Önce Twitter hesabından eleştirdi.

Eleştirmekle de kalmayarak ilgililerin görevlerini derhal bırakmalarını(!) istedi.

Daha sonra bir gazetecinin demece konu olan Rize ve Kırşehir´e gitmeleri hakkında neler söyleyeceğini sorması ile de verdi veriştirdi.

 "Ortaya çıkan tablonun asla kabul edilemeyeceğini ve doğru olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu "O görevlerinden ayrılmaları lazım, görevlerini bırakmaları lazım.

  Görevlerinden ayrılsınlar, AKP Genel Merkezine gitsinler, kayıtlarını yaptırsınlar.?dedi.

  Olay neydi?

   Bir hatırlayalım!!!

  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın Rize ziyaretine Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit,Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ve Sayıştay Başkanı Recai Akyel´in katılmalarını.

  Orada Erdoğan ve eşi ile birlikte çay toplamaları.

  Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın Kırşehir de Ahilik Haftası ile ilgili yapılan törende  Kırşehir´e  500 kişilik kız öğrenci yurdu  yapılacağı açıklamasını oralı olan Danıştay Başkanı Zerrin Güngör´ün alkışlaması.

 (Erdoğan Tunceli´ye gitse oraya yapılacak bir hizmet konusunda müjde verse Kılıçtaroğlu ne yapardı?)

  Ana muhalefet partisi gene başkanı  Kılıçtaroğlu bu gelişmelerin neyini eleştiriyor?!

 Ben yapılan eleştiriyi anlayamadım.

 Sorduklarımdan da anlayan olmadı.

 Cumhurbaşkanı hem yasamanın ve hem de yürütmenin başı.

  Türk ordusunun da başkomutanı.

  Yasamanın, Yürütmenin ve Ordumuzun başkomutanı olan devletimizin başının gezisine devletin kurumlarının katılmasının neresi garip ki eleştiriliyor?

   Bu eleştiriler gereksiz ve aynı zamanda da çifte standartlı bir eleştiridir!!!

   28 Şubat döneminde yüksek yargı organlarını en yükseği olan Anayasa mahkemesi ve diğer yargıçların cüppelerini sallaya ,salla ya bindikleri otobüslerle gittikleri milletimizin değerlerine karşı yapılacak mücadele konusunda brifing aldıklarında CHP´den bir eleştiri oldu mu?

   Haydi oralar epeyce eski ya Ak Parti´nin milletin desteğini almasından sonra yapılan taşımalı adından başka Cumhuriyetle ilgisi olmayan Cumhuriyet Mitinglerini kim düzenledi?

   CHP´nin bu konudaki bir eleştirisi oldu mu?

   Bırakın eleştiriyi ikna odalarının mucidini birde milletvekili yapmadılar mı?

   Biraz daha yakına gelelim.

   Önce  Özal,Demirel ve Sezer in seçilmesinde aranmayan 367 dayatmasına 27 Nisan 2007 Cumhurbaşkanlığı  seçiminde sarılmaları.

   O gün yapılan oylamayı Anayasa mahkemesine taşımaları ve aksi kararın sebep olacağı sıkıntı ile ilgili demeçleriyle Yüksek yargı organının üstü kapalı tehdit edilmesi halen hafızalarda değilmi?

   O gece yarısı demokrasiye karşı yayınlanan E. Bildirinin altına imza atacaklarını söylemeleri ortadayken yapılan eleştiriyi kim haklı bulurda inanır ki?

   Bu tür çifte standartlı eleştiriler yerine CHP´nin enerjisini kronikleşen muhalefetliğinin sebebine ve bundan kurtulma çaresine yoğunlaştırması partiye ve camiaya daha faydalı olur.  

  Cuma´nız mübarek olsun.

 Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.