Çarşamba akşamı Kültür merkezinde Sarıkamış’ın 99 yılı nedeni ile bir konferansa katıldım. Konferansı düzenleyen Muharip Gaziler Derneği Başkanı Mustafa Dağ idi. Konuşmacıda Tarihçi Mustafa Fırat Gül’dü. Konferans yaklaşık bir saat sürdü ve ecdadımızın geçmiş görüntüleri beni çok duygulandırdı. Ecdadımızın Sarıkamış’taki durumunu bir kez daha hatırlamış olduk. Konferans sonrası Milletvekili Sayın Ali Rıza Alaboyun’unda katıldığı bir sohbet yaklaşık bir saat sürdü.

       Konferansa Sayın Alaboyun’un dışında üç Belediye Başkan adayı ve Ak Parti teşkilatının çoğunlukta olduğu bir katılım vardı. Konferansa kadınlarda yoğun ilgi göstermişlerdi. Gazilerimizin o eski askeri giyimleri ise çok mükemmel görünümdü.

      Konferans sonrası çay salonunda toplanan çoğunluğu Ak Partili yöneticiler ve Belediye Başkan adayı Haluk Yazgının bulunduğu ortamda Milletvekili Ali Rıza Alaboyun ayağının tozu ile geldiği Ankara’dan gündemdeki konular ile ilgili sohbette cevap verdi.

      Hükümete karşı yapılan operasyondan tutun bakanların istifasına kadar birçok konuda yaptığı açıklamaları dinleyen partililer çeşitli sorularda sorarak bilgiler aldı. Yolsuzluk operasyonu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

       “ Yolsuzluk ve hırsızlık kim tarafından yapılırsa yapılsın üzerine gideriz. Sayın Başbakanda zaten yolsuzluk konusunda kararlı. Yolsuzluğa hiç kimsenin itirazı yok, burada devlet içinde devlet olma gayreti içinde olanlara itirazımız var.

       Devletin içinde çete olmaz, burada bir çete oluşmuş ve hükümeti devirme girişiminde bulunulmuştur. Yolsuzluğu Bakanın oğlu da yapsa üzerine gidilmeli, buna kimse itiraz edemez. Ama siz Başbakanda dahil bir çete ile dinleyip kayıt altına almaya çalışırsanız buna müsaade etmeyiz. Böyle bir hukuk devleti olacaksın insanların yatak odasına kadar girip mahremini kayıt altına alacaksın.

      O zaman eşlerimizle yatak odamızı ayıralım, banyoya tuvalete girmeyelim ve elbise ile mi duşa girelim. İnsanların mahremine kadar girmenin neresi din, neresi hukukla bağdaşır? Herkesi fişleyeceksin, devletin içine sızıp üstlerini tanımayıp kendi kafana göre dış güçlerle işbirliği yaparak devlete çok büyük ekonomik yük yükleyeceksin. Peki, bundan kimler zarar gördü, ülkemizin her kesimi zarar görmedi mi? Mesele dershane meselesi değildi arkadaş şimdi anladın mı? Mesele İsrail’in ve dış güçlerin istediği Recep Tayyip Erdoğan ‘sız bir Türkiye’dir

        Bakın Sayın Başbakanımızın da anlattığı gibi,  İstanbul Borsası 93 binin üzerine çıkarak rekor kırdı. Bu da hazmedilemedi. Dikkat edin borsaya müdahaleler, borsanın yavaş yavaş inmesi olayı.
Merkez Bankası Rezervini biz 27,5 milyar dolar olarak devralmıştık, Mayıs’ta 135 milyar dolar ulaşarak rekor kırdı.   Gösterge faizi. Biz yüzde 63 seviyesinde devralmıştık. Mayıs ayı içinde yüzde 4,6.  Eğer o gidiş devam etseydi bu 2,5’a kadar düşebilirdi. Ama tahammül edemediler. Dayanamadılar, oradaki müdahale ile bir anda tekrar çıkmaya 9,5’a kadar tırmandı.   Bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kredi derecelendirme kuruluşu, art arda kredi notunu arttırdı. Bu da tabi onları rahatsız etti. IMF ile ilişkilerimizde, 23,5 milyar dolar aldığımız borcu 14 Mayıs’ta ödedik, defteri kapattık. Sen mi sıfırlarsın işte burada uluslararası o güçler devreye girdi.  Enflasyonda, sanayi üretiminde, dış ticarette yeni rekorlara şahit olduk.

     Şimdi faiz yükseldi, dolar arttı, buna paralel olarak doğalgaz, petrol ve diğer dolar üzerinden yapılan yatırımlardan zarar gören insanların durumu ne olacak? Bir operasyon yapıldı bunların bir birisi ile bağlantısı olmayan üç ayrı konu birleştirildi. Yarın bunların suçsuzluğu ortaya çıkarsa ülke ekonomisine vurulan darbeden kim sorumlu olacak? O zaman kendi başına hareket eden ve devletin ekonomisini çökerterek Başbakanı devirmek için yapılan operasyonda suçlu olan herkes hesap verecek. Bu operasyonla ilgili söylenecek çok şeyler var ama bekleyip görelim neler olacak.

       Bakanlar zamanında kendiliğinden istifa ederek Sayın Başbakanın elini güçlendirmelilerdi. Geçte olsa istifaları onurlu bir davranış olarak görmekle beraber Sayın Bayraktar’ın açıklamalarını onurlu bir davranış olarak görmüyorum. Elinden tutup getireceksin ve Bakanlığa kadar yükseleceksin, görevi bırakması istenince başkasını suçlayacaksın bunu doğru bulmuyorum, ortada bir iddia var. İddia hukuk önünde sonuçlanana kadar Sayın Başbakanın önü açılmıştır. Partinin Anadolu’daki temel taşları bizleriz, beklentimiz olmadan davaya sadık kalırız” dedi.

       Bu sohbetten özet olanları sizlerle paylaşmaya çalıştım.


26.12.2013 00:00:00

Erdogan Kaya

ERDOĞAN KAYA Mesele Erdoğan `sız bir Türkiye

ERDOĞAN KAYA Mesele Erdoğan ?sız bir Türkiye