İki ay gibi bir sürede Başkanlık ve referandum konuşacağız. Ama öncelikle şunu söyleyim gördüğüm kadarı ile ülkemizde bir kutuplaşma söz konusu değil. En çok sevindiğim hususlardan birisi budur. 18 maddelik Anayasa değişikliğinde 8 madde Başkanlık konusunu içeriyor. Diğer konular ise hepimizi ilgilendiren bir husus. Ama ben bu Anayasa değişikliğinde iki maddeyi önemsemediğim gibi benimsemiyorum da. Ama Başkanlık konusundaki maddeleri elbette önemsiyorum. Bu 8 madde ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşacağım. Ama önce benimsemediğim iki konuya değinmeden geçmeyelim.

     Benimsemediğim bu iki konu ise benim şahsi fikrim. Ak Parti sempatizanı olmam her şeye evet dememi gerektirmez. 18 yaş seçilme yaşı tamamen yanlış. Nedenine gelince bir söküğünü diktirmekten veya yamatmaktan aciz zamanın geçleri kendilerini yönetemezken ülkeyi nasıl yönetecekler?

     Üniversitede okuyan gençlerimiz Allah aşkına baba desteği ve babası olmadan kendi başına iş görme becerisini elde edememişler. Babaları olmadan bir iş yapamazken nasıl ülke yönetimine talip olacaklar? Hatta ve hatta ben 18 yaşındaki gençlerimize seçme yetkisi verilmesine de karşıyım. En azından 20 yaş seçmek için yeterli diyorum. O zaman seçme yetkisi veriyorsan seçilmelerine de yetki vereceksin. 18 yaşındaki bir insan ülke yönetimine talip olmasını kabul etmiyorum.

     Diğer bir husus ise 550 Milletvekili zaten çoktu. Bunu 650 çıkarılması bana göre doğru değildir. Bana göre bu 550 vekil yükseltilmek yerine aşağıya çekilmeliydi. Zaten kamuoyunda boşuna maaş alıyorlar eleştirisi mevcutken, 650 çıkarılması biraz abartıdır. Gerçi bu karşı olduğum iki husus biraz siyasidir. Neden siyasi derseniz, gençleri onurlandırıp kendi tarafına çekmek. 650 vekile çıkışta bazı vekil olma heveslilerine umut vererek taraf olmalarını sağlamaktır.

      Şimdi gelelim 8 maddelik Başkanlık sitemi neden önemli? Yukarda yazdıklarım işin siyasi tarafı ama önemli olan Başkanlık sisteminin önemi.

       Türkiye´nin Osmanlıdan beri başkanlık geleneği var. Yerelimize bakın, mahalle muhtarı, belediye başkanı, kalkınma bölgeleri... Anadolu insanında da başkanla sorun çözme kültürü var. Yani bize en uygun seçe­nek başkanlık sistemi.

        Meclis şu an tamamen yürütmenin kontrolünde çünkü milletvekilleri güçsüz durumda. Grup başkan vekilleri ne derse onu yapıyorlar. Oysa Başkanlık sis­teminde, hele de dar bölge sistemi ve geri çağırma yetkisi getirilirse milletvekilleri daha fazla sorumlu­luk üstlenir.

       Denge ve denetleme meselelerinde de başkanlık sisteminin üstünlüğü var. Meclisin görevi hükümeti denetlemektir. Parlamento çoğunluğunu oluşturan parti içinden çıkmış bir hükümetinin kendi parlamen­terlerini objektif bir şekilde denetlemesi mümkün değildir

       Başkanlık sisteminin en önemli özelliklerinden biri başkanın kanun teklifi verme hakkı olmaması. Obama 7 yıl boyunca bireysel silahsızlanmanın daraltılması için müthiş çabalar harcadı ama kabul etmediler. Bu da katı kuvvetler ayrılığı sisteminin getirdiği bir şeydi. Yani başkanlık sisteminde baş­kanın parlamento çoğunluğunu şimdiki başbakanın kontrol ettiği gibi kontrol etme ihtimali son derece düşüktür.

        Başkanlık sisteminde halk, hem yürütmeyi hem de meclisi belirler. Hükümet ve koalisyon derdi olmaz. Kriz çıktığında da halka gidilirse milli egemenlik her aşamada devreye sokulmuş olur.       

        Başkanlık sisteminde Bakanlar Meclis´ten değil, dışarıdan seçilir. Dola­yısıyla en iyisini seçme imkânına sahip olursunuz. Şu anki sistemde siyasi partiler sadece seçim çalışması yapmaya odak­lılar. Oysa gerçek anlamda toplumun ihtiyaçlarını siyasete dönüştürmenin aracına dönüşmeliler. Baş­kanlık sistemi bu imkânı getirecek.

         Mevcut düzende bütçe kontrolü meclise hükümetin kontrolünde geliyor. Uygulamayı da hükümet yapıyor.   Başkanlık sisteminde ise bütçeyi gerçekten meclis yapıyor. Çatır çatır da hesabını soruyor.

         Mevcut sistem onu daha çok yetkiyle donatıyorsa Erdoğan neden başkanlık sistemi istiyor?

         Cumhurbaşkanına olan bu önyargılı yaklaşım çok büyük haksızlıktır. Bu yaklaşımı gerçekleştirenler ya siyaseti bilmiyor ya da bildikleri halde çarpıtıyorlar. Mevcut sistemde cumhurbaşkanlığı pozisyonu vesayet makamı olarak düzenlenmiş. Meclis yamuk yaparsa parmak sallayıp, canlarına okusun diye. Fakat vesayetçi akıl bir gün cumhurbaşkanını halkın seçeceğini hesap etmemiş. Erdoğan´ın çok geniş yetkileri var. Hepsini kullanmıyor. Ayrıca meclis kanunla cumhurbaşkanına görevler verebilir. Cumhurbaşkanı AK Parti üzerinde son derece etkilidir. İstediği kanunu da çıkartır. Mevcut sistemi devam ettirirsek Erdoğan´dan sonra gelen tüm yetkileri kullanır. Sistem otoriter bir yapıya çok elverişlidir. Erdoğan bu sistem sorununu çözmek ve demokratik bir sistem kurulması için Başkanlık istiyor.