Son dönemlerde Dershaneler kavgası başladı, başladı başlamasına da bunu topluma mal etme gayretleri canımı sıkmaya başladı. Hatta Dershanelerin kapatılmasını Cemaat Ak Parti kavgasına dönüştürmeye çalışanlar var. Dün gece il dışında idim otel odasında Baştan sona kadar Sayın Başbakanımızın programını dinledim. Birçok konuya açıklık getirirken konu Dershanelere gelince benim düşündüğüm konuların aynısını düşündüğünü gördüm ve kendisini çok haklı buldum.

      Türkiye’de sadece cemaat dershaneleri varmış gibi konuyu cemaat hükümet çatışmasına getirmenin anlamı yok. Ben konu ile ilgili olarak uzun zamandır bir yazıyı kaleme almak istiyordum. Ancak beni cemaat düşmanı ilan edecekleri düşüncesi ile yazmamıştım.

        Yıllardır ben Dershane konusuna karşıyım, önce nedenini yazayım sonra siz hak verin. On senedir Lise sonda okuyan oğlumu hem de Cemaat dershanesine gönderdim. Bir yıl başka bir dershaneye gönderdim. Aksaray ve Konya Beyşehir dershanelerinin kayıtlarına bakarsanız orada görürsünüz.

       Eğer cemaat karşıtı olsa idim neden cemaatin dershanelerine göndereyim. Hatta tanıdığım bazı arkadaşların çocuklarını da bu dershanelere yönlendirdim. Gerekirse isimde veririm, ama gerek görmüyorum. Oğlumun çok zeki olmasına rağmen dershane süresinde tamamen başarısız oldu. Nedeni ise bir yandan okul, bir yandan dershane derken çocuklar elden avuçtan çıkıp huysuzlaştı. Çocuk çocukluğunu yaşamadan çocukluğu okul dershane arasında geçince psikolojisi bozuldu.

      Şöyle düşündüm borç harç verdiğim paralara çok üzüldüm. Hiçbir yararı olmadı çocuk kendine dinlenme zamanı bulamadı. Sonunda düzenli çalışması için Kalem Etüt Merkezine gönderdim. Buna ilave olarak imkânımı zorlayarak özel ders almasını sağlamaya çalıştım. Yıllık ödemem samimi söylüyorum 11 bin TL’yi buldu, soruyorum asgari ücretle çalışan bir kimse çocuğunu nasıl dershane ve özel ders aldırmaya göndersin? Çocuk şuanda fevkalade başarılı ve dersleri çok iyi.

       Truva atı gibi çocuklar bir yarışın içine giriyor, kendilerine hiçbir vakit ayıramadan çocukluğunu yaşayamıyor. İnsanlarda şöyle bir algı oluşuyor, dershanelere gitmeyen çocuk Üniversiteyi kazanamıyor yaygarası, fakirini fukarasını dershanelere yönlendiriyor.

      Sayın Başbakanın elindeki verilerden de gördük ki, Dershanelerin Üniversiteye gönderdiği öğrenci sayısı %11 buyurun buradan yakın.

      Zengin insanlar zaten öyle veya böyle bir şekilde çocuklarını paralı kolej yâda özel derslerle çocuğunu hazırlıyor. Peki, ekonomik durumu iyi olmayan aileler çocuklarını ne yapsın? Zaten dershanelerin çoğu okullardaki zeki öğrencileri tespit edip zenginde olsa fakirde olsa indirimli olarak dershaneler alıp okutuyorlar. Sonrada bu çocuklar üniversite kazanınca çarşaf çarşaf resimlerini asarak cazibe haline getiriyorlar.

      Okullarda hocalar çok mu başarısız da bu hocalar dershaneye geçince daha mı çok başarılı oluyorlar? Bunun nedenini de araştırmak gerekmez mi?

      Sayın Başbakan çok güzel izahat yaptı ve “dershaneler okula dönüşsün 30 öğrenci şartı öneriyoruz. Eğer 30 öğrenciyi bulamazlarsa da 15 öğrenci bulsunlar 15 öğrenciyi de biz verelim parasını da biz karşılayalım” diyor. Bundan daha güzel bir öneri herhalde olamaz.

     Bakın Türkiye’de sadece cemaat dershaneleri yok, birçok dershaneler var. Bunu bir noktaya getirmenin anlamı yok.

      Görüştüğüm birçok kişi Sayın Başbakanın haklı olduğunu söylüyor. Hatta beraber izlediğim konuşmayı orada bulunanların tamamı Sayın Başbakanı haklı bulmuşlardır.

      Uzun lafın kısası çocukları Truva atı gibi koşuşturan ve aileleri ekonomik olarak yıpratan bu serüven bitmeli. Bunu yazarken ben ne dershane sahipleri ile nede cemaat ile bir problemim yok. Burada gerçekleri sizlerle paylaşmak istedim beğenirsiniz beğenmezsiniz yorum sizin.

      


21.11.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Dershane kavgası haklımı

Dershane kavgası haklımı