Aksaray Ihlara kültür ve turizm festivali Cuma günü başlıyor. Festival öncesi çocukluğumuzda yaşadığımız oyun ve geleneklerimizi yaşatmak adına Perşembe günü eski oyunlarımız oynandı. Eskiden insanların gideceği sosyal alanlar yoktu, belli yerlerde toplanan gençler ve çocuklar çeşitli oyunlar oynardı. Bu oyunlar günümüzde yerini teknolojiye bıraktığı için şimdiki gençler ve çocuklar bilemezler. Bu oyunları yaşatmak adına Belediyemiz tarafından Hükümet meydanında bu oyunlar yaşatıldı. Bende bu oyunların bazılarını Valimiz ve Belediye Başkanımız ile oynama şansı buldum.

        Hükümet meydanında oynanan oyunlardan vızıldak döndürme, mendil kapmaca, yağ satarım bal satarım oyunu, aşşık atma, çember çevirme, çelik çomak oyunu ve 12 taş oyunu oynandı. Bu oyunları izlemek ve oynamak bizim gibi orta yaş kuşağını çocukluğumuza götürdü.

       Özürlü gençlerimizin giydiği ve çalmaya çalıştıkları mehter takımı en azından bu gençlerimizi motive ettiği kanaatindeyim. Bunun ardından mendil kapmaca ve yağ satarım bal satarım yani mendil saklama oyunu oynayan çocuklarımızın tamamı kırsal kesim çocukları idi.

       Zaten bu oyunu şehirden uzak olan çocuklar oynar. Onların bilgisayarı ve farklı oyuncakları olmadığı için onlar sokakta bu oyunları oynarlar. Şehir merkezinde oturan çocuklar bu oyunları bilmezler belki de hiç görmemişlerdir.

       Daha sonra vızıldak oyunu oynandı, Sayın Valimizin de köy çocuğu olduğu belli oluyor. Her atışında başarılı bir oyun ortaya koydu. Belediye Başkanımızda birkaç atıştan sonra başarılı oldu. Zannedersem Erzurum?un buzlarının çok olması Sayın valimizin bu oyunu çok oynadığını gösteriyor. Kendileri de zaten bu vızıldak oyununu çok oynadığını söyledi.

        Eskiden su çok olduğu gibi kış da çetin olur kar bir metre olurdu. Bizim köye ekecik den gelen kar suları köy içinden akardı. Bizde bu köy içinden akan sular buz tutardı, biz vızıldağa katır döndürme derdik. Ne üşür nede hastalanırdık o karda kışta akşama kadar buzda oynardık. Hatta köyün en üst bölgesine gider altımıza aldığımız naylonların üstüne oturur kayardık. Hele kaydığımız yerden tekrar başa yaya gider tekrar kayardık. Ne usanır nede üşürdük, ayağımızdaki lastik çizmelerle.

        Meydanda aşşık oyunu oynandı, yine Valimiz ve Belediye Başkanımız bu oyuna katıldılar. Her ikisi de bu oyunu oynadıkları atışlarından belli oldu.

      Çember çevirme oyunu eskiye göre biraz daha kılasikdi. Bizim çemberler böyle ince değil at arabalarının teker kısmını sıkan çemberlerdendi. Telefon teli elimize geçerse bununla bu çemberleri döndürür köyün altını üstüne getirirdik. Bu çemberleri çevirirken kilometrelerce yol kat eder koşardık.

       12 taş oyunu oynadık, ama bizim oynadığımız oyundan biraz daha farklı olduğunu gördüm. Ben bu oyunu öğrencilik yıllarımda çok oynardım. Rahmetli Mehmet amca vardı saçları beyaz olduğu için onun lakabı müftü idi sürekli bizim petrole gelir akşama kadar boş kaldıkça oynardık. Hatta ara sıra taşını çalardım bana kızar tepeme çöker hile yapma derdi. Rahmetli Babamla komşu İbrahim kurt amca aramıza girer bizi ayırır tekrar devam ederdik.

       Köylerde kahve ve eğlence yerleri olmadığı için insanlar boş zamanlarını bu tür oyunlarla geçirirdi. Hatta çocukluğumuzda bir oyun vardı ki, oyuncaklarımız olmazdı. Bahçelerden yazın pancar söker onları kamyon ve kağnı yapardık.

       Pancarların birisini kağnı kasası, birisini de tekerleri yapardık. Makasları da kestiğimiz ağaçlar olurdu, buna birde ağaçtan sap takardık. Yaptığımız tekerlere çivi olarak yaban iğdelerinin dikenleri büyük olurdu onlar ile bunları tutturur yollarda sürerdik. Yollar toz toprak olduğu için kısa zamanda bozulur ertesi günü yine aynısını yapardık. Ama her tarafımız toz toprak olurdu eve gelince rahmetlik anam bizi iyice bir pataklardı. Şimdiki gibi banyo sıcak su olmadığı için sokak dan akan suyla bizi temizlerlerdi. Ama nafile kim dinler ertesi gün aynısını yapardık.

 

        Kısacası bizi eskiye götüren ve yeni nesile eskilerin oynadığı ata oyunlarımızı yaşatan Belediye Başkanı Sayın Nevzat Beye teşekkür ediyorum.


4.07.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Çocukluğumuzu yaşadık

Çocukluğumuzu yaşadık