Uzakdoğulu bir bilge der ki doğduğun zaman "1" sin, zamanla 1'in yanına sıfırlar eklersin. Diplomaların olur, ünvanların olur, anne-baba vesair gibi rollerin olur, rozetlerin olur, evler arabalar alırsın. Bunlardan her biri sağ tarafa eklenen bir sıfırdır ve eklendikçe değerin artar. Şu hale gelirsin;

1.000.000.000.000………..0

Bütün bu sıfırların ne zamana kadar değeri vardır? Sen sen olduğun müddetçe… Eğer sen kendinin farkında olmaz da hayatındaki rollere kendini kaptırırsan o roller olmadığı zaman bir işe yaramayacağını düşünürsen o zaman ortaya çıkan sonuç şudur;

000.000.000.000……..00

Hayattaki rollerimizi kişiliğimizin önünde tutarsak ne olur? Bir gün o sıfırları kaybedersen yani iflas edersen ya da görevinden atılırsan "Müdür bey" iken müdürlük elden giderse "Savcı hanım" iken savcılık elden giderse o zaman ne olur?

Bir gün bir vezir görevinden azledilmiş. Rütbesini, tuğlarını, emrindeki adamları kaybeden vezir çok üzülmüş ve eve gelip yatağına girip yatmış. Kimse dokunmaya cesaret edememiş, canı sıkkın diye… Ertesi sabah yorganı bir açsalar ki vezir ölmüş. Oysaki bu vezir küçüklüğünden itibaren kendinin farkında olarak yetiştirilirseydi, yahut yetişkin olduktan sonra bu konuda çaba gösterip kendini bulmaya çalışsaydı rolünü kaybettiğinde "Ben artık hiçbir anlam ifade etmiyorum, yaşamama gerek yok" diye üzülmezdi.

Varoluşumuzu yaşayamadığımız zaman, sahip olduğumuz toplumsal rolleri kendi öz varlığımızdan üstün tutmaya başlarız.

Hz.Allah her birimizi "ahseni takvim" olarak yaratmış ve her birimizin vücuduna koca bir alemi sığdırmışken kendimizi hakir görmemiz, hiçbirşeye layık olmadığımızı düşünmemiz, rollerimiz olmazsa kendimizi işe yaramaz hissetmemiz Rabbimizin özene bezene yarattığı insanı beğenmediğimiz anlamına gelmez mi?

Kendimizi büyük görmek ve kibirlenmekten bahsetmiyorum. Tevazu bir kula yakışan ve olması gereken en güzel şeydir. Ayırt etmemiz gereken nokta şu ki

Kişiliğimiz - Davranışlarımız

Kişiliğimizi yani kendimizi Rabbimizin ahseni takvim olarak yarattığı kişiliğimizi seveceğiz ve kendimizi hatalarımızla kusurumuzla kabul etmeyi öğreneceğiz. Kimse mükemmel değildir, yaptığımız her hata için kendimize kahretmek, nefsimize eziyet etmek ruhumuzu yıpratır. Yani en soldaki "1" i içten içe yok edersiniz.

O halde biz tevazuyu nerede uygulayacağız? Tevazuyu davranışlarda uygulayacağız. Yani kişilik olarak ahseni takvimiz ama amellerimiz ve davranışlarımız konusunda kusurlu, hatalı bir kuluz. Tevazu kişiliğini ezmek, kendini hiçe saymak demek değildir. Davranışlarını beğenmeyip, amellerini yeterli görmemek, ameller ve roller konusunda yaptıklarımızı eksik görüp alçak gönüllü davranmaktır.

" ARADAKİ FARKI FARK EDİN "


23.09.2021 11:31:00

Asude Usluer Uğurlu

KİM OLDUĞUNUZU BİLİYOR MUSUNUZ?

KİM OLDUĞUNUZU BİLİYOR MUSUNUZ?