Cuma günü “çalışan Gazetecilerin önemi” başlığı ile bir yazı yazmıştım. Bu yazıma yorum ve mail gönderenler olmuş ve gazetelerdeki resimleri görenler dalgasını geçerek, “ maşallah amma da çoğalmışınız” diye laf atmış. Bu yazacağım düşünceler sadece benim şahsi fikirlerim, yazımdan dolayı alınan veya laf atan olursa direk bana söylerlerse sevinirim. Gazetecilik bir ayrıcalıktır, ama bu ayrıcalığı ayakaltına düşürmeden hakkını vererek edepli ve saygılı yapanlar için ayrıcalıktır.

       Öncelikle şunu söylemek istiyorum, bundan sonra bu işi gerçek yapanların dışında önünüze geleni basın toplantısı adı altında yaptığınız toplantılara çağırırsanız ben orada yokum arkadaşlar. Bugüne kadar eline kalem almamış, bir satır yazı yazmasını bilmeyen, yâda iki satır haber yazamayan insanları laf olsun diye kalabalık yaptırmanın anlamı yok.

       Basın toplantısı yapan kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşları yaptıkları basın toplantısında açıklamalarını kamuoyu ile kimler paylaşıp haber yapıp köşesinde yazıyorsa onları çağırmalı. Nereden alıyorlarsa ellerinde bir gazeteci listesi gazetecilikle hiç ilgisi olmayan, yâda bugüne kadar hiçbir yerde haber dahi yapıp yazmamış insanları çağırırsanız onların içinde benim ne işim var kardeşim.

       Sonra oturup bu mesleği bilmeyen ve meslekle alakası olmayan insanları başköşede oturmasına izin vermemelisiniz. Bu insanların bizim gibi hayatını bu mesleğe vermiş insanları bile basın mensubu saymayanlarla benim yan yana oturmakla ne işim var?

      Geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanımız kentsel dönüşüm ile ilgili bir basın toplantısı yapıyor, saysan on kişi vardık. Başkan sordu, “ gazeteciler bu kadar mı” diye. Oradaki arkadaşlar mesleğini icra edenler bunlar demekle yetindi. Ama bir yemekli toplantıya bakıyorsunuz 70 kadar kişi, maşallah bizim sektörde patlama olmuş demekten kendimizi alamıyoruz. Her yemekli toplantıda yeni yeni simalar görmemek elde değil. Başkanın o günkü toplantısında iki televizyon ve bir gazete yok iken ilgisiz kişiler orada çuvalla idi. Ben bu şekildeki çağrılar böyle olursa katılmayacağım.

        Bir gün Belediye Başkanımız çalışma yerlerini gezdirmişti, en son Somuncu Baba Külliyesini gezdik buradan yemeğe geçilecek. Caminin tepesindeyiz, bir baktım 7-8 kişiyiz, başka kimse gelmemiş. Aynı espri orada da yapıldı ve ben yemeğe gitmeme kararı aldım ve bir bahane ile kaçmanın yolunu bulmaya çalışırken, Sayın Başkan elimden tutarak bırakmadı ve zorla yemeğe götürdü. İnanın ben ilgisi olmayan insanlarla bir arada olmak istemediğim için gitmemek istemiştim.

       36 yıldır bu işi yapıyorum, ulusal,  medyada köşe yazarlığı taptım, 7 tane eserim ve sekizincisi yolda, her gün köşe yazıyorum, yazılarım 12 sitede yayınlanıp 20 binden fazla kişi okuyor inanın hava nedir bilmiyorum. Memuriyetim döneminde de her hafta köşe yazılarıma devam ettiğim halde hiçbir toplantı ve açıklamaya katılmadım. Serbest ve rahat bir çalışmaya kavuştuktan sonra toplantılara katılıyorum. Bakıyorum adamın ne bir eseri nede bir çalışması var yazar diye kendisini lanse ediyor. Gazeteci gazetecilikle meşgul olan kimsedir. Yazar ise eserleri olan yani kitap çalışması yapanlardır. Gazetecilikle ilgilenmez ama kitap çalışması yapar ona yazar denir.

       Bakıyorum adam unvan kullanırken Gazeteci-Yazar diye yazıyor. Bu unvanı nasıl aldı kim verdi ise anlamış değilim. Adamın eli kalem tutmasını bilmiyor, bir yerde bir satır yazdığı yok havasına bakarsan havasından geçilmiyor. Aksaray da gazete sahibi ve çalışanı olarak 30-35 yıldır gazetecilik mesleğini icra ederek saçlarını ağartan arkadaşlarımız var, bunların hiç havası yok.     

        Bazen sivil toplum kuruluşu başkanları yaptıkları basın toplantısına hoplama zıplamacıları çağırıyorlar. Sonrada basında yeterli yer bulamayınca sitem ediyorlar. Arkadaş sen kimi çağıracağını ve kimlerle bu işi yapabileceğini bilmezsen bana sitem etme hakkın yok. Ben her zaman söylüyorum çağrılmadığım bir toplantı ile ilgili yazı yazmam diyorum. Çağrılırken de bundan sonra kimlerin çağrıldığına bakacağım, bakalım gazeteci ile avareler ayırt edilecek mi?

       Eğer sektörümüz saygı görecekse benim gibi gerçekten bu işi yapan Gazeteci arkadaşlar benim gibi düşünmelidir. Birlikte hareket edersek bu mesleğin ayrıcalığını ortaya koyabiliriz. Bu iş bu kadar ayakaltına düşmemeli, eline geçen gazeteciyim diye ortaya çıkmasına izin vermemeliyiz. Gelin gazeteciyi değil de laf olsun diye herkesi çağıran toplantılara birlikte katılmayıp protesto edelim.


14.01.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Gazeteci ile Avareyi Ayırmak

Gazeteci ile Avareyi Ayırmak