Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ´liderliğinde kurulan Cumhur İttifakının, kazandığı başkanlık ile Mecliste aldıkları çoğunluğu kutluyor, hükümet etmede başarılar diliyoruz.

              Devletimizin, Beka sorunu var dediler, seçmen buna inandı, madem öyle, başkanlığı Erdoğan´a,  Meclis çoğunluğunu AKP ve MHP ye veriyorum buyurun, Ülkeyi beraber yönetin dedi.   

            Keşke, millî Birliğin sağlanması ve Beka sorununun çözümü, başkanlık sisteminin alt yapısının en iyi şekilde sağlanması konularında Kemal Kılıçdaroğlu´ da olsaydı. Olmadı ne yapalım hayırlısı olsun.

            Bundan sonra, AKP ve MHP den kesin sonuçlar bekleniyoruz. Mazeret üretme, bahaneler icat etme, suçu başkalarına atma gibi söylemlerden, elli senedir millet; bıktı.

             Dış kaynaklar, haçlılar, kâfirler, Avrupalılar, Amerikalılar, İsrail,  muhalefet, fetöcular, PKK ?lılar, bilmem neler,  neler diye onlarca isim sayarak,  mazeret dağları yığıp, bu dağlara sığınan iktidarlardan usandı. Artık hiçbir mazeret istenmiyor.

             Çünkü Milletimiz, bu seçimde, size tüm yetkileri verdi. Bu yetkilerle de kalkınmamızı ve beka sorunumuzu halledin dedi. Aziz milletimiz daha ne yapsın?

             Halkımız, şehit cenazeleri kaldırmaktan, şehitlerine ağlamaktan, cenazelerdeki nutuklardan, usandı dolaysıyla sözler değerini de kaybetti. Artık söz değil icraat bekliyor.

             150-200 senedir Milletimiz adeta engelli koşuda yarış yapıyor, bir düşüyor bir kalkıyor şükür yoluna devam ediyor. Ancak istediği kalkınma hedeflerine bir türlü varamıyor, başındaki terör belası içindeki hain çetelerini maalesef bir türlü bitiremedi.

             Çünkü her 10-15 yılda kurulan tuzakları aşacağım, elime ve ayağıma vurulmak istenen zincirleri kıracağım diye uğraşmak, kalkınmada ki sıçramaları aşağı çekti.

              Tek umudumuz başkanlık sisteminde, BEKA sorunu ile bölücü terör belası nasıl çözülecek? Bize,  göre önce, bürokrasideki, yufka yüreklileri, eyyamcıları, menfa atçıları, hırsızları, münafıkları, kiralıkları, cahilleri, özellikle de ajanları, devletten hemen uzaklaştırarak, boşalan yerlere, namuslu, Dürüst, çalışkan, ehliyet ve liyakat sahibi insanlar getirerek.

             Cesur, dürüst,  vatan için canını hiç tereddüt etmeden verecek, serdengeçtiler kenarda beklerken hala az da olsa hain ve gafillerle yola devam edilirse iddia ediyorum ciddi sonuçlar asla alınamaz. Yüzelli senedir,  Devlet ve Milletimizin hücrelerine sızmış hainler lafla hainliği bırakmaz. Erdoğan ve Bahçelinin kendi gayretleri ilede halledilemez. Müthiş ekipleri bulmaları şarttır.

               Bütün kademelere serdengeçtileri getirmeniz gerekiyor, getirme yeter mi asla yetmez, arkalarında durmanız şart. Bakın o zaman hainler nasıl temizleniyor.

                15 Temmuz günü vatan için şehitliğe koşanı çıkaran bu millet, onbinlercesini anında çıkarır, yeter ki siz isteyin.

               DEVLETİ ?in yeniden kurulmasında, mesuliyeti ve sorumluluğu, Allah korkusu olanlar almalıdır. Bu inanç, irade ve ruh olmadıktan sonra, yeniden kurma veya yapılandırma, beyhude olur. Bütün emekler boşa gider. Millet yine sahipsiz kalır.

                    Devlet ve Milletimiz, Selçuklu ve Osmanlı ruhuna kavuşmadıkça asla kurtuluşumuz söz konusu olamaz. Asla terör belaları yok edilemez. Asla Cihan Devletine doğru yürüyemeyiz. Devletimizin temel felsefesinde yani merkezinde mutlaka insan olmalı ki Ülkede yaşayanların tamamını devlet şemsiyesi altına alsın.

