Bu yazının başlığındaki soru dine dayansa da ! Aslında bir mantık sorusudur.

    Bu mantık sorusunun cevabı patadan hiç düşünülmeden verilirse kesinlikle verilecek cevap ya yanlış olur veyahut ta eksik olur.

  Çünkü bu  öylesine laf olsun diye sorulan bir soru olmadığından cevabı da öyle laf olsun diye düşünülmeden  verilmemeli.

   Düşünülmeden verilecek cevap eskilerin tabiriyle işkembeyi kübradan atılanlardan pekte farklı olmaz/olmayacaktır.

   Nedenine gelince bu soruda hem akıl, hem maddi ilim hem de dini ilim birlikte düşünülmeden yani harmanlanmadan  verilecek cevap kelimenin tam anlamıyla tek kanatlı kuş gibi olur ki  nasıl ki tek kanadı kırık olan kuş uçmak istediğinde yere çakılacaksa bu soruya düşünülmeden, aklın ve dinin süzgecinden geçirilmeden verilecek cevapta kanadı olmadığı halde uçmak isterken yere çakılarak ibiğini kıran kuş misali kişiyi yanlışa, yanlış duvarına toslatır.

BİR AY BOYUNCA ORUÇ TUTANLARLA TUTMAYANLAR BAYRAMDA EŞİT OLURMU?!!!

 Konunun analizine geçmeden öncelikle orta başlıkta verilen sorunun analizi ile konuya bakmakta yarar var.

  Biz Müslümanların sağlıklı ve mukim yani 90 km aşmayan seyahatte olmayanlarına farz kılınan Ramazan ayını Müslümanların ezici çoğunluğu gündüzünü oruçla  ve  her zaman kıldıkları Namazlarına Kaza Namazları ve nafile Namazları katarak geçirirken, gecesini ise Teravih Namazı ve Sahurla geçirir.

  Yine bu din kardeşlerimizden Zekat verecek kadar malı olanlar Zekatlarını verir hayır ve hasenatlarını arttırır.

   Gözlerini, kulaklarını, dillerini ve bellerini olabildiğince  her türlü haramdan sakınır.

   Ramazan çıkmadan vücutlarının zekatı olan Fitrelerini öderler, yaptıkları ve yaptırdıkları iftarlarla Hakkın rızasını kazanmaya çalışırlar.

    İçinde onun olmadığı 1000 aydan daha kıymetli olan Kadir gecesini ellerinden geldiğince her türlü maddi ve manevi külfet ile zahmete girerek ihya ederler.

   Azınlıkta kalsalar da maalesef bazı Müslümanlar ise bu  11 ayın sultanı güzel zaman diliminde emredilen orucu tutmazlar, bir çoğu bu güzel nimetten faydalanmadığı gibi faydalananlara gıpta edeceğine aksini yaparak bu güzel ibadeti tutmadıkları gibi tutanları akla ziyan şekilde mürt etlikle bile suçlarlar.

  Gecesini ise Teravih ve Sahur ile ibadetleri yerine Kumar araçlarıyla oynanan oyunlarla geçirirler.

   Ramazan bittiğinde ise utanmadan, arlanmadan sanki Bayramı hak etmişçesine Oruç tutanlarla birlikte Bayramı kutlarlar.

   Ramazanın gereğini yapanlar gibi Bayram yapanlarla Ramazanı emredildiği şekilde geçirenler işit olurlar mı?

   Bu soruya ?evet? cevabı verilebilir mi?

 NOEL´İN DEVAMI OLAN YILBAŞINI KUTLAYANLAR HEM DİNİMİZİN YASAKLADIĞI BİR KUTLAMAYI YAPMIŞ OLDULAR, HEMDE BU KUTLAMADAKİ KUMAR VE İÇKİ İLE DİĞER YASAKLARI İHLAL ETTİLER!

   Noel Rabbimizin kendisi tarafından din olarak kabul etmediğini Camii imamlarının her Cuma Namazı hutbesi sonunda söyledikleri Yüce dinimizin ,Yüce kitabı Hazreti Kuran´ın Ali İmran Suresinin 19. ayetinde  belirttiği tahrif olmuş olan bu nedenle de din olmaktan da çıkan bir dinin bayramıdır.

