Bugün gece okunmayan mesaj kutusunu açtım 57 tane mesaj gelmiş. Gelen mesajların 45 tanesi şahsımla ilgili övgü ve iyi temennilerle başarı dilekleri ile hakkımda duygulandıran yazılar yazmışlar. Bunların bir kısmı kamu kurumlarında çalışanlar olduğu için belki herkese açık yazmamış. Bunların hepsine teşekkür ediyor, en içten kalbi duygularımla saygılar sunuyorum.

      Bu mesajların 12 tanesi de hakkımda olumsuz düşünceler yazmış. Yazmış yazmasına da kim olduklarını da gizleyerek isimlerini bazıları kadın ismi ile yazmış. Onların mertçe isimlerini yazmayıp kadın ismi ile yazmaları bile ne olduklarını gösteriyor. Efendim ben tarafsız gazeteciliğimi yitirmişim Ak Partinin tetikçisi olmuşum, Giden vali beye çok yağcılık yapmışım artık kalemimi bırakmalıymışım.

      Kalemimi bırakmayı sanki onlara soracakmışım, okunmuyormuşum. Vallahi bal gibi okuyorsunuz, okuyorsunuz ki bu yorumları yazıyorsunuz. Yazılarımı ya seve seve yada seve seve okuyorsunuz. Sevmiyorsanız okumazsınız biter, bana cevap yazmak durumunda da değilsiniz. Elbette bir gazetecinin seveni kadar sevmeyeni olacak, çünkü herkesin nabzına göre şerbet veremezsiniz. Herkes gibi düşünmeniz mümkün değil, sizler nasıl benim gibi düşünmüyorsanız bende sizin gibi düşünemeyebilirim. Vali Beyin gidişine kim üzülmedi ki edepsizce yağcılık yaptığımı yazıyorsunuz.

      Gazeteci ne ot, nede fikirsiz, tarafsız bir gazeteci bana gösterebilirmisiniz? Öyle olmuş olsa muhafazakâr ve sosyal demokrat gazetelere ne gerek var? Herkes her yerde yazar okuyucuda nasıl olsa ben onun ne yazacağını biliyorum diye okumaz. Ben muhafazakâr bir Müslümanım, bundan dolayı fikirlerim Ak Parti ile uyuştuğu için destek veriyor bu doğrultuda yazı yazıyorum. Bundan daha doğal ne olabilir ki?

      Teknolojini son yıllarda en iyi şekilde kullanıldığı bir dönemde bundan en iyi şekilde yararlanılması gerektiğini düşünüyorum. Dünyanın her yerinden okunduğumu ve bu konuda olumlu mesajlar alıyorum. Başkalarını karalamadan düşüncenizi günlük olarak yazabiliyorsanız neden sizde yazmazsınız? Ona buna karalama yapacağınıza alın kalemi elinize fikrinizi yazın. Çünkü yazamazsınız, gündemi takip edeceksiniz, buna zaman ayıracaksınız. Hele varsa kabiliyetiniz yazarsanız. Yoksa masa başında oturur ona buna çamur atarsınız, en kolay iş ona buna çamur atmaktır. Her gün günlük konu bulacaksınız hele kendi iliniz ile ilgili olacak bunlar kolay mı her gün yazmak. İnsanlar için bir şeyler vermeye çalışan her eli kalem tutan meslektaşlarımıza saygılı olunmalı.

      Biraz insafsızlık etmiş olmuyormuyuz, acımasızca eleştiriler yapıyorsunuz. Eğer Emim Çölaşan’ın, Hasan Cemalin ve Emre Uslunun bir fikri varsa elbette benimde bir fikrim var. Her okurun fikri doğrultusunda yazı yazmamız mümkün değildir. Zaten iyi bir okuyucunun da mutlaka okuduğu ve takip ettiği bir yazar mutlaka vardır. Benimde okur ve tiryakim vardır. Eğer 57 kişiden 45 kişi yazılarımı beğeniyor da 12 kişi beğenmiyorsa doğru yoldayım demektir.

       Bizim sevmeyenlerimizin bir kısmı ya bir tarafına dokunmuşuz, ya da bir menfaatine değmişiz ondan dolayı bize düşmanlık yapabilir. Bizim gibi insanları kıskananlarda elbette olacak. Ben onlara gülüp geçiyorum, meyveli ağaç taşlanır, insanlar yetişemedikleri ve başaramadıklarına düşman olur. Onun için bazen kendisine hiç zararınız dokunmadığı halde size düşman olurlar. Yanınıza gelince sizi çok sevdiğini söyleyip kuyruk sallar, yüzünüze güler arkanızdan da tutar yerinizi koymaz.

      Bu insanlar ikiyüzlü münafıklardır, bir insan sizin hakkınızda konuşmuyor ve adınızı bile anmıyorsa adamsanız sizde onun hakkında ve aleyhin de konuşmayın. Allah şahidim bir insanı kıskanıyorsam ve başka gözle bakıyorsam yüzüme söylesinler. Ama böyle vur kaç taktiği ile isimsiz ve kadın ismi ile vur kaç yapmak adamlık mı? Dinini inkâr eden adama karşı tedbir alırsınız, ama hem dinli hem dinsiz görünen münafığa karşı nasıl tedbir alacaksınız? İnsanların en tehlikelisi de bu tür insanlar değil mi? olur olmaz yerde üstüne düşmediği halde, ya da kendisini ilgilendirmediği bir durumda yırtık dondan çıkar gibi çıkması nasıl bir anlayıştır? Geçmişte yazdım bugüne kadar bir hak, yetim malı ve kamu malına zarar verip yediysem namerdim. Elinde bir delil olup da ispat etmeyende namussuz ve şerefsiz. Ben kimsenin özel hayatını ilgilendir bir yazıyı ne yazdım nede yazarım, beni hiç ilgilendirmez. Ama en kola şey iftira atmak ondan kaç lira aldın onu savunuyorsun lafı yazanları bağlar. Allaha şükür soğan yemedim ki ağzım koksun, bunu yazanları övsem onlar bana kaç lira vermiş olurlar?

 

        Beni sevenle sevmeyenleri yüzdeye vurduğumda %75 sevenin olduğuna göre gerisi teferruat değil mi? demek ki %75 okurumuz beni seviyor sizin zırvalarınız beni ilgilendirmiyor. Bana cevap vermenize de gerek yok, size gülüp geçiyorum, adamsanız gereksiz yazılar yazmazsınız. Ben her zaman söylüyorum Sayın Başbakan Erdoğan adaşımı seviyor ve destekliyorum. Bu benim fikrim beğenirsiniz beğenmezsiniz ama saygılı olunması gerekmez mi? Ben beni tenkit edenlere sizin fikriniz yanlış deyip cevap vermiyorsam, onlarında yazması çok yanlış. El insaf demekten kendimi alamıyorum.


21.12.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

El insaf

El insaf