Mazinin zindeliğine ve bu zindelik içindeki tekerrürün ayan beyan ortada olmasına rağmen  Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in açıklamasıyla Ak Partinin köşk adayının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu TV’leri başındaki milyonlar la birlikte ayın zamanda bende canlı olarak öğrendim.

   Bu açıklamayla birlikte tarih gözlerimin önünden bir film şeridi gibi aktı.

  Akan karelerde merhum Özal’ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle kendi yerine bıraktığı Yıldırım Akbulut’a karşı merhumun eşi Semra Özal’da dahil en yakınlarındakilerin aksi tavırları ve bu tavırlarıyla Özal’a rağmen Yıldırım Akbulut’un yerine Mesut Yılmaz’ı desteklemeleri.!!!

   Ahde vefaya kibrit suyu dökülen bu vefasızlıkla Özal’ın işaret ettiğinin aksi yöndeki destekle ANAP’ın sonunun başlamasına sebep olunması.

   Özal’ın kurucusu ve zirveye çıkarttığı partisinin başına gelen Mesut Yılmaz’ın başında bulunduğu iktidardaki partisini elzem bir durum olmamasın rağmen erken seçime götürmesi.

    1997 Genel seçimlerinde%36.31’le 292 milletvekili bulunan partisinin oyunu 12.5 Puanlık azalmayla %24.01’e milletvekilliği sayısını ise 177 azaltarak tarihinde ilk defa 2. Parti durumunu düşürmesi.

     Partisinin kurucusu ve kendisinin de Başbakanı olan Özal’a karşı DYP ve süvarisi Demirel tarafından yapılan yıldırma saldırıları karşısında kendisi ve arkadaşlarının merhum Özal’a sahip çıkmamaları.

    Özal’a karşı gösterilen vefasızlığın yanında Türkiye’nin onun tarafından belirlenen ileriye götürme hedeflerinden de sapılmasıyla Çankaya’nın kendisine dar edilmesi, bunu durdurmak üzere kardeşine kurdurduğu parti.!!!

    Tüm iyi niyetli ve samimi çabalara rağmen Menderes’ten sonra Türkiye’ye her yönüyle çağ atlatarak bu günümüzün gelişmelerinin pozitif olanlarının tamamının alt yapısını oluşturan ANAP’ın göz göre, göre erimesi gözümün önünden akıp gitti.

    Bu geçmişin  somut gerçeğinin kamuoyunun ek serisi gibi Ak Parti teşkilatları tarafından ders alınacağını sandım.!!!

   Alınacak bu dersle 81 ilin teşkilatlarının tamamının en azından ezici çoğunluğunun yekvücut olup Recep Tayyip Erdoğan beyin ülkemizin, milletimizin ve Partisinin istikbali için en az bir dönem daha partisinin başında durmasının isteneceğini.

   Hiç olmaz ise 2015 Genel Seçimleri sonucunun alınmasına kadar beklenilmesini.

   Bu seçim sonuçlarından anayasa değişikliğine yetecek kadar Vekilin Ak Parti tarafından çıkartılarak yapılacak anayasa değişikliğine kadar mutlaka beklenilmesi konusunda tavizsiz bir duruşu ortaya koymaları beklendi.

  Fakat maalesef teşkilatların genel ekseri sinin 12 yıllık Parti’nin aldığı oyların başarısında önemli bir paylarının olmaması.

   Geldikleri yerlere kendi çabaları yerine Başbakan Erdoğan’ın omuzunda gelmelerinden dolayı milletle aralarındaki kopukluk nedeniyle de bu vatanın asıl sahibi ve yer yüzünün yegane gücü milletin sesini duyamadılar.!!!

   Duymayınca da seçmenin beklentisinin tam zıttı bir tavırla köşke en uygun adayın Başbakan Erdoğan’ın kendisi olduğu yönündeki akla ziyan tavırları dünkü fiili durumu ortaya çıkarttı.!!!

    Tarihin gerçeklerine ve bu gerçekleri bilen milletimizin genel ekseri sinin adayının Başbakan Erdoğan olmaması konusundaki beklentilerinin aksine Erdoğan’ın aday gösterilmesini doğru bulmasalar da yine de negatif bir ortamın oluşmasını istemiyorlar.

     Bundan dolay da  ortak duaları tarihin tekerrür etmemesi.!!!

     1950’den itibaren önüne her sandık geldiğinde ve son 12 yılda olduğu gibi statüko yerine Haktan yana olan duruşun Erdoğan’ın adaylığının açıklanmasından sonrada Erdoğan’a olan 12 yıllık desteğin ivme kazanarak devam etmesi.

   bununla da Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde’ de 64 yıldır olduğu gibi birlik ve dirliğimiz için bu vatanın asıl sahiplerinin yek vücut olmaları.

   Bu tek vücut halindeki duruşla içerideki ve dışarıdaki milletle devlet düşmanlarının hevesler ininde bundan önce olduğu gibi bu seçimler dede kursaklarında bırakılmasıdır.

    Bununla da 1950’den bu yana olduğu gibi iç ve dış nifak odaklarına ve onların görünür, görünmez uşak ve maşalarına rağmen bu seçimlerde de yine Hakkın galip gelmesi, batılın ise zail olmasıdır.

    Yıllarca bu vatanda parya olarak öz yurdunda garip bırakılan ezici çoğunluğun bir mensubu olarak benimde net kesin tavrım Batılın  geçmişte olduğu gibi bu Seçimlerde de Hakkı savunanların asil duruşuyla zail olup yerle yeksan olmasıdır.

   Bunun için her daima haklıların haksızlardan daha cesur olmaları, ve birliklerini her daim muhafaza etmeleri dileğiyle.

 

     Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.    


3.07.2014 00:00:00

Ali Genç

Ortak Dilek Tarihin Tekerrür Etmemesi

Ortak Dilek Tarihin Tekerrür Etmemesi