Rahmetli Cemil Meriç, Türkiye’nin yetiştirdiği ender değerlerden birisidir. Ne yazik ki ülkemizde şayet samimi ve İnançlı bir vatandaş ve birde yaratandan başka kimseye uşaklık etmiyorsanız, yetki ve etki sahipleri kesinlikle sizi görmezden gelirler.

‘’İyilik eden mükâfat bekliyorsa tefecidir.’’ Sözü CEMİL Meriç’indir. Üstat 1926 yılında Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde doğmuş, 1987’ de 51 yaşında İstanbul’da vefat etmiştir. 1955 yılında görme yetisini kaybetmesine rağmen kalan ömrünün 32 senesini, görmediği halde olağanüstü çalışma ve üretme temposunu düşürmemiştir.

Doğu ile Batı medeniyetlerini karşılaştıracak kadar birikimli olan Cemil Meriç, yazar, çevirmen ve düşünürdür. En önde felsefe, sosyoloji, olmak üzere, dil, tarih ve edebiyat olmak üzere sosyal bilimlerin birçok dallarında araştırma yapmış ve yazılar yazmıştır.

Asıl konumuz, CEMİL MERİÇ’i anlatmak değil; ‘’ İyilik eden mükâfat bekliyorsa TEFECİDİR’’ cümlesiyle müthiş tespitinin bu gün ne kadar geçerli olduğunu anlatmaya çalışmaktır.

Bir toplumda evlat, anne ve babaya iyilik edince karşılık bekliyorsa, kardeş kardeşe iyilik edince karşılık bekliyorsa, komşu komşuya iyilik edince karşılık bekliyorsa, bu toplumun çivisi çıkmış istisnasız her birey gırtlağına kadar TEFECİLİĞE batmıştır.

Daha da beteri ve acısı, kendi isteğiyle hizmete talip olup ve halkoyuyla gelerek devlet gücünü ve otoritesini kullananlar günün 24 saatinde yaptıklarını anlatarak vatandaşı iyilik bilmemekle, suçlamaya devam ediyorsa, TEFECİLİĞİN şahı değiller midir?

Devlet ve millet hizmetine, seçilerek veya atanarak gelenler, tefeci olmamak için mutlaka kendilerine çeki düzen vererek, yaptıklarının karşılığını istememelidirler.

Osman Bey, Osmanlı Devletini kurup halkına bir devlet hediye edip en büyük iyiliği yaptığında karşılık mı istedi?  Bu iyiliğine karşılık isteseydi Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu olabilir miydi?

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Türkiye Cumhuriyetini kurup, halkı esaretten kurtarıp, genç bir devlet kurarak halka hediye ettiğinde karşılık mı istedi? İsteseydi ATATÜRK olur muydu?

Bu hepimizin bildiği iki örneği, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan her akıllı vatandaş elbette bilir. Özellikle ülkenin yönetiminde kendi arzusu ve isteği ile bulunanlar, aldıklarının karşılığında yaptıkları hizmeti başa kakarak tefecilik yapmaktan kurtulamazlar.

Özellikle, halkoyuyla iktidara gelen siyasi parti mensupları, iktidara gelene kadar, halka hizmeti hakka hizmet sayacaklarını ve karşılıksız halka hizmet düşündüklerini yeminle, şeref sözü anlattıkları halde, milletin parası ile millete yaptıkları hizmetleri, nefes almadan anlatarak, tamda tefecilik yaparlar.

Siyaseten seçilerek hizmete talip olanların, % 90 oranında halk hizmetinde olanlara TEFECİ desek bozulurlar, kendilerine hakaret ettiğimizi söylerler. Ne derlerse desinler ne yazik ki bal gibi TEFECİDİRLER. Yaralatılana iyilik etmek insanlık borcudur, iyilik eden mutlaka iyilik bulur.

 

              Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.

 


2.10.2019 06:54:00

Rasim Gül

İyilik Eden, Mükâfat Bekliyorsa Tefecidir.