‘’…İnsan esir doğar, kendi hareketini yaratmak suretiyle hürriyetini kazanır, bu da başka varlıkların kaderini bu harekete bağlamak içindir…’’ diyor, Nurettin Topçu.

Nurettin Topçu kimdir, 1909’da İstanbul Süleymaniye’de doğan, 1975 ‘te vefat eden, Türk-İslam inancını hayatı boyunca sayısız eserleri ile anlatmaya çalışan bidat nedir bilmeyen mümtaz bir şahsiyettir.

Avrupa’da tahsil yapmak amacıyla girdiği imtihanı kazanarak Fransa’ya gitmiş, Strasburg Üniversitesini bitirmiş, kendisinden önce Paris’e gelen Ali Fuat Başgil, Remzi Oğuz Arık, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Cevdet Perin, Bedrettin Tuncel, Samet Ağaoğlu ve diğer Türklerle birlikte Türkiye için ellerinden geleni yapanlar arasında yer alan almıştır.

Sorbonne ’de ahlak felsefesi ile ilgili hazırladığı tezini 1934 yılında savunmuş ve üstün başarı ile kazanmış ve aynı yıl Türkiye’ye dönerek tayın edildiği lise öğretmenliğini yapmaya başlamıştır. Daha sonra, tezini vererek doçent olduğu halde, Ülkede hiçbir Üniversite, üniversitede ders vermesine kapılarını açmamış hayatı boyunca lise öğretmenliği yapmış ve öğretmenlikten emekli olmuştur.

İstanbul Taksimde cereyan eden acı olaylar üzerine ‘’ Kanlı Pazar’’ , ‘’Kin ile din birleşmez’’ ve ‘’ İslam’ı sömüren siyaset’’ yazılarını yazacak kadar ülkesine bağlı ve inançlı birisidir.

Konumuza dönersek, insan niçin esir doğar çünkü bizzat kendisi hiçbir ihtiyacını karşılayamadığı için anne ve babanın veya başkalarının bakımına muhtaç olduğundandır. Klasik hürriyetini ne zaman kazanır, Türkiye kanunlarına göre 18 yaşını bitirdiğinde. İktisadi hürriyetini ne zaman kazanır hiçbir zaman.

Duygu, düşünce ve inanç hürriyetini ne zaman kazanır, güçlülere ve devlet büyüklerine uygun düşündüğü sürece düşüncelerinde hürdür. Ben düşüncelerimi ifade ederim diye direndiğinde ise gör başına neler gelir.

Demokrasinin zayıf olduğu ülkelerde, hür olmak çok zordur. Demokrasi; örgüt ve gelenek demektir. Gerçek tarih şuuru olmayan, örgütsel dayanışmayı teşkil edemeyen demokrasiler hiçbir zaman oturmaz. Oturmayan demokrasilerle yaşayanlarda hür olmaktan çok uzaktır.

Dolaysıyla bizim ülkemizde insanlar, esir doğar tam bağımsızlıktan uzak esir ölür. Yaşantısını eyyamcılıkla, ona buna biat etmekle geçirmek zorundadır. Ülkemizde esir doğan insanlardan hür olarak ölen olmaz mı? Elbette olur, devletten, hükumetten, ağalardan, beylerden hiç ama hiçbir isteği olmazsa, yani toplum dışı yaşarsa hür olarak ölebilir, hiçbir engel çıkmaz.

Liderlere, egemenlere dokunmadan, her hareketinizle, her sözünüzle, devletin çivilerini sökseniz bile sökerken de çevreyi ve görenleri bir şekilde memnun ederseniz kolay kolay başınıza bir şey gelmez. İnsanlıktan çıkma pahasına, sözde hür olarak yaşamaya devam edersiniz.

Turgut Özal’ın dile getirerek vasiyetimdir diye ifade ettiği; 1- Düşünceyi ifade hürriyet, 2- Din ve vicdan hürriyeti, 3- Teşebbüs hürriyeti ve bu üç hürriyetin koruyucusu hukukun üstünlüğü de yüzde yüz geçerli ve hakkı-hukuku koruyacak gerçek hukukçular yetiştirilmişse,

Ülkemizde, vatandaşlarımız esir doğar ancak esir yaşayıp esir ölmez, hür yaşayıp, hür ölebilir. Ancak çalanlarıda önlemeniz, hırsızı bağa bekçi tutmamanız şartıyla.

Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.


20.12.2019 10:31:00

Rasim Gül

İnsan Esir Doğar, Esir mi Ölür?