Uyanların hem maddi ,hemde manevi olarak mutluluğa erişmesin sağlayan İslam dinine kendi  dinlerinin Yaratıcı kelamı olmaktan soyutlanarak kul kelamı haline gelmesinden dolayı maddi ve manevi hizmet etme değerini yitirmesi nedeniyle tahrif olmuş semavi dinlerin mensuplarını hasetten çatlatıyor.

    Ayetlerinin tamamı maddi ve manevi ilmin gelişmesini emretmesinin yanında Peygamberimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’in mübarek sözleri olan Hadisi Şerifleri ile  mübarek davranışları olan Sünneti seniyelerindede daima ilerinin emredilmesi diğer semavi dinlerin mensupları kadar içimizdeki Müslüman olarak görünüp aslında birer gizli kafir olan dinin tekniğiyle ”Münafıklar” daha fazla  bu dine ve dinin mensuplarına karşı savaşıyor.

14 ASIRDA VAR GÜÇLERİYLE VERDİKLERİ MÜCADELEYE RAĞMEN KURANI KERİMİN BİR TEK HARFİNİ BİLE DEĞİŞTİREMEDİLER

       Dünyanın gelmiş ve geçmiş en mükemmel dini olmasının yanında ana kaynağı olan Kuran’ı kerimin inmeye başladığı günden günümüze kadar ne kadar gayri Müslim varsa tek başlarına,kurumsal olarak,hatta Yahudi ve Hıristiyanların kurumlarının işbirliğine.

     Bu kurumlar tarafından geliştirilen “İsrailiyatçılığa” rağmen bir tek harfi şimdiye kadar değiştirilemediği gibi, tüm çabalarına rağmen kıyamete kadarda yüce kitabımız Hz. Kuran tahrif edilemeyecek.

       KURANIN KORUYUCUSU ALLAH(C.C.)DIR!

    Miladi 611 yılında Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’e Mekke yakınlarındaki Hıra mağarasında inmeye başlayan ve Medine ‘de tamamlanan Kuran’ı kerim aradan geçen 1402 yıllık zamana rağmen yer yüzündeki İslam dışı tüm güçlerin ve onların içimizdeki uşakları olan münafıkların maddi ve manevi saldırılarına rağmen tahrif edilmemesinin sebebi Yüce  kitabımızın onu gönderen Allah(C.C.)’ımızın koruması altında olmasındandır.!!!

     Ezeli ve ebedi olan Rabbimiz bunu Yüce kitabının Hicr Suresinin 9. Ayeti kerimesinde mealen” Şüphe yok ki Kur'ân'ı biz indirdik ve şüphe yok ki onu mutlaka koruyacağız.” diye garanti veriyor.!!!

 İSLAM DİNİDE KİTABI GİBİ KIYEMETE KADAR DEVAM EDECEK

    Yüce dinimizin kitabının geldiği günden kıyamete kadar aynı şekilde devam edeceği gibi bu kitabın ana kurallarını ortaya koyduğu yüce dinimiz İslam’da kıyamete kadarda böyle kalacak olan yegane din olacaktır.

     Kıyamete kadar gücünü hiç kaybeden aksine gelişerek, mensupları her yönüyle sürekli büyüyerek kıyamete kadar devam edecek olan yüce dinimiz İslam’ın bu somutluğu nedeniyle Allah(C.C.) tarafından Yüce kitabında emredilenlere kendisine “Müslüman’ım” diyen herkesin mutlaka uyması.

      Yine Yüce kitabımız Hz. Kuran’ın yasakladıklarından da uzak kalması kesindir.

ALLAH(C.C.)IN EMRETTİĞİNİ VE YASAKLADIKLARINI KABUL ETMEYEN DİNDEN ÇIKARAK MÜRTET(İRTİCACI) OLUR

    Yüce dinimiz İslam’ın iki ana kaynağından ilk Hazreti Kuran,ikinci ana kaynak ise bu Yüce kitabı bize tebliğ eden Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’in davranışları olan mübarek sünnetleri,mübarek sözleri olan Hadisi şerifler ve bu ikisinin harmanlanmasıyla ortaya çıkan kurallardır.

