Hıristiyan batıda asırlarca özürlüler, özellikle zihinsel özürlüler ailenin ayıbı veya günahı sayılır özellikle sonradan meydana gelen ruh hastalıklarında ise  kişinin içine şeytan girdiği gerekçesiyle sözde dini bir mahkeme olan Engizisyon tarafından verilen din,akıl  ve tıpla insanlık dışı kararlarla ruh hastaları tedavi edilmesi yerine diri,diri yakılara öldürülürlerdi.

       Bunuda güya o kıt akıllarınca kişinin içindeki şeytanın çıkartılarak ruhunun kurtarılması saçmalığıyla bu kişilerin cinsiyetine,yaşına bakılmaksızın şehir meydanlarındaki yapılan diri ,diri cayır,cayır yakılmalarına bir bahane oluşturuluyordu.

     Oralarda  orta çağın o karanlığında  ruh hastaları dini bir gerekçeyle anne,baba,evla,eş ve akrabaları ile sevdiklerinin önünde  çıra gibi yakılırken o dönemde Aksaray’daki Şifahanemizde olduğu gibi tüm İslam aleminde akıl hastaları müzik ve su sesi başta olmak üzere çeşitli şifa veren ilaçlarla da tedavi ediliyorlardı.

   Özellikle Selçuklular döneminde bu konuda kurulan Aksaray, Konya ve Kayseri Şifahaneleri, Bimarhaneleri ve Tımarhanelerinin binaları günümüze kadar gelmiştir.

     Tarih boyunca bu şekilde tüm özürlüleriyle birlikte akıl yönünden özürlü olanlarını da dışlamayan, evine hapsetmeyen bu kültürün devamı olan ülkemizde son10 yıl öncesine kadar bazı göstermelik özürlü hakları dışında özürlülerine ciddi, tedavi, rehabilitasyon, istihdam konularında ciddi bir çalışma yapılmadığından özürlüler ailelerine yük olmaktan veya evlerinin bir köşesinde bin bir maddi ve manevi imkansızlıklarla ömürlerini tüketmelerinin önüne geçilemedi!!!

     Son yıllarda özürlülere Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından sağlanan araç, gereç, tekerlekli veya motorlu tekerlekli sandalyelerin katkısıyla evlerinin bir eşyası olmaları önlendi!

MAHALLİ İDARELERİN LAKAYITSIZLIĞI NEDENİYLE HALEN

 ÖZÜRLÜLÜR YASASININ YARISI UYGULANAMIYOR

     Özürlünün cemiyet içine çıkarak kendi ihtiyaçlarını karşılama, sağlanan istihdamlarla ailesine ve topluma yük olmalarının önlenmesi, ianeden kurtulmalarının sağlanmasının yanında özürlüler kanununun amir hükmüne rağmen mahalli kuruluşların şehir içi ulaşım araçlarından, elektrik ve suyun indirimli kullanılması konusundaki lakaytsızlıkları.

     Yine şehir içi ve şehirler arası kara, hava, deniz ve demir yolları vasıtalarının istasyon ile duraklarına ulaşımın engellilerin rahatça dolaşımını sağlayacak fiziki düzenlemelerin yapılmaması, yine bu vasıtalara binme ve inmeyi yapacak özürlünün bunu yapabileceği yerine göre asansör, yürüyen merdiven veya diğer tedbirlerin alınmaması nedeniyle özürlü yasasının yarısı halen fiiliyatta uygulanamıyor.!!!

    Son yıllarda AB  ile yapılan müzakerelerle çıkartılan yeni yasaların AB özürlü yasaları veya diğer modern ülke özürlü yasalarına uyumlu hale getirilmesine çalışılmasına rağmen suiistimaller öne sürülerek araba motor gücünün 1600’den yukarısına izin verilmemesi.

      Yakın zamana kadar medeni ülkelerde olmayan bizde de Ak Parti hükümeti tarafından gelen haklı tepkiler üzerine geçen yıl kaldırılan özürlü plaka saçmalığı, yerleşim yerlerinde şehir içi ulaşımındaki yollar.

    Kaldırımları,park ile bahçeler, ulaşım vasıtalarının durak ile  limanlarına ulaşımda ve buraların içinin engellilere göre düzenlenmemesi nedeniyle  maalesef tüm iyi niyetlerle çıkartılan yasaların tam olarak uygulanmasına fırsat verilmemektedir.

     Ülkemizin yeni anayasasında medeni olmanın şartlarının başında gelen çocuklarına, yaşlılarına ve engellilerine sahip çıkılması yönünde tüm medeni ülkelerin anayasaları, özürlü kanunları ve bunların yönetmelikleri incelenerek tüm aksaklıklarda bizim özürlü yasamızla yönetmeliklerimizin aksaklıklarını da göz önüne alan.

      Bu incelemelerden sonra tüm medeni ülkelerle birlikte dünyanın özeneceği yeni bir Engelliler yasasının çıkartılabilmesiyle uygulanmasını sağlayacak amir hüküm veya hükümlerin yeni anayasamıza konmasıyla oluşabilecek gediğin kapatılmasıyla dünyaya örnek olmamızın sağlanması dileğiyle.

     Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.