Pazartesi günü Konya havaalanından İstanbul’a gitmek için yola çıktım. 4 sene kaldığım İstanbul sanki bilinmez bir şehir olmuş. Salı akşamı tanıdık bir otelde yazımı yazarken Aksaraylı olup da uzun zamandır Aksaray’a gelemeyen hemşerilerimizle konuşurken Bilgisayarımdaki binlerce Aksaray’ın eski ve yeni resimlerini kendilerine izlettim. Hayretlerini gizleyemeyerek şaşkınlık yaşadılar, Aksaray’ın çok değişmiş olduğunu söylediler. Tıpkı benim yıllar sonra İstanbul’da kaldığım yerlere şaşırdığım gibi.

 

     Konya’ya vardığımızda uçak saatimize zaman olduğu için Konya’da biraz dolaşıp Mevlana’yı gezip burada İkindi namazını kıldıktan sonra biraz dolaştık, Mevlana çevresinde hummalı bir çalışma vardı. Hani Aksaray’daki kaldırımlara ne gerek var diye eleştirenler aklıma geldi. Bende Mevlana’nın etrafı çok güzeldi ne gerek var buraya para harcamaya diyebilir miyim. Adam eskisini beğenmemiş daha güzel kaldırımlar ve çevre düzenlemesi yapıyor. Ama kimse ne gerek vardı diye eleştirmiyor.

 

       Hâlbuki Konya pırıl pırıl bir şehir olmasına rağmen hala yeni çalışmalar yapılıyor eskiler sökülüyor yenileri yapılıyor, kimse eleştirmiyor. Ama ben sadece ne gerek vardı bunları yapmaya diyen lüzumsuz insanları Aksaray da gördüm desem yalan olmaz. Yalnız burada tek beğenmediğim konu ise park ücretleri bir saat parktan sonra her 15 dk. İçin bir lira alıyorlar. Bu gerçekten tam bir vurgun, hem de park görevlileri Belediyenin bu paralar Belediyeye giriyor.

 

      Aksaray da otopark ücretleri buraya bakınca inanın bedava. Nevzat Beyi boşa eleştiriyoruz, Konya’da ara sokakları bile paralı yapmışlar adım attığınız yer park ücreti. Bunu Konya’ya gidenler mutlaka park ücretlerini görmüşlerdir.

 

      İstanbul’a vardığımızda ilk gün bazı dostlarla buluşup görüşmeler ile geçti. Salı günü yine eski Gazeteci-Yazar dostlarımızla beraber olduk. Uzun yıllar görüşemediğimiz eski mesai arkadaşlarımız ile bir araya gelerek Salı gecesi geçmişi yad ettik. Aklıma şöyle bir düşünce geldi, beraber çalıştığımız gazeteden birçok arkadaşımız ayrılmışlar. Servis yapmak için mutfak görevi yapan bu gazete hakikaten çok mükemmel yazarlar yetiştirmiş.

 

       Neden ayrıldıkları ise tamamen yanlış siyasi desteği içine sindiremeyen benim gibi dostlar tek tek ayrılmışlar. Bir ara Yavuz Bahadıroğlu Ağabeyle bir araya geldiğimizde benim çömezlik döneminde bana yaptığı bir olayı anlattım uzun uzun gülüştük. Tabi yıllardır bir araya gelemediğimiz için nerede ise bizleri unutmuş. En son Aksaray’a geldiğinde görüşmüştük, zor hatırlamıştı. Aslında birazda bizim ihmalkârlığımızın verdiği uzak kalmadan başka değil. Her biri değişik muhafazakâr gazetelerde mesleğini devam ettiriyorlar. Hele bizim küçük Turgay Güler aslanlar gibi bir gazeteci olmuş. Bir yanda gazete köşe yazarlığı, diğer tarafta Ülke TV. de Sıradışı programları ile ünlenmiş gitmiş.

 

       Ertesi günü İstanbul’u gezme imkânımız oldu, ben Beyazıt’ta kalırdım. İnanın bu bölgeleri eskiye bakınca bulmak çok zorlaşmış. İstanbul öyle değişmiş ki, dünyanın Metropol şehri olmuş. Kime sorsanız Sayın Başbakan döneminden başlayan değişim Sayın Kadir Topbaş ile devam etmiş. İstanbul’da ideolojik olmayan kime sorsanız hizmetin yolu Ak Parti diyor.

 

      Yeğenim Gaziosmanpaşa Lisesinde okuyordu, Fındıkzade de kalıyordu. Hafta sonları onu alır gezdirirdim. Yaya olarak çıkar Aksaray, Laleli, Beyazıt, Sultanahmet ve Galata köprüsüne kadar giderdik. Tekrar yaya gelirdik. Şimdi buralarda bu şekilde gitmeniz mümkün değil. Alt geçitler, üst geçitler, tramvaylar ve çok nadir taksi geçiyor. Sultanahmet ve Ayasofya bölgesi tamamen değişmiş.

 

      Eski taksimle yeni taksime baktım, burada eskiden sadece mitingler olur, bolda başıboş tinerci ve kimsesizlerin mekânı idi. Şu gezi bahanesi ile sokağa dökülenleri şimdiki Taksimi görünce lanetledim. Adam Allahtan korkar, inanın öyle bir düzenleme ve yeşillendirilmiş ki aklım hayalim almadı. Demek ki mesele ağaç değil ihtilal hesabı olduğunu bizzat gördüm yapılan eylemlerden utanç duydum. Ama İstanbullu çok kararlı seçimde bunlarla hesaplaşacaklar, Topbaş büyük bir ihtimalle tekrar aday.

 

      Çarşamba gecesi otelde yazılarımı yazıyorum, Aksaraylı hemşerilerimiz bizi İnternet üzerinden takip edip okuduklarını ve tanıdıklarını söylediler. Bende kendileri uzun seneler Aksaray’a gelmeyenler olunca Aksaray’ın dünü ve bugünü resimlerini izlettim. Somuncu Babayı, Kılıçaslan Parkını, iş merkezlerini, köprüleri, eski konakların tadilatını, Azmi Milli gibi birçok yenilikleri kendilerine izlettim. Arkadaşlar Aksaray çok değişmiş ve hizmet görmüş dediler. Nevzat Palta Aksaray’a bir şey yapmadı diyenler dışardan gelenler sorarlarsa çok hizmet ve değişimi duyabilirler. Yani Ak Parti döneminde Ak Partili Belediyeler her yere hizmet damgası vurmuş. Çünkü Mahalli idareler iktidarla uyum içinde olunca hizmetler daha rahat geliyor.


23.10.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Hizmeti Belediyelerde Ak Parti yapıyor

Hizmeti Belediyelerde Ak Parti yapıyor