                  Ne pahasına olursa olsun, ruhsal kurtuluş mücadelemizi vermemiz gerekmektedir. Bu mücadelede geç bile kalınmıştır. Menderesin, Demirel´in, Erbakan´ın, Özal´ın ve en son Erdoğan´ın başına gelenler, ruhsal kurtuluş mücadelesinin verilemeyişindendir.

                  Erdoğan ve Bahçelinin işbirliği neticesinde, milletimiz ruhsal mücadele yapacak gücü bu iki lidere vermiştir. Şimdi bu iki lider önce partilerinin yönetimlerini aynı davaya inananlardan oluşturması gerekiyor.

                 Liderlerin ekipsiz, kadrosuz bu büyük davayı götürmeleri, herhalde çok iyimserlik olur. Dünyadaki büyük liderler, çağlara damgasını vururken önce kadrolarını muhteşem şekilde kurmuşlardır. Ardından da çağ değiştiren, insanlığa damgasını vuran başarılar, kazanmışlardır.

                 Örnek; Menderesin, Demirel´in, Erbakan´ın ve Özal´ın kurdukları kadroları kendilerine ayak uyduramadıkları, Türkiye´yi ve Dünyayı iyi okuyamadıkları için umdukları başarıya varamadılar başarı yarıda kaldı. Umuyor ve inanıyoruz ki Erdoğan ve Bahçeli, Tarihi iyi okuyan, Ülke ve Dünya gerçeklerini iyi gören kadroları oluştururlar.

                Yeniden yapılandırma veya kurma, Milletin inancına, tarihine,  kültürüne, örf ve âdetine en uygun teşkilatlandırma şeklinde olur inşallah.

                Hedefsiz, ülküsüz, iradesiz, ruhsuz, bir devlet olduğunuzda; yıkıcı ve bölücü güçler DEVLETİ en azından tökezletiyor.

                Devletimiz kendi kendini koruyacak Kurumları inanç ve iman çerçevesinde yerli yerine oturtmalı ki Devletin varlığı ve Bekası ile oynamayı kimse hayal bile edmesin.

                Şer güçleri,   Devletin varlığına, Milletin Birliğine, kastedecek açık veya gizli faaliyet yürütürse Devlet güçleri bunları anında yok etmesini, bilmeli ve bunu görev kabul etmeli.

                  Devleti ve milleti satanlar, cehalet ve gafletle, ihanet edenler, en kısa zamanda bedelini ödemeli. Öyle ödemeliler ki adamın yedi sülalesine ibret olsun.

                  Nasıl, fert; namusuna, malına, canına kastedeni affetmiyorsa, DEVLET kendine kastedeni hiçbir gerekçe ile affetmemeli,  Affettiğinde, müsamaha gösterdiğinde DEVLET in yöneticileri direk suç işlemiş kabul edilerek anında yok edilecek sistem kurulmalı.

                 Kanun, seksen milyonun kanunu olmalı, liyakat ehliyet esas alınmalı, TORPİL denen HIRSIZLIK kesinlikle ortadan kaldırılmalı. İktidara açıkça en keskin şekilde karşı olanların,

 Bile hakları öncelikle korunmalıdır.   

                 Yani, DEVLET,  her vatandaşını ve vatandaşlık haklarını bi hakkın korumalı, hiçbir TÜRK vatandaşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmemeli hatta gitmeye tenezzül etmemeli.

                 Her TÜRK vatandaşı, DEVLETİ ile gurur duymalı, onu gözünden bile esirgemeli.

                  DAHA açığı ve neti, iktidarlar vatandaşını, NAMERDE DEĞİL MERDE bile muhtaç etmemeli, hukukun üstünlüğünü hakım kılmalı ki,  vatandaş Devleti´ni canından aziz bilmeli.    

                  İktidarın her kademesinde, görev yapan yöneticiler, önce kendi içinde birbirine farklı bakışları, yalandan kucaklaşmaları kaldırmalı, adalet ve hakkaniyet baş tacı edilmeli. Adaletin uygulandığını gören halk tarifsiz mutlu olacaktır. Mutlu olan halkla da başarılamayacak hiçbir konu olamaz.

                   Yeni seçilen milletvekillerimizi, tebrik eder, başarılar dileriz.               

                   HAYIR, OLA, MUVAFFAK OLA, MUZAFFER OLA.

 


5.07.2018 09:46:13

Rasim Gül

Seçmen, Beka Sorununu Çözün Dedi

Seçmen, Beka Sorununu Çözün Dedi