Avrupa`ya rakip olabilecek en canlı medeniyetiz

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) İslami İlimler Fakültesi’nin (İİF) “Bahar Etkinlikleri” kapsamında düzenlediği “Avrupa Merkezcilik Karşısında Dünya Tarihinde İslam” konulu konferans düzenlendi. Konferansta konuşan, Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Demirci, mensup olduğumuz medeniyetin 19’uncu yüzyıldan önce en fazla yazılı eser bırakan medeniyet olduğunu söyledi. İİF Dekanı Prof. Dr. Mehmet Bahaüddin Varol’un açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen ve Avrupa merkezciliğin yaşam, düşünüş, tarihi ve dünyayı okuma biçiminde Avrupa’yı merkeze koymak anlamına geldiğini ifade eden Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, “Avrupa dünya egemenlik tahtına kurulduğundan buyana, bütün tarihi Avrupa’nın gözüyle okumaya başladık. Kendi tarihimize ve kendimize bile Avrupa’nın gözüyle, gözlüğüyle bakar olduk. Buna paralel olarak kendimize, tarihimize, kültürümüze, değerlerimize yabancılaştık; kendimizden kuşkulanır, hatta utanır hale geldik, aşağılık kompleksine kapıldık. Kendi problemlerimizi kendi çözüm yollarımızla çözmeyi denemek yerine “Acaba bu konuda Avrupalılar ne demiş? Avrupalı bu konuda ne düşünüyor?” diye onların ağzına bakmaya başladık” dedi. Yeniden kendi dinamiklerimizle barışmamız gerektiğini belirten ASÜ Rektörü “Kendi tarihimizi olduğu kadar dünya tarihini de kendi gözümüzle okuyabilmemiz, anlayabilmemiz, anlamlandırabilmemiz gerekiyor” diyerek konuşmasını tamamladı. İlahiyat Fakültelerinin önemine değinerek konferansına başlayan Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Demirci, bu fakültelerin özellikle sosyal bilimler alanında çok başarılı akademisyenler yetiştirdiğini belirtti. İlahiyat Fakültelerinde yüzde 80-90 oranında İmam Hatip’ten gelenlerin olduğunu söyleyen ve temel özelliklerden bahseden Demirci, “Bir defa bu insanlar bizim kültür ve medeniyet dilimize hâkim oluyorlar. İkincisi, bizim sosyal bilim terminolojisine hâkim oluyorlar; sadece batıdan üretilmiş kavramların, teorilerin içerisinde boğulmuş, alternatifini düşünemeyen insanlar değiller. Üçüncüsü de, bu insanlar kendi medeniyetimizin literatürüne hâkimler. Ancak eksikler var” dedi. İlahiyat Fakültelerindeki bu birikimin sosyal bilimlerin metodolojileriyle, yorumlama teknikleriyle, sosyolojisiyle, felsefesiyle ve iktisat teorileriyle zenginleştirilmesi gerektiğini kaydeden Demirci “Eğer İlahiyat Fakültelerinde alınan eğitimi sosyal bilimlerle açabilirseniz çok orijinal, son derece yaratıcı, batıya mahkûm olmayan ve batının alternatifini oluşturabilecek bilim adamları, teorisyenler, tarihçiler, edebiyatçılar, sosyologlar ve siyaset bilimciler yetiştirebilirsiniz” dedi. Prof. Dr. Mustafa Demirci, temel kavramları açıkladıktan sonra “Avrupa Merkezcilik Karşısında Dünya Tarihinde İslam” isimli konferansına geçti. Demirci’nin konuşması özetle şöyle: “Biz, yeryüzünde yaşayan canlı medeniyetler olarak, Avrupa medeniyetinden sonra, ona rakip olabilecek en canlı medeniyete mensubuz. Bunun altını çizmek gerekiyor. 19’uncu yüzyıldan önce dünya üzerinde yaşayan medeniyetler arasında en fazla yazılı eser bırakan medeniyetiz. 30 milyona yakın yazma kitap var. Böyle bir medeniyet üzerinde oturacaksınız, bütün bu birikimi bir kenara bırakıp, batının itiraz etmez bir tüketicisi haline geleceksiniz. Böyle bir şey olamaz.” Son derece önemli detayların güncel örneklerle anlatıldığı konferansı akademisyenler ve öğrenciler büyük bir ilgiyle takip etti.