Bizim kalemimizi bazen kurşun, bazen el ense, bazen atılan taş, bazen başın okşandığı şeklinde yorumlayanlar olur. Kimisine göre halkın dili, kulağı ve tercümanı diye düşünenlerde oluyor. Biz yazarlar toplumun genel menfaat ve dertlerini düşünmekten kendi dertlerimizi düşünemeyiz ve hatta yazamayız. Kendi meselemizi yazarsak iş nefsanî duruma dönüşür doğru olmaz. Kendimizle ilgili yazdıklarımız olursa mutlaka o konu kamuoyunu da ilgilendiriyordur.

         Bu kadar girişten sonra gelelim konuya. Dün gece yazı yazıyorum, yurt dışından bir dostum bilgisayarın zilinden bastı çağrıyı.

       “ Hayırdır nedir bu kadar gece gece alarm çaldırıyorsun” dedim. Bakın söylediklerine; “ Erdoğan Bey bazen de dert dinle. Ben sürekli seni takip ediyorum, hep milletin meselelerini yazıyorsun. Sen hiç dost derdi dinlemezmisin, kaldık şu gevur elinde derdimizi anlatacak kimse yok” demez mi?

        Be kardeşim ben Güzin ablamıyım kişisel dert dinleyim, beni kim dinlesin ben derdimi kime anlatayım. Derdini git başkasına anlat ben her gün dert dinliyorum” dedim. Tabi işin şakası bir yana eski bir dost olan arkadaşımız; “ Erdoğan Bey sen halka mal olmuş bir insansın, Allah sana sağlık sıhhat versin. Gerçekten seni her sabah okuyorum, yurt dışında okuyanlarını da biliyorum. Birazda sana buradan bahsedeyim bunları da bir kaleme al” dedi.

        İki saatlik sohbetimizde inanın anlattıklarını duyunca üzülmemek elde değil. Ben buraya konuşmamızdan bazılarını sizlere özetleyim.

        “ Alamanya diye diye yollara düştük, buralara gelmek için Türk vatandaşlarımızdan çoğunluğu işçi olmaya geldiler. İlk gelenler belli bir süre iyi paralar kazandılar, birde kendi işini kuranlar. sonra vize geldi ve bizim vatandaşlarımız durur mu? Kaçak yollardan geldiler burada iltica ettiler, kimi ülkemizde arandığını, kimi etnik nedenlerle kaçtığını, kimi cinayet işlediğini falan filan söyleyip ilticaya başvurdu.

        Bunlara birde gayri meşru paralı evlilik eklendi. Bunlar araştırılsın, bir bayanla belki üç beşkardeş evlilik yaparak buralara geldiği gibi. Dinen nikâhları caiz olmayan insanlar birbirini buralara getirmek için birinci derecedeki yakınları ile evlilik yaptılar. Daha sonra kimisi oturum aldı kimisi kaçak yoldan çalışıp iltica oldu.

       Ailelerimizle buralara geldik, ülkemizde manevi değerlerini öğrenip dini eğitim almış yâda buradaki bazı federasyonlara giden kardeşlerimiz çocuklarının maneviyatını kurtardı.

      Ama çokları çocuklarına sahip olamadılar ve conileştiler. Ne annesini nede babasını tanıyanlar var, belli bir yaştan sonra kanun gereği zaten onlara müdahale hakkın yok.

      Bir dostum var, çocuklarını buraya getirdi iş güç sahibi yaptı. Neyi var neyi yok onlara harcadı ve şimdi rahatsız. Allahtan devletin verdiği bir işsizlik parası varda hayatını devam ettiriyor.

       Çocukları gelmiyor desem yalan olur, geliyorlar ama elinde avucunda bir şeyler var mı diye almaya geliyorlar. Çocuklar burada kendilerini kaybettiler ve örfümüzü âdetimizi unuttular. Tabi bu sözüm bütün gurbetçi arkadaşlarımız için değil, bende evladımın birisini kaybettim sayılır. Uyuşturucuya alışarak elimizden avucumuzdan çıktı gitti.

       Sabahın erkenin den işe gidiyorsun, eskisi gibi değil ailece çalışmazsan burada açsın. Çalışmaktan çocuklarımıza yeterli zaman ayıramadık, hatta çoğu zaman onları görme imkânımız olmadı. Neticede bizlerin sahip çıkamadığı o yavrularımıza coniler sahip çıktı elimizden aldı kaybettik.

       Paran varlığın varsa atasın, yoksa sıradan bir insansın. Bu zamanda evlat cebinine bakıyor, cebinde yoksa ne anasın ne baba. Kimse senin neyin var neyin yok, bir ihtiyacın var mı demiyor. Bir ümitle geldiğimiz Avrupa da maddi olarak çok şeyler kazananlar olduğu gibi manen çok şeyler kaybedenler olduğunu itiraf edeyim. Buraya heveslenenler cennet vatanımıza sahip olsun” dedi.

        Tabi ben bunu özetledim, mahrem olanları almadım. Avrupa da varda bizde yok mu? Annesini babasını parası için seven az değil, varsa baş tacısın yoksa eşin bile seni tanımaz. Ama bunu ana nedeni ise maneviyat eksikliği diyorum. Kuran ahlakı alan insanları bundan muaf tutarsak iyi olur, çünkü onlar kendilerini manen kurtarmışlardır. Bende bugün dinlediğim bir derdi sizlerle paylaştım.


2.01.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

Bazen de dert dinlemelisin

Bazen de dert dinlemelisin