Serdar Tuncer Çanakkale`yi şiirlerle anlattı

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Gençlik Aktüalite ve Sosyal Yardımlaşma Topluluğu’nun düzenlediği Çanakkale programına katılan Şair-Yazar ve Televizyon Programcısı Serdar Tuncer, şiirlerle Çanakkale ruhunu anlattı. ASÜ Konferans Salonu’nun tamamının dolduğu ve ilginin üst düzeyde olduğu programın açılış konuşmasını yapan Topluluk Başkanı Sabri Mutlu, 18 Mart 1915 yılında yapılan Çanakkale Savaşı’nın, normalde iki saat içerisinde fethedileceği düşünülen bir ülkenin direnişini ve yüreklerdeki vatan sevgisini gösteren bir zafer olduğunu belirtti. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletlerinin, gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almak istediklerini kaydeden Sabri Mutlu, “Fakat bu vatan için savaşmaya değil ölmeye gelen bir Türk Milletinin varlığını bilmiyorlardı. Çanakkale, bir milletin varlık ve yokluk savaşı, maddeyle mananın alabildiğine iç içe geçtiği bir zaman dilimidir” diye konuştu. Daha sonra öğrencilerin yoğun teveccühü ile kürsüye gelen ve son derece önemli mesajlar içeren bir konuşma yapan ASÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Çanakkale Zaferi’nin içerimiyle, mesajıyla ve sonraki nesillere bıraktığı mesajlarla çok önemli bir zafer olduğunun altını çizdi. Genç nesillerin yakın tarihi çok iyi bilmesi gerektiğini vurgulayan Rektör Acar, “Çanakkale’nin eşiğine bu ülke nasıl geldi? Birinci Dünya Savaşı’nda taraflar kimlerdi? Osmanlı İmparatorluğu neden, kimin safında savaşmak üzere ve kimler tarafından bu savaşa sokuldu?” sorularına gençlerin, en iyi şekilde cevap araması gerektiğini söyledi. Çanakkale’nin 18 Mart 1915 tarihinde geçilmediğini, geçilemediğini, ancak 3 yıl sonra, 25 Mayıs 1918’de, İstanbul’u işgal eden gemilerin Çanakkale Boğazı’ndan geçtiğini anımsatan ASÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, “Mustafa Kemal, Samsun’a gitmek üzere İngiliz Karargâhı’nın izniyle İstanbul’dan ayrılabilmişti. Biz, Birinci Dünya Savaşı’na girdik ve bir imparatorluğu kaybettik. İmparatorluk bakiyesi bir coğrafyanın üzerinde, 25’ten fazla ulus devletin kurulduğu bir yerde, son bir feryad-ı figanla, Mustafa Kemal’in öncülüğünde, o günün kahramanlarının destanlaştırarak verdikleri mücadelenin sonucunda Kurtuluş Savaşı’nı kazandık, Cumhuriyet’i kurduk ve 20’nci yüzyıl boyunca biz hala bıraktığımız yere dönebilme mücadelesi veriyoruz” dedi. 1914 yılında -savaşa girerken- Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyanın 6’ncı büyük ekonomisi olduğunu anımsatan ve Türkiye’nin bugün, -son yıllardaki bütün başarılara rağmen- dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi olduğunu ifade eden Rektör Acar, şöyle devam etti: “Gençler; yakın tarihimizi iyi bilelim. Hiç kimse birliğin ve beraberliğin son derece önemli olduğunu bizim milletimiz kadar bilemez. Çünkü biz birliğimizi, beraberliğimizi, iç istikrarı kaybettiğimiz zaman, maalesef yabancı güçlerin şamar oğlanına döndük. Koskoca bir imparatorluğu kaybettik ve 20’nci yüzyıl boyunca da bizi dünya sahnesinde pek kaale alan olmadı. Son yıllarda bir derlenme, toparlanma süreci yaşadık, dünyada adımızdan daha fazla söz edilir oldu. Allah korusun, tekrar bizi birbirimize düşürmek isteyenler işbaşında. Bunlara prim vermeyelim, vatanımızın ve milletimizin birliğinin, beraberliğinin çok önemli olduğunu unutmayalım, dışarıdan ve içeriden bizi karıştırmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim, birlik ve beraberlik içerisinde, bu ülkeyi daha güzel yarınlara taşıyalım.” Rektör Acar’ın konuşmasının ardından kısa bir türkü dinletisi gerçekleştirildi ve Serdar Tuncer sahneye çıktı. Çanakkale’nin önemli olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Tuncer, “Şehirlerin kurtuluşu için ülkemizde programlar yapılır. Örneğin; Maraş’ı, Antep’i düşmana vermedik diye her yıldönümünde bir kutlama programı yapılır. Merhum Necip Fazıl “Zaten bizim olanı vermedik diye, yüz sene sonra hala bayram etmenin âlemi ne?” diyor. Bizimdi zaten, vermedik, bunun bayramı olur mu? Üzüleceksek Balkanlar’a üzülelim, Kırım’a, Bosna’ya üzülelim, bütün bir Ortadoğu coğrafyasına üzülelim, bizimken elden kaçıp giden ve hala düşman çizmeleri altında inleyen yerlere üzülelim” dedi. Bu bakış açısının doğru olduğunu ancak Çanakkale’nin hariç tutulması gerektiğini söyleyen Serdar Tuncer, “Çünkü Çanakkale’de başka bir şey var, orada her sene hatırlatılması, yâd edilmesi gereken ayrı bir ruh var” dedi.