   Yılbaşı ise bu bayramın finali olduğundan bir gayri Müslim bayramıdır.

   Ulular, Ulusu Yaratanımızın Müslümanların gayri Müslimlerin bayramlarını yasaklaması nedeniyle bu kutlamayı yapanlar bu emri çiğnediklerinden bunun karşılığı olan günahı işlemişlerdir.

   Ayrıca bu gecede İslam tarafından yasaklanan kesinlikle uzak durulması emredilen Fakat bu kutlamayı dinlerinin emir gereği yapanlar tarafından geleneksel hale getirilen, bu gayri İslam kutlamasını yapan Müslümanlar ve diğer dinlere mensup olanlar tarafından da otomatikman benimsenen kumar araçlarıyla oynanan oyunları genel olarak kazananın kaybedenden bir karşılık alması nedeniyle de aynı zamanda kumar günahını da işlemiştir.

   Yine dinimizde en azıda haram olan alkollü içkinin de genel olarak bu kutlamada tüketilmesi nedeniyle ayrıca da bu kutlamayı yapanlar  içki içme günahı da işleyerek günaha girmişlerdir.

  Bu kutlamayı yapanların çok çok istisna dışında kalanların genelinin dinimizin men ettiği dans ve diğer gayri İslami şeyleri de yaparak ta dinimizin tekniğine göre günaha girdiler.

KUMAR OYNAYANLAR MADDİ KAYBA UĞRARKEN,İÇKİ İÇENLER İSE VÜCUTLARINADA ZARAR VERDİLER

   Dinimiz tarafından yasaklanan gayri Müslim bayramlarından olan Noel´in devamı olan yılbaşını kutlayanlardan kumar araçlarıyla hele hele de kazanın kaybeden bir bedel alması nedeniyle  alan manen kaybederken ve kazandığı da haram olduğu gibi kaybedenlerden ise büyük kumar oynayanların ocakları batarken ,aile birlikleri bozulurken az kaybedenlerde manevi olarak günaha girmelerinin yanında maddi olarak ta zarara uğradılar.

  Bu gecede içki içenler ise hem ceplerinden bu illet için para harcadıklarından maddi kayba uğradılar, hem de Tıp ilmine göre vücutlarına zarar verdikleri gibi ayrıca bu alkolün kendilerinden doğacak nesillere de zarar vermesi nedeniyle külliyen zarar ettiler.

   Allah(c.c.) tarafından yasaklanan Noel bayramının devamı olan yılbaşını hiçbir şekilde kutlamayanlar ise manevi yönden kazançlı çıktıkları gibi içki, kumar ve dans gibi dinimizin yasaklarından da uzak kaldıklarından manevi kazançlarının yanında ayrıca da boylarınca manevi kazanç sağladılar.

   Aklı olanların yazının girişinden itibaren bahsedilen hem kendilerini, hem de evlatlarını zarara sokan tüm yasaklardan uzak kalarak gelecek yılı bu yasaklara  ve bunların karşılığı olan günahlara ve bu günahların cezasına muhatap olmadan, aksine boylarınca sevaba girecek şeyleri yapmaları, yapmayı herkese tavsiye etmeleri dileğiyle.

    Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.

   

 


