağdur olan 122 kişi şimdi paralel yapı hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Bununla ilgili 22 Ağustosta Sabah Gazetesinde yayınlanan haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sonra konu ile ilgili birkaç cümle edeyim takip eden bir kişi olarak.

        ?Paralel ihanet çetesinin 2010`da, hükümete karşı darbe tertipledikleri iddiasıyla operasyon düzenlediği Nur cemaatinin Tahşiyeciler kolu da Fethullah Gülen`e hukuk mücadelesi başlattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı`na yapılan suç duyurusu yaparak, "Paralel yapının dış güçlerle işbirliği yaparak devleti sessiz ve derinden ele geçirme planı yaptığı ortadadır" dediler. 

           Peki, o zaman talimat nereden gelmişti, evet talimat şöyle gelmişti.
?Fethullah Gülen`in 6 Nisan 2009`da internet sitesine konulan bir konuşmada hedef gösterilen Tahşiyeciler, aradan bir yıl bile geçmeden operasyona uğradı. 120 kişi gözaltına alındı, bazıları 17 ay tutuklu kaldı. Gülen`in, "Türkiye`de de Hizbulvahşetten sonra El-Kaide`yi icat ettiler. Yarın daha başka şeyler de icat edebilirler. Mesela Tahşiye diye bir şey icat edebilirler. Onları güçlendirirlerse ellerine silahlar da verebilirler. Adlarına da Tahşiyeciler derler. Sonra da Kalaşinkoflar verirler ellerine, iki yerde bir şey yapınca bunlar. Demek ki imkân bulunca bunlar da silahlanabiliyor. İnsanlara terörist damgasını vuracaklar orada" dediği konuşmasından bir süre sonra bu kez de paralel medya devreye girdi. Samanyolu TV`de yayımlanan `Tek Türkiye` isimli dizide `Karanlık Kurul`un icat ettiği Tahşiye Örgütü ismi kamuoyuyla paylaşıldı. İhanet çetesinin talimatı, emniyetteki paralel uzantıları harekete geçirdi. Teknik takibin ardından yasa dışı El Kaide mensuplarının deşifresine yönelik 22.01.2010 tarihinde eş zamanlı olarak başlatılan operasyonda, 122 kişi gözaltına alındı. 
          Bir gecede nasıl terörist ilan edilmişlerdi: ?Gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınan Tahşiyecilerin lideri 66 yaşındaki Mehmet Doğan ise "Gözümde yüzde doksan oranında görme kaybı var. Ayrıca MS hastasıyım başkasının yardımı olmadan hareket dahi edemem. Şimdiye kadar örgüt kurmadım da 66 yaşından sonra mı örgüt kuracağım" diye konuştu. Doğan 17 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Mehmet Doğan, son olarak da haklarındaki ithamlarla ilgili suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı`na yapılan suç duyurusunda, "Emniyet raporlarında ve devletin elindeki belgelerde açıkça görüleceği üzere paralel yapının hedef gösterdiği kişiler o zamana kadar asayişi ihlal edecek bir tek hadiseye dahi karışmamıştı. Çevrelerinde güzel ahlaklı olarak bilinen kişiler, bir gecede terörist ilan edildi. Dehşetli bir komplo ve senaryo hayata geçirildi. Biz yalnızca hakkın tecelli etmesini istiyor, suç duyurusunda bulunuyoruz" denildi. 

 

       Adana devlet güvenlik mahkemesinde sorgulanan hemşerilerimizin sorgulanmasını bir gazeteci olarak izlemiştim. İnanın tam bir trajedi komedi idi, gülmemek için kendimi çok zor tutmuştum. Hakim bir suç delili bulamadığını söyleyip silahta yok nasıl törerüstsünüz demişti. Sonra birer soru sorup evet hayır deyin akşamın an evinize gide? demişti. Hakikaten de öyle oldu, ama bu haksız suçlama ve iddiaları hazırlayanlara ne yapıldığını görmek istiyoruz.


25.08.2014 00:00:00

Erdogan Kaya

Paralel Yapıyla Mücadele İçin Seçtik

Paralel Yapıyla Mücadele İçin Seçtik