2002 yılında resmen Ak partinin genel başkanı ve lideri olarak Türk siyasi hayatına giren Recep Tayyip Erdoğan, gerçekten dostunda, düşmanında beğenisini kazanan başbakan oldu. Halkımızın tamamını kucaklayarak başbakanlıktan da öte LİDERLİĞİNİ kabul ettirdi.

Ne yazik ki halkın tamamını kucaklama en fazla 7-8 yıl sürdü yani 2010-2011 yıllarından sonra, Ak parti genel başkanlığına ve başbakanlığa geçerek, ülkenin liderliğinden uzaklaşmaya başladı. Bunun belirtileride içerde ve dışarda devamlı çatacak birileri bulup çatarak particilik yapmaya başladı.

Biraz eskilere gittiğimizde, lider olarak başlayıp genel başkanlığa geçen ve siyasi hayatını hoş olmayan bir şekilde noktalayan; İsmet İnönü, Celal Bayar- Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Necmettin Erbakan’ı görmekteyiz. Heyhat, Erdoğan’ da bu seride yer almıştır.

Ülkemizin aradığı genel başkan değildir, LİDERDİR. Genel başkanlıktan başlayıp liderliğe geçen cumhuriyet tarihinde kimseyi görmedik. Liderlikten genel başkanlığa geçenlerin isimlerini sıraladık.

Anlatmaya çalıştığımız kategoriye dikkat edildiğinde Atatürk’ü yazmadık, çünkü Atatürk 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıktığında LİDERDİ, 10 Kasım 1938 de vefat ettiğinde de liderdi.

Bu millet, İnönü-Bayar, Demirel-Ecevit, Demirel-Özal, Erdoğan- Baykal ve Kılıçdaroğlu kavgasından bikti, usandı ne yazik ki kavgacılar kavgadan bıkmadılar. Dolaysıyla bir türlü lider olamıyorlar. Hem kendileri çekiyor, hemde halk.

Hindistan’ın kurucusu Mahatma Gandi (1869-1948), Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah (1876-1947), Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk, darmadağınık durumda Fransa’yı derleyip toparlayan Charles Andre Joseph Marie de Gaulle ( Dögol), şu an beş devlet çıkaran Yugoslavya’yı  bir çatı altında tutmayı beceren Joseph BrozTito (1892-1980) bunlar halklarının ve dünyanın kabul ettiği liderlerdir.

 Gandi’yi MAHATMA ( büyük ruh) katına çıkaran prensiplere bakalım; ADALET bekleyebilmek için ADİL olmak, çevreyi ıslah edebilmek için, NEFSİ ıslah etmekle işe başlamak, karşılaşılan kötülükleri, şiddet yerine ÜSTÜN bir sevgi ve DAYANMA ile karşılamaktır diyor.

Mahatma, kendine kurşun sıkıp ölümüne sebep olan adamı ölmeden affediyor. ‘’ Geçeklere uyarak yaşayanlar ölümden korkmamalıdırlar.’’ Diyen Gandi, Brahman, Müslüman, Budist, Hırstıysan olmak üzere milyonlarca insanın gözyaşları arasında toprağa verildikten sonra bütün dünya ondan bahsetmeye onu örnek almaya koyuluyor.

 Mahatma Gandi’nin bu örnek davranışı mutlaka, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarından aldığına inanıyoruz. Gandi, Tito, Cinnah örnek alıyor da Atatürk’ten sonra ülkemizi idare edenler neden örnek almıyorlar?

Sözün özü Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı, başkan olarak devletin başı olması ve 82 milyonun saygı duyması için AK parti genel başkanlığını bırakması şarttır. Kanunen herhangi bir engel olmayabilir ancak asla bu gerekçe yeterli olamaz.

Herhangi bir vatandaş Erdoğan’ı Ak parti genel başkanı olarak, tenkit edebilir mi asla edemez, savcılar cumhurbaşkanına hakaretten hemen soruşturma açıyor, bu aşırı derecede haksızlık değil mi?

Bu millet 2002 den bu yana Recep Tayyip Erdoğan olarak ne istedinizse verdi mi verdi. Cumhurbaşkanı olacağım dedin, başkan olacağım dedin oldun mu oldu neden halen sinirsin, neden hale önüne gelene çatıyorsun?

Büyükşehir belediye başkanlarını ayırmadan toplayarak misafir etmeniz tamda başkana devletin başı olmanıza yakışan bir davranış. Sizden beklenen, yanınızda veya karşınızda olanlara ADALETLE davranmanızdır.

Başta size ve bize düşen, Yaşar Topçu’nun dediği gibi ‘’ Milli ruhu çiğnenmekten kurtararak, milli benliğimize döndürme başarısını elde etmektir. Anadolu çocuğunu, içine yuvarlandığı ne idüğü belirsiz gidişattan kurtarmanın yolunu bulmaktır, işte o zaman tarih yazılmış olur.

Türkiye, arkasından gidecek liderler arıyor, lider kumaşından olanlarda inatla liderlikten genel başkanlığa evriliyorlar, anlamak mümkün değil.

                                                                                                 Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.

 

 

 

 


15.09.2019 19:41:00

Rasim Gül

Erdoğan Partinin Değil, Devletin Başı Olmalı