Benim de küçükken en sevdiğim şey, içinde dervişlerin olduğu bu hikayeleri dinlemekti. Rahmetli ak Mehmet amca çok hikaye anlatırdı, ondan dinledim. Yunus emre divanını bu yüzden çok sevdim. içinde yunus'un hayatı anlatılmıştı. yunus'un derdiyle dertlenip az hüzünlenmedim desem yalan olur.

Her ne hâl ise, size bir derviş hikayesi anlatmak istiyorum. işte derviş hikayelerine bir örnek:

Vaktiyle bir derviş, nefsi ile mücadele sonucu her türlü gösterişten arınarak, varlıktan vazgeçecektir. fakat iş yamalı bir hırka giymekle olmamakta, her türlü görünür süsten de arınması gerekmektedir, yani saç, sakal, bıyık ne varsa hepsinden, uzak durmak ve tepki görmemek ister. Birazda kendisinin tanınmamasını ister.

Derviş, usule uygun hareket ederek soluğu berberde alır. Berberden kendisini tıraş etmesini ister. Berber de dervişin saçlarını kazımaya başlar. Derviş, aynadan durumu izlemektedir. Başının bir kısmı tamamen kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa da usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atar ve: “kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım!” diye kükrer.

Dervişlik bu, sövene dilsiz, vurana elsiz olmak gerektir. Derviş de kaideyi bozmaz. Hiç ses etmez ve usulca kalkar yerinden.

Berber mahcup olur; ama korkmuştur da. sesini çıkartamaz.

Kabadayı dervişin kalktığı koltuğa oturur, berber de tıraşa baslar. Kabadayı tıraş sırasında da devamlı olarak dervişi aşağılayıp alay etmeye devam eder; kabak aşağı, kabak yukarı...

Tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, geminden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıya çarpar. Kabadayı orada yığılır kalır. Görenler çığlığı basarlar. Berber ise şaşkındır, kabadayı ölmüştür.

Berber bir bu kötü manzaraya, bir dervişe bakar ve gayri ihtiyari sorar: "biraz ağır olmadı mi derviş efendi?"

Derviş mahzun ve oldukça üzgün bir şekilde cevap verir: "vallahi asla gücenmedim ona. hatta hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki kabağın bir sahibi var. Demek "o" gücenmiş olmalı."

Her şeyin bir sahibi var, sizinde sahibiniz var, kimseyi hor görmeyelim. O insan masum kendisine sahip çıkamazsa da Allah yarattığı masumlara sahip çıkar.

BANA BİR HAFTA MÜSAADE

Sevgili okurlarımız, iyi ve kötü günlerimizde bile olsa bir köşe yazarı her gün sizlerle beraber olmak durumundadır. Bende her gün sizlerle beraber olmaya çalıştım. Yıllardır aynı şekilde sizleri bilgilendirmek ve fikirlerimizi paylaşarak yazmaya devam ederiz. Benim durumumda olan meslektaşlarımız, eli kalem tutmadığı ve gözleri görmeyecek duruma gelene kadar yazmaya devam eder.

Allah sağlık sıhhat versin bizde buna 43 yıldır devam ediyoruz, devam etmeye de çalışacağız. 2 yıldır Ege’ye gitmiyorum, sıcaklara dayanamadığım için yazın gitmemeye çalıştım. Havalar soğumadan serin mevsimde Ege’ye torunları ziyaret için sizlerden bir hafta uzak kalacağım. Hafta sonu yazım bu yazım olduğu için şimdiden bir haftalığına sizlere veda ediyorum. Sağlık ve sıhhat içinde bir hafta sonra buluşmak dileği ile Allah’a emanet olun.


14.11.2019 12:45:00

Erdogan Kaya

Kabağın sahibi gücenmiş olabilir