Zaman zaman liyakat meselesinden bahsederim, tabi bunu yazarken bu sözüme kırılanlar olduğunu biliyorum. Bu sözümü genelde idarecilik konusunda söylüyorum. Evet, tekrar ediyorum bir kuruluşun ve kurumun başına gelen kimsede ben önce liyakat ararım. O kurumu temsil ediyor mu etmiyor mu diye bakarım. Bir insan çok temiz ve dürüst olabilir ama temsil kabiliyeti yoksa o kuruma hiçbir faydası olmaz. Sadece bulunduğu koltuğu işgal eder, bulunduğu sürede o kuruma yazık eder.

        Evet, dürüstlük herkes de olması gereken bir vasıf. Dürüstlük yaratılan her insanın taşıması gereken bir esas olmalı. Ben dürüstüm diye sürekli konuşan insandan da şüphe ederim. Ya hırsızlık yapıyor, yâda hırsızlığa zemin hazırlıyordur. Dürüst insanı halk çalışma ve icraatlarından zaten bilir ve size bu konu düşmeden vatandaş söyler. Dürüstlük konusunun takdirini vatandaşa bırakmak lazım.

       Sivil toplum kuruluşları ile ilgili yazılarımda hep liyakatten bahsettim. Hatta bir önceki yazımda ATSO seçimleri ile ilgili pek fikir beyan etmemeye çalıştım. Hatta beni ilgilendirmiyor bile dedim ve bunu derken aslında üzüntümden söyledim.

        Burada bizim sivil toplum kuruluşlarını yeterlice temsil eden arkadaşlarımız var edemeyenler var. Bana göre kulakları çınlayısıca ATSO eski Başkanı Ali Bey duruşu ile sakinliği ile bu kurumu gürültüsüz patırtısız idare eden bir arkadaş görünümünde idi.

       Bunlar beni kesmiyor, bir sivil toplum kuruluşunun temsil eden Başkan odasına üye kurum üyeleri için ne proje üretiyor ben ona bakarım. Ara sıra çıkıp bir konuda basın açıklaması yapılması beni kesmez. O koltuklar yan gelip yatma yeri değil, üyelerin tamamının hakkının olduğu bir kurumdur.

       Odalar üyelerine yönelik çalışmalar yapmalı. Yapmalı ki sesleri semadan gelsin, onları ferahlatacak ve destek olacak proje ve çalışmalar üretsin. Bir kurum başkanından ben bunu beklerim. Oda başkanı üyeleri için vardır, odalar üyelerinden sadece aidat alma yeri değildir.

        Çevre illerin sivil toplum kuruluş temsilcilerine bakıyorum, adamlar televizyonlara çıkıp nerede ise üç saat beş saat bulunduğu konum ile ilgili bir şeyler üretip üyelerine yönelik çalışmalar yapıyorlar. Konya Ticaret ve Sanayi odasının Konya Başkanı vardı Hüseyin Üzülmez Türkiye?de tanımayan var mı?

       Niğde esnaf ve sanatkârlar Başkanı yaptığı çalışma ile hemşerimiz Ahiler Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri hemşerimiz Selim Biçeni yaptığı lobi çalışması ile yerinden etmedi mi? Ben böyle güçlü ve proje üreten temsilciler görmek istiyorum. Mesele Başkanlık kazanmak değil, mesele oturduğun koltuğun hakkını vermektir. Yıllardır hatta geçmişte 20 sene aynı koltuk da oturup varlığını bile bilmediğimiz oda Başkanlığı yapanları biliyoruz. Hem de binlerce üyesi olan odalara sadece üyeler aidat yatırmaktan başka bir şey bilmediklerini bilmeyen var mı?

       Bunu en güzel örneğini Ziraat Odasında yaşamadık mı? Dünkü oda ile bugünkü oda arsındaki farkı kıyaslayın bakalım. Onun için temsil kabiliyeti olan ve vizyon sahibi olan insanlar olmasını istemek bu şehrin insanı olarak hakkımız değimli? Borsa Başkanlık seçiminde bunun için taraf oldum.

       Benim adamım olsun kim olursa olsun düşüncesinden kurtulmamız lazım. Onun için değişen bir şey olmayacak diye ben sivil toplum kuruluşları ile ilgili yazı yazmak istemeyişimin sebebi bundandır. Yoksa vizyon sahibi konusunda uzman ve temsil kabiliyeti olan insan yerine şu senin adamın bu benim adamım yada benim partilim dar görüşlülüğünden ne zaman kurtulacağız?

       Belki bu yazımdan dolayı bana kızan yâda sallayan olacak. Ama herkes bana değmeyen yılan hesabı düşünürse bu şehrin önünü açamayız. Benim gibi bir deli çıkıp yazarsa herkes ona düşman olma yerine doğrumu eğrimi söylüyor diye önümüze şapkamızı koyup düşünmemiz gerekmez mi?

       Samimi söylüyorum burada kimseyi hedef almak için bu yazıyı yazmadım. Derdim Aksaray olduğu için bunu yazıyorum. Yoksa bana ne der geçerim, üyeler artık bu konuda biraz daha akıllı hareket etmeli. Bütün sivil toplum kuruluşu Başkanları benin dostum. Ama koltuğunun hakkını verende var vermeyende var. Bu yazım genel olarak bir eksikliği dile getirmek için yazılmıştır.

 

       Konu ATSO seçimleri sonuna denk geldiği için yazdım. Umarım bu yazdıklarımı çiçeği burnundaki Ahmet Koçaş kardeşim yaparda yüreğimize su serper. Şehrin ticaretine yön verecek projeler ve çalışmalar yaparak katkıda bulunur bizde onları paylaşırız. Şehrin idarecileri ile mensuplarına destek olarak çalışmalarını bekliyoruz. Evet, odada yaşananlar Aksaray?a gelecek yatırımcıları bile etkilemiştir. Kısa zamanda tekrar güzel çalışmalar ile yatırımcıların önü açılmış olur.


22.06.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Liyakat neden çok önemli`

Liyakat neden çok önemli?