Bu yazımı daha önce de yayımlamıştım. Güncel olması nedeniyle tekrar yayımlıyorum. Öncelikle Elazığ ve Malatya’daki depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifa diliyorum.
Doğal afetlerden deprem; yangından sonra ikinci sırayı almaktadır. Bence bunlara doğa afet de demek yanlış olur.

Hiç birisi durup dururken olmuyor hepsinin altında başta ihmal olmak üzere birçok insani hataları yatmaktadır. Tıpkı; yangın çıkışına neden olduktan sonra yangını söndürmeye çalıştığımız gibi.
Şöyle ki;
*Deprem olur ve deprem gerçeği aklımıza öyle gelir,
*Konuşanı çok ama önleme gelince kimse umursamaz. İşin acı tarafı dayıllardır aynı muhabbet tekrarlanır,
*Her deprem sonu ölü, yaralı ve hasar sonucuna bakarız risk az ise çok şükür; çok ise birkaç gün ağlaşır, yas tutar ve çabuk unuturuz. Nedenlerini ve görevlerimizi hiç sorgulamayız,
*Arabalarımızı kışa hazırlar ama kendimizi depreme hazırlamayız,
*Üç katı geçmemesi gereken yapılarda Beş çocuğumuza bir kat hesabıyla usulsüz yollardan iskan aldık ve başımıza yıktık,
*İmar affı ile; alan memnun satan memnun hesabı; çarpık yapılaşmayı arttırdık,
*Maşallah sözde deprem uzmanlarımız tek doğru olması gerekirken farklı, farklı yorumlar yaparak adeta fala bakar gibi toplumun kafasını karıştırırlar,
*Deprem şiddetini KANDİLLİ bir ayrı, AFAD bir ayrı vererek güvenilirliklerini tartışır hale getirirler. Bazı imanı zayıflar ve yöneticiler depremi hemen kadere bağlayarak suçu kadere yüklerler,
*Yıkım olmayan depremde bile telekomünikasyon çöküyorsa; elimizde posta güvercini bile yok ki haberleşelim,
*Erken uyarı sistemin yok veya yetersiz ise salavat getirmeden başka çaren yok.
*Ayrıca doğal afetlerin tek yararı insanlara salavat getirmeyi hatırlatmasıdır.
*Arama, kurtarma işi derseniz; işin ehli ve yetkisi olmayanların işgüzarlığı,
Daha neler, neler; ben daha fazla uzatıp morallerinizi bozmayım.
 Şu Üç konuyu da söylemeden edemeyeceğim:
*İstanbul’un seçimine verdikleri önemi; depremine gereği gibi vermeyen tüm siyasileri kınıyorum.
*İstanbul’da yaşayan çitçi vatandaşlarımız da bir an önce köylerine dönsünler topraklarını ekip biçsinler. Toprağı olmayanlar da Anadolu geleneğimizdeki YARICI sistemiyle eksinler. Hem kendileri hem de ülke kalkınması için sonsuz yararlar sağlayacaktır.
*Artık öğrencinin beslenme çantası kadar önemli hale gelen deprem çantamızla da tanışmamızın zamanı geldi ve geçmektedir.
Umarım böylesine önemli bir afet “Deprem Meprem” olarak görülmekten vazgeçilir.
 
Sevgi ve Saygılarımla


26.01.2020 07:15:00

Doç.Dr.İbrahim Baykan

Deprem Meprem