Her bireyin toplum içerisinde bazı hakları ve sorumlulukları vardır. Bireylerin en önemli görevi öncelikle kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmek ve başkalarının haklarına saygılı olmaktır. İslam dinine göre toplumsal hayat, bireylerin sorumluluğuna dayanır. İslam dininin amacı insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamaktır. Bu amaca ulaşmamız için dinimiz bize öncelikle sorumluluk duygusu kazandırmak ister. Çünkü İslam´a göre dünya hayatı bir sınavdır ve bu sınavı ancak sorumluluklarını yerine getirenler kazanabilir. Rabbimiz bu gerçeği Kur´an´da şöyle açıklar: ?O, hanginizin daha güzel iş yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.? insan, toplum hâlinde yaşayan bir varlıktır. Hayatını sürdürebilmek için diğer insanlarla işbirliği yapmaya muhtaçtır. Bu sebeple İslam, bizden Allah´a karşı görevlerimizi yerine getirirken topluma karşı görevlerimizi de ihmal etmememizi ister.

İnananlar olarak, aslında bir sorumluluk duygusu, bir düşünce, bir idrak oluşturduğunu bilmemiz gerekiyor. Benlik duygusuna kapılıp sorumluluk üstlenmekten kaçınanlar ?Boş ver geçmişi geleceği, bugün biz rahat yaşayalım, gerisi ne olursa olsun.´ diyor. Doğrusu insanlığa karşı kendini sorumlu hissedeceği yerde, o günü rahatça geçirmek isteyen, o günü yalnız kendi için düşünen, istismarcı, gayri ahlaki bir tavır ortaya çıkartıyor. Ahiret bilinci, bu nedenle, bir ahlaki sorumluluk bilincinin, idrakinin temelini teşkil ediyor.

İslâm öncelikle bireyi bilinç düzeyinde inşa etmeyi hedefler. Bilinçli varlık olmak, her şeyden önce kendi varlığının farkında olmayı gerektirir. Bu anlamda, özgür irade ve bilinç sahibi olan insan, diğer bütün yaratılmışlardan farklı ve üstün niteliklerle donatılmıştır. İnsanın, hemcinsleri başta olmak üzere diğer canlı-cansız varlık ve nesnelerle ilişkisinde sorumluluklarının farkında bir hayat sürmesi gerekir. Onun hemcinslerine karşı sorumlulukları, toplum hâlinde yaşayan bir varlık olmasından kaynaklanır. Toplumsal hayat, bireye, kendisi ve yakın çevresinden başlayarak diğer bütün insanlara karşı sorumluluklar yükler. Çünkü insan ihtiyaç ve beklentilerini gerçekleştirebilmek için başka insanların yardımına muhtaçtır. Sevinçler birlikte, zorluklar birlikte göğüslenmelidir. Kendi içimizdeki değerlere gerekli önemi vermez isek kendi kimliğimizi kaybederiz. Bu düşünce ile yıllardır üstlendiğim görev gereği saygı değer halkıma ve yaşadığım eşsiz şehrim Aksaray´a karşı birey bilinci içerisinde sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum. Her fırsatta şehrimin tarihi ve kültürünü şiir ve resimlerimle tanıtmaya gayret ediyorum. Yurt içinde her yıl sayısız tanıtım programlarına kendi imkânlarımla katılarak gerekli tanıtımı yapıyorum. TRT 1 ekranlarında yayınlanan Gönül Köprülerimiz adlı belgeselim buna bir örneği oluşturuyor. ( İlgili vidomun linkihttps://www.facebook.com/ishak.pekgoz/videos/992606620770717/?pnref=story ) Programın yayınlandığı gün itibarıyla yurt dışından ve yurt içinden duyarlılık göstererek sayısız tebriklerini bizzat ziyaretleriyle, sosyal medya aracılığı ile ve telefonla arayarak bize ulaşan değerli şahsiyetlere teşekkür ediyorum. Kayıtsız kalanlara da duyarlı olmaya, sorumluluk hissetmeye davet ediyorum. Değerli okurlarım doğduğumuz bu şehri tanımadan, değerlerini değer olarak bilmeden, saygıdeğer halkına gerekli saygı ve sevgiyi göstermeden Aksaray sevdalısı nasıl oluruz?


3.09.2015 09:48:14

İshak Pekgöz

Duyarlı Olalım

Duyarlı Olalım