Kamu Görevlileri İşlerini Severek Yapmıyor!

                                                                              68-Mannheim/Almanya

                                                                              =====================

     Yanlış hatırlamıyorsam ilkokul öğretmenlerimden su katılmamış vatanseverlerden sahip olduğum mefkûremin oluşmasında büyük katkıları olan merhum Cevdet Tuncer anlatmıştı.

    İyi sanatkâr ve iyi esnaf olan bir ustanın kendi özelliklerinin zıttı özelliklere sahip olan bir kardeşi ile veya bir arkadaşıyla ortak bir iş yeri işletiyorlarmış.

    Büyük kardeşin işinin ehli olmasının yanında tatlı dilli, ikna edici konuşması ve güzel davranışları ile müseseleri işten başını alamıyormuş.

    Müşteri arttıkça, artıyor, bu artışa bağlı olarak gelirleri ve karlarıda artmasına rağmen aksi ve sanatının ehli olmayan küçük birader veya ortak ise kardeşinin veya ortağının güzel meziyetlerin destekleyeceğine sürekli eleştirirmiş.

   Bu eleştirilerin dozu artınca ağabey/ortak kardeşiyle kötü olmamak için ne kadar altan aldıysada olmayınca ayrılmışlar.

   Dükkânı küçük biraderine bırakarak kendisi başka bir semtte dükkân açmış.

   Gelenlerin güzel sanata ve hürmete değilde dükkâna geldiğini sanan işinin ehli olmayan, bunun yanında aksiliğide kimseye bırakmayan yeni dükkân sahibi küçük kardeş günlerce ve aylarca müşteri beklemiş ne gelen nede giden varmış.!!!

    Uzun zaman gelen giden olmayıncada dükkânı kapatmak mecburiyetinde kalmış.

     Ağabey ise başka bir samtte sıfırdan başlamasına rağmen eski müşterileri kendisini arayıp bulmuş, eş, dost ve akrabaya tavsiye ettiklerinden işleri eskisinden daha fazla artmış ve hem işinin ehli olmanın hemde tatlı dilli güler yüzlü olmanın mükafatına fazlasıyla kavuşmuş.!!!

     Kamu kurumlarında çalışanların idialistlerinin dışında kalanlarıda genelde bu hikâyedeki işini bilmeyen aksi birader gibidir.

    Fakat idialist olan bu bir avuç kamu personeli tarafından yapılan fedekar hizmet nedeniyle onların işleride kör topal yürütüldüğünden sistem yavaşda olsa Rutinin olarak devam edip gidiyor.

     Almanyanın Duisburg şehrinde 1974’den beri çalışanhem teyze zadem hemde enişytem olan Memiş ağabey  “İnsanlar yaptığı işi severek yapmalı”der.

    Onun bu sözündeki gibi bulundukları makam veya işe girebilmek için çalmadık kapı,araya sokmadık torpil bırakmayan kamu personelinin geneli maalesef yaptığı işi severek yapmadığından yürüttüğü görevi kendine zül geliyor.

    Böyle oluncada istisnanın dışında kalan samimi ve vatan perver inançlıların dışında kalanlar işini severek, zevk alarak yapmadıklarından sadece ve sadece aybaşında maaş alabilmek, yıllık izini geldiğinde izin yapabilmek, çalışma süresini doldurup emekli olabilmek için çalışıyorlar.!!!

    Yani Mevlamızın rızasını kazanabilmek, çoluk çocuklarına helal lokma götürübilmek ve aldıklarını hak edebilmek için değilde” Salla başı, al maaşı” tabiri gereği çalıştıklarından hizmetlisi oldukları vatandaşa hakkıyla hizmet edemedikleri gibi, yapmaları gereken çalışmalarıda bi hakkın yapmıyorlar.!!!

   Bu nedenlede ülkemizin ve ilimizin birçok basit yöntem ve küçük çabalarla çözümlenebilecek meselelerde çözümlenemiyor.

     Tüm kamu kurumlarının personel ve yönetenlerinin birer idealist olmaları, en azından kendilerinin yedikleri ve çocuklarına yedirdikleri lokmanın haram lokma olmaması için bu lokmanın hatırına gerekeni yapmaları,yaptırmaları dileğiyle.

     Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.