AKSARAY’DA KILIÇDAROĞLU NE DEDİ

15 Ocak 2020 tarihinde, Aksaray Altuntaş Otelinde basına kapalı olarak, yarı kamu kuruluşu niteliğindeki Sivil Toplum Örgütleri, İşadamları ve kanaat önderleri ile yaptığı toplantıda, her soruya açıklık ve samimiyetle cevap verdi.  

Davetlilerden özellikle CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ‘na karşı olanları bile ikna ettiğini gördüm. Bu durumu üç şekilde yorumluyorum, birincisi Kılıçdaroğlu gerçekten Ülkenin ve siyasetin bütün sorunlarını iyi biliyor, insanımızın neler yaşadığını ve neler hissettiğini çok net görüyor.

İkincisi, söz alanların büyük çoğunluğu dertli ve derdini samimi olarak umut gördüğü CHP genel başkanına inanarak ve heyecanla sordu ve anlattı. Ülkenin vazgeçilmez partisinin CHP olduğunu dolaysıyla çok büyük görevler düştüğünü ifade ettiler.

Üçüncüsü konuşmacılar, AKP den eskisi kadar umutlu olmadıklarını açıkça ortaya koydular. Orada konuşulan hiçbir şeyin gizli kalmayacağını bildiği halde 19 kişi dertlerini ve ülkenin içinde bulunduğu durumdan bu gidişle AKP nin çıkamayacağını dolaysıyla Kılıçdaroğlu’ nun ne düşündüğünü öğrenmek istediler.

Bir önceki yazımızda sorduğumuz soruları ve önerilerimizi yazmış bugünkü yazımızda ise Kılıçdaroğlu ’nun verdiği cevapları siz okuyucularımıza sunacağımızı belirtmiştik, cevaplar;

Soru: CHP içerisinde din görevlileri neden az. Cevap: Ortama göre güçlendiririz, İslamiyet’in sevgi ve barış üzerine kurulduğuna inanıyorum, ne yazik ki halk olarak İslamiyet’in gereklerini yerine getirmiyoruz. İslamiyet’e uygun yaşama araştırmasında 35 inci sırada Malezya geliyor, Türkiye olarak 100 üncü sıradayız.

Ali Coşkun TOBB başkanıyken umreye gittik, dua eden hocaya bu duanın Türkçesi yok mu dedim, hoca, hayır dedi. Sonra yanımızdaki bir hocamız Kemal Bey kendi dilinle dua et dedi de rahatladık ve duamızı gönlümüzce yaptık. İslamiyet ve bilim beraber yaşamalı, Osmanlı bilimden koptuğu için battı.

Soru ülkenin ve demokrasinin kurtulacağına inanıyor musunuz? Cevap: Elbette inanıyorum, ümitsizlik insanoğluna yakışmaz. İstiklal harbi ümitsizlik içinde umut yarattı, dolaysıyla harp kazanıldı, istiklalimize kavuştuk.

Soru: Liderler neden kavga ediyor. Cevap: Liderlerin kavgasını bende istemiyorum, bizim Suriye’deki 9 nolu gözetlemedeki askerleri Suriye ve Ruslar koruyor, bunu söylersek fırtına kopartılıyor, söylemeyelim mi? Bu kavga etmek mi sayılır? 

Soru: Cami, imam, tarikat ve cemaatlere karışmayın. Cevap:  istismar peşindeler de onun için karışıyoruz. İktidar partisi de bu kurumları kullanarak oy devşiriyor onun için karşıyız. Fetö örgütünü de göz yumarak AKP büyüttü. Yarın bir başkasının aynı şeyleri yapmayacağını kim garanti edebilir?  

 Soru: CHP de değişim var mı? Cevap: Son 10 yılda en büyük değişime uğrayan parti CHP dir. CHP etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapmamaktadır, hiçbir parti de yapmamalıdır. Bu tip politikalarla Türkiye bölündü bunu tamir etmemiz lazım.

 Soru: Yerel yöneticileriniz, ilin her alanına ayak basmalılar. Cevap: Yerel yöneticiler ilin her metrekaresine ayak basmalıdırlar sorusu doğru. Arkadaşlarımızdan beklediğimiz de budur. 

Soru: Halk seçeceğini kendi belirlesin. Cevap: Millet kendi vekilini seçerse demokrasi olur. Milletin iradesi TBMM sine yansımıyor, bu 12 Eylül darbe hukukunun getirdiği sistemdir, bundan kurtulmamız lazım. Bugüne kadar ki iktidarlar mevcut halden memnun değiştirmiyorlar.

Soru: Basınla neden diyalog kurmuyorsunuz? Cevap: Basın zaten iktidar partisine gebe biz ne yapacağız? Devletinde liyakat sistemine dönmesi lazım. Genel müdür yardımcısı iken, dairemle ilgili kanunlar ve bütçe görüşmelerinde Turgut Özal’la tartışırdım, ne Özal ne diğerleri bir şey demedi, siz kimsiniz demedi. Şu an devletin en üst makamında olanlardan kimse ağzını açamıyor.

Biz devlet yapısını iktidarla konuştuk, yargıdan başlayalım dedik anlaştık, liyakati esas almada anlaştık, önce anayasayı değiştirelim dedik anlaştık, sonra toplantıya gelmediler. Siyasette ahlak egemen olmadıkça Türkiye düzelmez.

Amerika başkanının mal varlığı sorusuna Tayyip Bey cevap vermedi, bu suskunluk yenilir yutulur bir şey mi?    
 Soru: fanatik particilik için ne dersiniz? Cevap: Fanatik particilik elbette olmaz, fanatiklik ancak takım tutarken belki olabilir.
Soru: AKP nin har yaptığı işe kötü diyorsunuz bu doğrumu? Cevap: AKP nin her yaptığı işe asla kötü demiyoruz, yapılan hiçbir şeye karşı çıkmadık. Sadece kaça yaptığını sorduk, işte o zaman kıyamet kopuyor. Biz sizin adınıza bunu soruyoruz, sormayalım mı?

Demokrasinin çıkış kaynağı, paraları nerelere, nasıl harcadınız sorusudur. Paraları her şey için harcada, kaça yaptınız. Maliyet üzerinden garanti verildiği için siz on liralık işi yüz liraya yapıyorsanız, garantiyi yüz lira üzerinden veriyorsunuz. Ağzımızı açmayalım mı, o zaman muhalefet niçin var?

Soru: Eğitimi nasıl çözeceksiniz? Cevap: Gelişmiş ülkeler eğitim sorununu nasıl çözdü ona bakalım. Hükumet bütün eğitimcileri toplar, sorunu müzakere eder, müzakereye muhalefeti de davet eder, böylece ittifakla çıkartılan sonuç gerçekten milli olur ve eğitimde kurtulur.

Soru: Siz ülkeyi nasıl yöneteceksiniz? Cevap: Akılla, liyakatle, hukukla, dürüstlükle yöneteceğiz.
Soru: Siz hiç yanlış yapmadınız mı? Cevap: Elbette bizimde eksiğimiz ve yanlışımız olmuştur.
Soru: KHK için ne diyorsunuz? Cevap: düşünceden kimse atılmamalı.  
                                                                                 Hayrola, muvaffak ola, muzaffer ola.