Bugünkü haberimizde  1987 yılında elimdeki bir belgenin verdiği ilhamla yeniden vilayet olmamız için çakılan kıvılcımla başlayan ve 2 yıl boyunca can dostum ,kardeşim ve meslektaşım Gazeteci-Yazar merhum Çapan Tekeli ile birlikte  bize karınca,kararınca destek olan onlarca hemşerimizin de  maddi ve manevi desteğiyle  sürdürdüğümüz kamuoyu oluşturma çalışmalarında da ulaşabildiğimiz her kaynaktan araştırmalar yaptık.

   Bu ulaşabildiğimiz çeşitli kaynakların yanında 1933´e kadar yayınlanan Aksaray Vilayet gazetesinde yayınlanan haberler ve o dönemde yaşayan hemşerilerimizle bire,bir yaptığımız görüşmelerde.

  Yine o zamanki ülkemizin kalkınmışlık seviyesiyle Aksaray´ın seviyesini karşılaştırdığımızda başta 1933 yılında yeniden ilçe yapılarak 2.defa kendisine olumlu manada hiçbir katkısı olmayacak olan bağlandığı Niğde vilayeti olmak üzere onlarca vilayette elektrik bilinmezken Aksaray hem aydınlatmada, hem de sanayisinde bu çağdaş enerjiyi kullanıyordu.

   Aksaray merkezine bağlı köyler ile vilayet merkezinden ilçe merkezlerine ulaşımı sağlayan şose yollar yapılmıştı.

  İl merkezi ile ilçelerde ve köylerde eğitim çalışmaları devlet ve millet iş birliği ile hızla gelişiyordu.

  Başta sıtma olmak üzere il genelinde yaygın hastalıklarla yüz güldüren mücadeleler yapılıyordu.

 Mülki amirler tarafından yapılan samimi çalışmalarla il genelindeki var olan yer altı ve üstü zenginlikler tespit ediliyordu.

  Yani o zamanki deyişle Aksaray ili merkez ilçesiyle birlikte il genelinde asayiş berkemaldı.

 Buna rağmen durup dururken tarihin şanlı baş şehri, yeryüzünde maddi ve manevi ilimlerin gelişmesini sağlayan sayısız ilkler ve teklerin merkezi Aksaray 1933 yılının Mart ayında TBMM´sinden çıkartılan 2197 sayılı kanunla yeniden ilçe haline getirildi.

 Aksaray´ımızın uğradığı hiç hak etmediği asla ve asla da hak etmeyeceği bu haksızlığın hesabı Meslek Odaları ve STK´lar la siyasilerin iş birliğiyle medeni hukuk içinde sebep sonuç ilişkisine göre araştırılarak ilerideki buna benzer muhtemel gelişmelerin engellenmesi için Baro tarafından dava açılmalı.

 Bunu yapmaları gerekenler görevlerini mutlaka zaman geçirmeden yapmalı.

  Onlar yapmasa da bu can bu tende oldukça medeni hukuk kuralları içinde bunun hesabını her zaman ve her yerde tek başıma da olsa sormaya devam edeceğim.

  Akla gelen tüm haksızlıkların ortadan kaldırılması ve tarihin yeniden tekerrür etmemesi için bunu engelleyecek olan hızla devam eden sanayi yatırımlarımızın ihtiyacı olan hammaddelerin temin edileceği ve üretilenlerinde satış yerlerine sevk edilmesini sağlayacak olan etüt proje yapımı devam eden Aksaray-Ulukışla Tren hattımızın ihalesinin 2017 yılında yapılmasında.

    Yine Ankara-Pozantı otobanı açıldığında yeniden ana ulaşım hatları dışında kalmamamız için Otobana göre 60 ila 70 Km daha kısa olan E.90 Karayolunun cazibesini devam ettirecek tedbirlerin alınmasında.

     Dekanı atanan Tıp fakültemizin zaman geçirilmeden açılmasıyla çalışan bir hava limanına kavuşmamız başta olmak üzere ihtiyacımız olan diğer hizmetlerin zaman geçirilmeden alınmasında.

    Tarihin tekerrür etmemesi için gerekenlerin sorumluluğu olan atanmış ve seçilmişler tarafından ivedilikle yerine getirilmesi.

    Aksini yapanların ise bunun hesabını Allah(C.C.)´da millete de veremeyeceklerini de bilmeleri dileğiyle.

   Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.

 


1.06.2016 09:48:01

Ali Genç

Kimse Sormasada Ben Hesap Sorarım

Kimse Sormasada Ben Hesap Sorarım