Yüzüne gülünen, arkasından dedikodu yapılan, ihtiyaçları olunca yardım istenen, hemde vaz geçilmez denilen tek meslek mensupları sanırım gazetecilerdir. Özellikle siyasetçilerin, bürokratların ve iş adamlarının gazetecileri kendilerine hizmet ettirmeye çalışmalarını, aklını kullanan gerçek gazeteciler çok iyi bilir, asla keten pereye gelmez.

 Dünya’nın dördüncü kuvvet diye kabul ettiği basını ne yazik ki, genelde bürokratlar, siyasetçiler ve iş adamları, dördüncü kuvvet olmanın ne anlama geldiğini ve ne ifade ettiğini Türkiye’de bir türlü idrak edememişlerdir. İdrak edenler de menfeatları neyi gerektiriyorsa öyle davranmaktadırlar

 Şayet görsel ve yazılı basın meselesi yani gazetecilik, habercilik ve yazarlık gerçek anlamda bilinseydi bu sektöre bu kadar hücum veya susturma gibi insanlık dışı bir yola tevessül edilmezdi.

Yazılı, görsel ve sosyal medyayı susturmaya çalışırsanız, susturamadığınızı da kanunen veya baskı yaparak satın alırsanız, cumhuriyeti, demokrasiyi, hür seçimi ve hukukun üstünlüğünü zedelersiniz.

Bu tip hareketlerde bulunan bütün yönetimler halkın siyasi anlamda gazabına uğramışlardır.

Yazar, görüşlerini ve düşüncelerini yazılarıyla halka taşıyan; muhabir halktan aldığı bilgileri, özüne uygun olarak halka sunan emekçilerdir. Yazar ve haberci hiçbir zaman kendiliğinden herhangi bir şey üretmez, hepsinin kaynağı bürokratlar, siyasetçiler ve iş adamlarıdır. Yazı ve haberden bir sıkıntı çıktığı zaman, bürokratlar, siyasetçiler ve iş adamları hemen üste çıkmaya çalışıp basın mensuplarını suçlarlar. Peki, kendileri aklanırlar mı? Asla

Çünkü gazetecilerin yüzde doksan dokuzu kalenderdir, geçimini sağlamak, mesleğini devam ettirmenin yanında, vatanına ve milletine hizmet etme sevdasındadır. İlinde hangi bürokratın, siyasetçinin, iş adamının kaç okka çektiğini, dine diyanete, vatana, bayrağa, halka ve iline ne kadar faydalı olduğunu çok iyi bilirler.

Ne acıdır ki mesleğini devam ettirmek ve güçlülerin şerrine çarpılmamak için yer, yer susar ve lanet olsun diyerek zamana bırakır. Gazeteci net ve doğru bilgileri nereden ve nasıl alır, bunun için hiç zahmet çekmez, bürokratın, siyasetçinin ve iş adamının yanlışlarını ve şeytani düşüncelerini, muhalifi olanlardan ve beraber yola gittikleri verir.

Tabi olarak her basın mensubu 5 Ne, 1 K denen; Ne, Nerede, Ne zaman, Nasıl, Neden ve Kim (kimler) metodunu kullandığı için asla haber ve yazı aslından kopmaz. Ancak basın mensubu yolunu şaşırır veya baskı altında kalır da 5 Ne, 1 K metodunu uygulamazsa, basın mensubu olmaktan çıkmış demektir.

Gazetecilik, halktan gizlenen olayları tespit ederek, halkı bilgilendirmek, kamuyu zarara uğratan, her olayı ortaya çıkarmaktır. Ülkemizde ve ilimizde ne yazik ki bu şekilde görev yapan gazeteciler çeşitli suçlamalara ve baskılara maruz kalmaktadır.

Gazetecilikte en önemli özellik doğruluktur dolaysıyla gazeteci aldığı bilgiyi doğrulatmak zorunda olduğu gibi belgelemek mecburiyetindedir de. Bürokrasi, siyaset ve iş âlemi gazeteci olmadan yağsız ve tuzsuz yemeğe benzer, aynı zamanda gazetecilikte, bunlarsız olmaz.

Hülasa,  meslek gruplarının işlerini insanca yapabilmelerinin ve halka yararlı olmalarının yolu azami derecede birbirlerini aşağılamadan yardımcı olmalarından geçmektedir.

Başta siyasette ardından bürokraside, iş âleminde ve basında çalışanların, gurur, kibir ve özellikle aşağılık duygusundan uzak durarak, yaratılanı yaratandan dolayı karşılıksız sevmesi ve sayması şarttır. Kimse kimsenin haddini bildirme gibi ilkel duygu ve düşünce içinde olmamalıdır.  

                                                             Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.