Cumhuriyet Halk partisi ilçe başkanlığı, İl Gençlik kolları başkanlığı ve 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde Aksaray Milletvekili adayı olan Ali Abbas Ertürk az bir farkla milletvekilliğini kaybetmiş, kayba rağmen Aksaray’ı karşılıksız sevmesine ayırım yapmadığına şahit oldum. 

Ali Abbas Ertürk’le tesadüf eseri bir çay içme nasip oldu, iyiki de oldu, bu genci yakından tanıma ve sohbet etme fırsatı bulduk. Ali Abbas Ertürk kesin çizgilerle klasik sağcı ve solcu hastalığına yakalanmamış pırıl, pırıl bir genç. Birleştirici ve diyalog kurma yönü çok kuvvetli ve düşüncelerini net bir şekilde ifade edecek kadar kendine güvenen karizmatik bir yapıya sahip.

Ali Abbas Ertürk’ü Cumhuriyet Halk Partisi koruyabilir önce kendi sonra da muhalefete ezdirmezse hem parti hemde Aksaray ilerde değerli bir siyasetçi kazanabilir. Dolaysıyla Aksaray genç siyasetçiler yetiştirirse dışarıdan siyasetçi transfer etmeden kurtulur. 

Ülkemizde, dürüst, haktan, hakikatten, hukuktan ve özellikle halktan yana düşünerek siyaset yapmak isteyenler her zaman her yerde ya ezilmişler ya da dışlanmışlardır dolaysıyla adam gibi adam ve devlet adamı niteliklerini taşıyanların çok azı siyasi sahada yaşamıştır.

Aklıma bir hikâye geldi, deve katarları olan deveci, develerini toplamış görüyorsunuz ben iyice yaşlandım belki bugün belki yarın ölebilirim sizlerle bunca yıl çalıştık gelin helallaşalım deyince, develer dile gelmiş sen bize iyi baktın, eziyet etmedin bir hakkımız hariç hepsini helal ediyoruz demişler.

Deveci sormuş nedir hariç dediğiniz bir hak deyince, hepimizi birbirimize ve en sonda bir eşeğe bağladın biz bunu asla hak etmedik onun içinde bu haksızlık karşısında hakkımızı helal etmiyoruz demişler.

Ülkemizin liderleri ve yöneticiler de elbet bir gün sessiz sedasız yük taşıyanları değerlendirir ve bir eşeğin ardına bağlamaz inancını hep muhafaza ettik. Ne yazik ki ehliyet ve liyakata sahip sessiz çoğunluk her zaman her yerde göz ardı edildi. İşte ülkemizin 150-200 senedir,  kanayan yarası budur.

‘’… Hiç bir kanun, hiçbir nizam ve hiçbir kişi, MİLLETTEN üstün olamaz ve üstün görülemez. Çünkü asıl olan millettir. Hizmet onlara ve her şey ona layık ve yararlı olduğu nispette muteberdir.’’ İnancına sahip Dündar Taşer, kaldırımda yürürken bir fırın arabasının çarpmasıyla öldü.

‘’…İyilik eden mükâfat bekliyorsa TEFECİDİR…’’ diyor Cemil Meriç. Bu cümle kapsamına girmeyen yani tefeci olmayan özellikle siyasetçiler içerisinde yüzde kaç kişi çıkar dersiniz?

Gençlerimiz, asla idareci olarak yetiştirilmemeli çünkü idareciliğin sonu eyyamcılığa çıkıyor. Yönetici olarak yetiştirilmelidir, insanlar idare etmenin zamanımızda cılkını çıkarılmış, gelene ağam gidene paşam diyerek, yerini koruma ve daha fazlasını elde etme derdine düşmüştür.

Yönetici ise yön verendir, hastalığı teşhis edene kadar yatak yüzü görmeyen doktor ne ise, aksaklığı yok edene kadar uyku uyumayan yöneticide odur. Devlet ve sivil toplum örgütlerinde görev yapanlardan aceba ne kadarı idareci, ne kadarı yöneticidir?

Konuyu toparlarsak Ali Abbas Ertürk’te gördüğümüz kumaş yönetici kumaşı, inşallah bu kumaşı muhafaza eder, çevresi ve partisi tarafından ne kadar baskı gelse de örnek olarak Ekrem İmamoğlu’nu seçer. Aksaray’ında partisinin de buna ihtiyacı var.

İlimizde kimseyi, ilerici ve gerici sayamayız, her vatandaşın insanca yaşama hakkına sahip olma gayretine saygı duymalı ve desteklemeliyiz. Tarihine yabancı, milletine ve devletine saygısız olmamalıyız. Herkes mutaassıptır, sadece taassubunun cinsi değişiktir.

‘’…Türk vatandaşı, İsviçre medeni kanunlarına göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza mahkemeleri usulü yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir…’’ diyen Uğur Mumcu kahbece öldürüldü.

Aksaray’ımızı şehir, yaşayanları mutlu, insanlarımızı kardeş etmek için birbirimizi tanıma ve ona göre karar verme gerçeğini ve beraber yaşama mecburiyetimizi kavramak zorundayız. Bu duygu ve inanca da Ali Abbas Ertürk yol açmalıdır.
                                                                                             Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.