Vedat Altınsoy
2.01.2019 12:08:30
Sevgili Ali Bey yazılarınızı sürekli okuyanlardanım, Selahattin hoca döneminden de sizi tanıyorum. Bu yılbaşı olayı gerçekten iyice suyu çıkmış bir konu oldu. Kimileri Mekkenin fethini kutluyor, ki bu hicri yıla göre her sene aynı gün olması mümkün değil, burada da bir hile yapılıp insanlar kandırılıyor.tıpkı Fetöcülerin 23 nisanı kutlatmamak için kutlu doğum haftası uydurmaları gibi. Yeni yılın kutlanması dinimizi niye bu kadar ilgilendirir ki, insanlar nasıl isterse öyle girsin yeni yıla. Kimse kimseye kendi yaşam tarzını dayatamaz. İster namaz kılarak girersin ister içki içerek girersin. Kimse kimsenin hesabını veremez. Ama dayatma yapılacaksa önce ülkede yaşananlara bir bakalım. Gerçekten müslüman gibi mi yaşanmakta. Kuran kurslarında (özellikle Ensar vakfı) tecavüzler yaşanıyor, küçücük kızlar reşit bile olmadan evlendiriliyor, gazetelerde yalandan geçilmiyor, riyakarlık diz boyu, Hergün şirketler konkordato ilan ediliyor, işsizlik çığ gibi büyüyor, Firmalar devletten alacaklarını tahsil edemiyor, ödemeler durmuş. iktidarın hiçbir hatası yok. Eleştirilemez. Sesini çıkaran hemen polis gönderilip karakollara götürülüp gözdağı veriliyor, sonra da adına demokrasi deniliyor. Allah aşkına ülkede bir sürü sorun varken yılbaşı neden bu kadar önemli oluyor. O zaman bu gavurların hiçbir şeyini kullanmayalım. Cep telefonundan, arabaya, herşeyi onlar yapıyor. Keşke biz kendimiz yapasak da hayatımızı da onlar gibi yaşamasak. Şu ortadoğunun haline bak. Müslümanalar biribirini boğazlıyor, Araplar yemende katliam yapıyor. İslam ülkelerinden kaç tanesi suriyeli göçmenlere kucak açtı. Müslümanlar neden Avrupaya gitmek için ölümü göze alıp yollara düşüyorlar. Selam ve sevgilerimle

ALİ GENÇ
5.01.2019 19:00:55
Kıymetli hocam hiç bir kimseye her hangi bir şeyi dayatmaya ne hakkım var nede yetkim. İsteyen başkasını rahatsız etmedikçe istediğini yapma hürriyetine sahiptir. benim yaptığım şey birilerinin ne yapıp yapmadığına karışmak değil sadece Rabbimizin biz Müslüman fertlerine yüklediği Ebirbil Maruf yani dinimiz konusunda bildiklerimizi din kardeşimize medeni çerçevede anlatılması,ikinci görevi olan Nehiel münker yani din kardeşimize dinimize muhalfif olan şeylerin yapılmamasınıda yine medeni çerçevede kırmadan dökmeden,incitmeden anlatmaktır. Peygamber efendimiz ise bu konda yani Müslümanın din kardeşinin koruyucusu olduğunu" Müslüman Müslümanın velisidir" diye belirtiyor. Bu yazımı yazmanın birinci sebebi yazının girişinden itibaren dile getirdiğim sebeplerdendir. ikinci sebebi ise 1978 yılından günümüze kadar neredeyse yılın 4 mevsimi 12 ayına denek gelen zaman diliminde ortalama 2.5 yıl kaldığım Avrupa ülkelerindeki en yakın kapı komşumuz ve iş arkadaşımız olan gayri müslimlerin bizim hiç bir dini ve milli bayramımızı kutlamamalarına rağmen bizim vatandaşlarımızın onların Yaratıcımız tarafından Yüce Kitabımız kuranı kerimde ve Elçisinin bir çok Hadisi şerifinde yasakladığı bayramlarının kutlanmasını bize yakışmaması nedeniyle yazıyorum. Mekke´nin fethinin kutlanmasının ise hicri takvimin her yıl 10 gün önceye gelmesi nedeniyle yapılan kutlamanın yanlış olması ile ilgili tespit ise doğur değildir. çünkü hicri takvimin hem ibadetler için,hemde resmi işlemler için olan iki uygulaması vardır ve bu kutlama sabit olan Hicri Rumi yani hicrinin Güneş takvimine göre yapılmaktadır. bizim dinimize göre gayri müslimlerin günleri idrak edilemez amma ilim ve fen için hiç bir engel yoktur. Bunun binlerce kanıtından biriside Peygamberimizin "İlim Müslümanın kaybedilmiş malıdır Çin´dede olsa aranıp bulunmalıdır veya Düşmanlarınızın silahlarıyla silahlanın" Sözüdür. İslam ülkelerinin hangilerinin Suriyelileri kabul ettiğine gelince En çok Türkiye ve Lübnan, daha sonra ise Iraktır. Aynı duygularla selam ve sevgilerimi arz ederim.

1.01.2019 09:05:54

Ali Genç

Noel´in Finali Olan Yılbaşını Kutlayanlar mı Kutlamayanlar mı Kazandı?

Noel´in Finali Olan Yılbaşını Kutlayanlar mı Kutlamayanlar mı Kazandı?