    Bu iki kaynağa göre belirlenen dinin emirlerini ve yasaklarını kabul etmeyen dinden çıkarak mürtet yani gerici,irticacı ve yoza olur.!!!

     Müslüman olmanın ilk olmaz ise olmaz şartı tüm emredilenlerle, yasaklananları kayıtsız, şartsız olarak kabul etmektir.

    İSLAMIN ASGARİ KURALLARI RUHSAT,ZİRVESİ İSE TAKVADIR

  Yüce dinimizin ibadet ve davranışları iki ana kısma ayrılmış bunlardan biri ”Ruhsat”,diğeri ise “Takva”dır.

    Ruhsat her müslümanın mutlaka yapması gereken  asgari ibadet ile davranışlar yani asgari olarak kılık ve kıyafetlerinde,Namaz ve niyazında dikkat etmesi gereken hususlardır.

    Birkaç küçük misal verecek olursak 5 Vakit Namaz kılacak buluğa ermiş olan Müslüman erkeğin giyecek sıkıntısı çekse bile diz kapağı ile göbeğide dahil ikisinin arasını her hangi bir şeyle örtmesi.

    Aynı şekilde buluğa ermiş olan Müslüman kız ve kadınların yüz ve ayakları ile ellerinin bileklerinden sonrasını örtmesi.

     Akıl baliğ olan,yolcu olmayan her Müslüman kadın ve erkeğin 5 Vakit Namazı kılması, Ramazan orucunu tutması,maddi imkanı yerinde olanın Zekat vermesi,Hacca gitmesi, Cuma Namazını cemaatle kılması gibi.

   Takva ise Ruhsatla verilen izin ve ibadetlerin dışında ekstra ibadetler yapılmasıdır.

      Bu konuda da birkaç misal verecek olursak Ramazan orucundan başka kandil günlerinde veya yılın belirli aylarının belirli günlerinde fazladan oruç tutmak.

     Beş vakit Farz Namazın dışında Sabah Namazı ile öğle Namazı arasında Kuşluk Namazı, Akşam Namazından sonra Evabi Namazı kılmak,gece kalkıp Teheccüt Namazı kılmak,sakal bırakmak,kadınların ise sadece kendi hür iradeleriyle istemeleri halinde örtünmede dahada ileri giderek el ve yüzlerini de örtmeleri gibi şeyler de Takvadır.

    Bunlar ilmihal kitaplarının tamamında yazılıdır.

    “BİZDE MÜSLÜMANIZ” DERLER

 FAKAT MÜSLÜMANLIĞIN TÜM DEĞERLERİNE KARŞI ÇIKARLAR!

         Türkiye ve diğer İslam ülkelerinde yaşayan Nüfus Cüzdanlarının din ibaresi bölümünde ”İslam” yazılı olanların aslı başka dinden olanları (Sebetayıstlar ve gizli  Hıristiyanlar) ile bunların uşağı olan kraldan daha çok kralcı olan ve 28 Şubat döneminde Silahlı kuvvetlerden,yargıya,medyadan, akademik  titri olanlarına  ve iş dünyasının o zamanlar kaymağını yiyenlerine kadar olan yerli mankutlardan oluşanlar.

    Bu yüzlerini Gezi parkı protestolarında  Camiye girerek kutsal mekanı ayaklarıyla çiğneyerek orada içki içip sevişme küstahlığı gösterecek kadar azıtanlar.

    Osmanlının gerileme döneminden itibaren emperyalistler tarafından açılan okullarda aldıkları gayri Müslim terbiye ile asimile edilmiş olanların  genel olarak semavi ve tabiat dinlerine değil sadece İslam dinin tüm değerlerine karşı olanlar Müslümanların genel tepkisinden çekindiklerinden ”Kuran’a karşıyız demezler.!!!

DALDAN DİNCİLER DİNDAR MÜSLÜMANLARI

KÖKTEN DİNCİLİKLE SUÇLARLAR

     Bunlar her dinin ve idarenin hukuk kurulları gibi İslam’ında kendi uygulaması olan emirlerin tarih boyunca nadiren uygulanan en katı olanlarını cımbızla çeker gibi çekip dindar Müslümanları Hıristiyan ve Yahudi fundamantalistlerden aldıkları emirler gereği ”Kökten Dinci(!)” olmakla itham ederler.

