İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem(A.S.) efendimizden son Peygamber olarak Alemlere rahmet olarak gönderilen Nebiler,Nebisi Hz. Muhammed(S.A.V.)´in dışında dünya ömrü ile Rabbimizle yüz yüze görüşmek hiçbir Peygamber ve insana nasip olmadı.

   Efendimizin Ulular,Ulusu Mabudumuzla yüz yüze görüşme gerçekleştirdiği yolculuğu bilindiği gibi Miraçtır.

   Büyük Nebi dünya ve  gök semasını kapsayan iki  bölümlü bu yolculuğunu tamamlayıp Mekke´ye döndükten sonra konuyu anlatınca cahiliye Araplarının ileri gelenleri mal bulmuş mağribi gibi bundan dolayı Efendimizin tezlerini çürüteceklerini sanarak sevinçten adeta havalara uçtular.

   ?O SÖYLÜYORSA DOĞRUDUR!!!?

   Günümüz teknolojisiyle Dünya bölümünün birkaç saat içinde gerçekleştirilmesi mümkün olan bu kutlu olaydan dolayı putperestler Efendimizi köşeye sıkıştıracaklarına sevinirlerken Sadakatinden dolayı ?Sıddık ? unvanını alan Hz. Ebu Bekir(R.A.) efendimize rastlarlar.

   Birazda kendisini aşağılayarak ?Duydun mu seninki(arkadaşın) bir gecede Kudüs e gidip Mescidi Aksa da  kendisinden önceki Peygamberlere Namaz kıldırdığını.

   Ardından ise 7 kat gök semayı gezip orada Allah(C.C.) ile görüşüp aynı gece geri geldiğini söylüyor.? Dediklerinde Hz. Ebu Bekir-i Sıddık (R.A.)  hiç tereddüt etmeden verdiği cevapta? O söylüyorsa doğrudur!!!?diyor.

   Bu günkü yazımın konusu da bu şekilde samimi şekilde Hakka teslim olanların tereddütsüz kabul edecekleri bizzat kendi başımdan geçen bir olaydır.

  ?LAİLAHE İLLALLAH? DEDİKÇE AĞRIM SAĞDAN BAŞLAYARAK MİLİM,MİLİM VÜCUDUMU TERK ETMESİYLE İYİLEŞTİM!!!

    1982´nin Temmuz ayının sonlarıydı Aksaray merkez ilçeye bağlı Yanyurt köyümüzün Aşağı Öz(Kürdün Özü) mevkiinde bir kısmını Babam merhum hacı  Şammas ,geri kalanını ise hayırsever gurbetçilerden toplanan paralarla  köprü yaptırıyorduk.

   İnşaat sürerken Cuma Namazını kılmak için hazırlık yaparken rüzgardan etkilendiğimden zatüre olmuş gibi ağır şekilde hastalandım.

   Kaldığımız çadırda köprüyü yapan Gazi Kılıç ağabey sürekli olarak sırtıma sıcak taş koyarak beni tedavi etmeye çalıştı.

  Ertesi gün çok bitkin bir şekilde ancak öğleden sonra çadırdan çıkabildim.

  Çıktığımda ustalar ve işçiler var güçleriyle çalışıyorlardı.

  Yanlarına vardığımda köprünün hayır işi olduğu düşüncesiyle kaldırabildiğim taşları ?Lailahe illallah? diye,diye sağ dan sola doğru inşaat sahasına atmaya başladım.

   Taşları atmaya devam ettikçe beni perişan eden ağrının sağ omuzum dan başlayarak milim,milim sola doğru geçtiğini hissettim.

     Kelimei tevhide devam ettikçe yavaş,yavaş sola doğru gelen ağrım bir süre sonra sol  omzumdan ve kolumdan çıkarak vücudumu terk ettiğini bizzat yaşadım.

   Dünyanın sadece maddi olmadığı birde manevi yönün olduğu bilincinin bu yaşadığım somut gerçekle görülerek imanlarımızın pekiştirmesi dileğiyle.

   Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.

 


24.06.2015 10:00:41

Ali Genç

Kelimei Tevhid´in somut tedavisi

Kelimei Tevhid´in somut tedavisi