     Dindarlar tarafından kendilerine verilen cevapta yapılanların dinimizin emri olduğunun belirtilmesi üzerine ise dinin emirlerinin neredeyse ruhsat olanlarının bile %99’unu yerine getirmedikleri gibi birde utanmadan, arlanmadan Allah(C.C.)’ın Kuranı kerimde yapılmasını emrettiklerini de kabul etmezler.

     Bunu yapanlar dinimizin Yüce kitabı Hz. Kuranda ve Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’in mübarek Hadisi  şeriflerinde her konuda daima ileri gidilmesi emredilmesine rağmen bu emredilenleri uygulayanları ise gericilik anlamına gelen ”İrtica’cılıkla” suçlayanlar utanmadan,arlanmadan,yerin dibine de geçmeden “Sadece sizmi Müslümansınız,bizde Müslüman’ız ”diye birde küstahça tepki gösterirler.

     Bunu söyleyenlerin Müslümanlığı üstünde“Vita Yağı” yazan içi boş çöplüğe atılmış olan teneke gibidir.

    Çöplüğe atılmış içi boş tenekede ne kadar yağ varsa bunların Müslümanlığıda bu kadardır.!!!

     İNANÇSIZLIKLARINI MUTSUZLUKLA ÖDERLER!!!

     Bunlar bu yaptıkları genel ahlak dışı,din ve evrensel hukuk ile laiklik dışı davranışları nedeniyle ağa babaları olan emperyalistler tarafından besiye çekilmişçesine maddi imkanlarla donatılmalarına,.

     Yani Gezi Vandalizmini gerçekleştirenlerin haftalarca yiyecek,giyecek ile tüm içkileride  bedava çatlayıncaya,patlayıncaya kadar yiyip içtikleri gibi hayatları boyunca bir elleri yağda, diğer elleri balda yaşamalarına, hayatlarını yatlarda, kotralarda, katlarda, rezidanslarda sürdürmelerine rağmen dini bilmemeleri, dine karşı olmaları nedeniyle görünüşte parlak, cafcaflı olan hayatları kelimenin tam anlamıyla zindandır.

    Bunların genelinin karısı kocasıyla, kocası karısıyla ana babalar evlatlarıyla, evlatlar ana ve babalarıyla geçinemezler.

     Çoğu bir birinden ayrı yaşarlar, inançlı Müslümanların her gün mutluluk içinde bir arada olmalarının aksine bunlar bir birlerini Hıristiyanlık yortuları ile Yahudilerin dini günleri dışında veya emperyalist ekonomin gereği uydurulan “Anneler, Babalar, Sevgililer(Papaz Velantino günü)” günü dışında arayıp sormazlar.

   İnançlı Müslümanların tamamına yakının anne ve babaları yaşlandığında ömürlerinin son kısmını evlatlarının yanında mutluluk içinde tamamlarken bu İslam’a ve değerlerine karşı olanların tamamına yakını ise ömürlerinin son kısmını huzur evlerinde evlat hasretiyle tamamlarlar.

   CENAZE NAMAZLARINI BİLE EVLATLARI KILMAZ

   Nüfus cüzdanlarında dinleri Müslüman yazdığı için öldüklerinde cenaze Namazı kılınması için Camiye getirilirler fakat din düşmanı olarak yetiştirilmiş olan evlatları Namazı sümma hâşâ gericilik olarak öğrendiklerinden anne ve babalarının cenaze Namazını da kılmazlar.

     Yüce Yaratıcımızın tüm insanlarla birlikte bu yazıyı yazan edna kulu ve kendilerine sorulduğunda Müslüman olduklarını iddia etmelerine rağmen hayatlarını bu dine ve bunun değerlerine karşı mücadele etmekle geçiren bedbahtlarıda bu cahillik ve sapkınlıktan kurtarması.

      Bununla tüm Müslümanların dünya ve ahiret saadetine kavuşturmasını bizlere bahşetmesi dileğiyle.

      Cuma’nız Mübarek Olsun.

      Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.

 

 


23.08.2013 00:00:00

Ali Genç

Müslümanları` Kökten Dincilikle` Suçlayanlar Dinsizdir!!!

Müslümanları? Kökten Dincilikle? Suçlayanlar Dinsizdir!!!